Paylaş
ÖNEMLİ BİR DİLEK
BAL’ımız gecikmesin
GEÇENLERDE Bahar Akıncı da yazdı, Bornova Anadolu Lisesi’ni. Okuldaki üç blok depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle 2011-2012 öğretim yılının ikinci yarısında boşaltıldı. Bir bölüm öğrenci iki okulda öğrenim görmeye başladı. Kalanlar da sabahçı ve öğlenci olarak ikili öğretime başladı. Üç mezunun hazırladığı mimari ve mekanik projeleri Milli Eğitim Bakanlığı, İzmir İl Özel İdaresi ve Bornova Belediyesi, Koruma Kurulu onayladı. İnşaat ruhsatı da alındı. Bütün bunları, Bornova Anadolu Lisesi Eğitim Vakfı (BALEV) Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Uzunoğlu’nun bilgilendirme mektubundan özetledim. Herkes ihaleye çıkılıp, inşaatların başlamasını beklerken olan oldu. İl özel idareleri kaldırıldı, ihale süreci boşlukta kaldı. Çünkü, ödeneğin gönderildiği İzmir İl Özel İdaresi’nin ihale yetkisi tartışılır hale geldi. Şimdi, “İhaleyi kim yapacak” sorusuna yanıt aranıyor. BALEV yönetimi, sürecin hızlandırılabileceğinden umutlu. Veliler, öğrenciler, öğretmenler tabii ki üzgün.
Ben de bir mezun olarak, BAL’lı çözüm diliyorum.
YAKINMA YAKINMA
Yenifoça güzel kokmak istiyor
YENİFOÇA’da caddeler, sokaklar, foseptiğe karışmış yağmur sularıyla dolu. Kışı yaşıyoruz. Yağmur bol. Yenifoça’nın her tarafının koktuğunu artık söylemekten, anlatmaktan bıkmadık. Bir belde bu kadar mı kaderine terk edilir? Ana arter Cengiz Topel Caddesi ne halde, bir bilseniz. Burunucu sokakları. Aman aman.
Foça Belediyesi’nin yapacağı fazla birşey yok. O çöp topluyor, ot biçiyor! Arıtma işi, Büyükşehir’in. Milyon liralar harcandı, içme suyu şebekesi yenilendi. Hala su patlakları söz konusu. Dere yatakları iyileştiriliyor -kimin zevkiyse- paslanır mavi korkuluklar takılıyor. Arıtma sorununda hayata geçen somut adım yok. İZSU’nun sitesinde 40 bin kişiye hizmet verecek kapasitede sistemin 2011’de projelendiği, 2012’de de faaliyete geçeceği yazıyor hala...
Oysa sistemin merkezinin konuşlanacağı arazi sahipleriyle İZSU’nun, kamulaştırma bedeli nedeniyle hukuki ihtilaf yaşadığını biliyoruz. Son edindiğimiz -gayri resmi- bilgilere göre açılan dava Büyükşehir Belediyesi lehine sonuçlanmış, temyize gitmiş. İnanmayacaksınız belki, ama bu kez, Karayolları Genel Müdürlüğü ile Bozköy’den yapımına başlatılan ve halen devam eden fabrikalar yoluna alternatif olacak duble yol projesi nedeniyle sorun çıkmış.
Başkanın ilgisini çok iyi biliyoruz Büyükşehir sorunu aşmanın gayreti içindeymiş! Bu yıl inşaata başlamaya kararlıymış İZSU’cular. Başkan Aziz Kocaoğlu, Yenifoça’nın arıtma projesine mutlaka başlanacağını, bu sorunun kendisini de ‘çok rahatsız’ ettiğini bildirmişti bize. Kocaoğlu’nun Yenifoça’ya ilgisini de biliyoruz, sıkıntılarını da! Yaz aylarında 30 bine yaklaşan nüfusuyla daha şimdiden kokan Yenifoça’yı 3 ay sonra düşünmek istemiyor kimse. Yenifoçalı, Yenifoça’ya gönül verenler, artık üvey evlat olmak istemiyor. 30 kilometre sahili olan belde, geçmişteki gibi, deniz, çam, limon kokmak istiyor. Gelecek kuşakların korkusu termik santral belasıyla yıllardır boğuşan ve kendisine, “üç beş çevreci” yaftası takılan bölge halkı, bu sorunun çözülmesini özlemle bekliyor.
Atilla KÖPRÜLÜOĞLU
BİZİ DE DUYUN
Cezaevi 2. müdürleri: Tasarı bizi yaraladı
CEZAEVLERİNDEKİ ikinci müdürler TBMM Adalet Komisyonu üyelerine birer dilekçe göndermiş:
Biz ceza infaz kurumlarında büyük özveriyle çalışanlarından olan 2. müdürlerin artırılan iş ve sorumluluğuna rağmen özlük hakları iyileştirilmesi gerekirken kötüleştirilmiş, azaltılmış, bir de bunlara ilaveten unvan kaybı yapılmış olup en büyük adaletsizliği görüp ve yaşamaktayız.
Adalet Bakanlığı tarafından TBMM’ye sunulan Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanun tasarısı’nda 2. müdür kadrosu iptal edilmiştir. Bu uygulama ile zaten var olan, infaz ve koruma hizmeti yapıp, genel idare sınıfı memuru sayılma, üniforma giydiği halde Türk Silahlı Kuvvetleri ile Emniyet Teşkilatı’nın aldığı tazminatları alamama, 24 saat esasına göre çalışıp fazla mesai ücreti verilmeme, milli dini ve resmi tatillerde çalışma, yıpranma payı (fiili hizmet zammı) tazminatı verilmeme gibi adaletsizlikler varken, sorunlar giderilmemişken birde bunların üzerine unvan kaybı (tenzil-i rütbe) ile dış güvenlik eklenmiştir.
Tasarı, çalışma barışı, objektif olma, hakkaniyet, eşitlik, görevin niteliği ve gereği ilkelerine aykırılık yanında, tüm zorluklara rağmen görevini layıkıyla yapan personeli maddi ve manevi olarak aşağılayarak onurumuzu kırdığından bizi derinden yaralamıştır. 2. müdürlerle ceza infaz kurumları çalışanlarının çalışma şartları ile zorlukları göz önüne alınarak ve personelin maddi, manevi mağdur edilmeyeceği bir yasa tasarısının yeniden TBMM’ye sunulmasını istiyoruz.
Paylaş