Nedim Bubik

ÇOK özel günler yaşıyoruz... Yarın heyecan, coşku, onur ve de tanımlanamaz duyguların günü... 30 Ağustos Zafer Bayramı... Büyük Zafer’in 101’nci yıldönümü. Türk Ordusu’nun Atatürk’ün komutuyla, İzmir’e aktığı günlerin başlangıcı...

İZMİR’İ İZMİRLİLERİ SEVERİM
9 Eylül çok yakın... Kurtuluş günü... Ordumuzun kenti kurtarıp ülkeyi bağımsızlığa taşıdığı, dünyada barış sayfasının açılmasını sağladığı, Cumhuriyet’e giden günlerin 101’inci yıldönümü... “Ben, bütün İzmir’i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim” diyen Büyük Atatürk’te söz:

EGEMENLİK ULUSUNDUR

İZMİR Life, 22 yılı aşmanın onurunu yaşıyor. Derginin doğumuna, gelişmesine, vazgeçilmezliğine tanık olanlardanım. Dile kolay, 254 kez yayımlanıp okuyucusuna ulaştı aylık dergi... Ancak, “Güzel İzmir’i sevmek” ilkesiyle yola çıkan dergi Eylül ayında 23’ncü yılına dijital ortamda ayak basacak. Derginin kurucusu, yaratıcısı, yönetmeni, sorumlusu, yazarlarından biri, özetle her şeyi, İ. Hakkı Kesirli, 2000 yılının sonlarında dergi konusu gündeme geldiğinde, Ahmet Piriştina’nın, “Onu da sen yap bilader. Ama 25 sene çıkmalı” dediğini aktarır ve ekler: “Bir kent kültürü dergisinin bu kadar uzun soluklu olması, kente sahip çıkanların desteğiyle başarıldı. Yazarı, çizeri, okuru hep birlikte bugünlere geldik. Tabii ki finansal desteğe, ilanlara dünden daha çok ihtiyacımız var. Bir de abone desteğine...”

 

DEĞER BİLMİYOR MUYUZ
Ve Alsancak Koruma ve Güzelleştirme Derneği, Hakkı Kesirli’ye “İzmir ve Alsancak’a Emek Verenler” ödülü verdi. Kesirli, “Dergimiz 254 sayı sonrasında ilk kez bir STK tarafından kente yaptığı katkılar nedeniyle ödül aldı” diye özetlemişti olayı. Bu sözler dokunmuştu sanki bana: “Vefayı mı anımsattı, vefasızlığı mı? Değer bilmiyor muyuz, bilip de gösteremiyor muyuz?”
Ve son gelişmeyle ilgili söz Kesirli’de: “Kar amacı gütmeden yayınlanan bir dergi olur mu? Kentin dinamiklerini bir araya getirip, kente yön vermek amacını taşıyorsa tabii ki olur. İzmir Life 2001 Eylül ayında yayın hayatına başlarken, kentin sorunlarına ortaklaşarak çözüm arayan bir yayın olma hedefindeydi. Kentin birçok sorununa çözüm yollarını kentlilerin ağzından haberleştirdi. Kentin müzelerinden turizm rotalarına, tramvay hatlarından metronun yararlarına, butik otellerden gurme restoranlara, sayılamayacak kadar proje üretildi dergide… Kentin tarih sayfalarında, semtlerinde, okullarının koridorlarında dolaştı İzmir Life… ‘Sokak sokak yaşıyoruz İzmir’i’ söylemiyle yayın hayatını sürdürdü. 22 yılda tam 254 sayı ürettik. Bilgi üreten dergi, birçok akademisyenin araştırmalarına yardımcı oldu. Makale ve tezlerin dipnotlarında kaynak olarak gösterildi.

ZORUNLU BİR SÜRÜKLENME

İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, uzun süredir beklenen açıklamasını yaptı, “Yine aynı göreve mi aday olacak, CHP Genel Başkanlığı’na mı soyunacak?” sorusuna yanıt arayanlar da rahatladı. İmamoğlu, “İstanbul’la mühürlendiğini” vurguladı, ancak büyükşehir belediye başkanlığına aday olduğunu açıklamadı, “İstanbul için yola çıkıyorum” dedİ. Bu söylemi yadırgayanlar oldu, ancak İmamoğlu haklıydı, çünkü CHP’de adaylık için son sözü genel merkez yönetimi söylüyor.

İLK AKLA GELEN SOYER
Bu önemli açıklamanın ardından CHP’nin İzmir’de ne yapabileceğini düşündüm, “İzmir için kim/kimler yola çıkacak/çıkmayı düşünüyor? Ya da bu yolculuğa kim/ kimler yakıştırılıyor?” sorusu takıldı kafama. Doğal olarak aklıma ilk gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer oldu. Soyer, aynı görevi istediğini saklamıyor. Tam tersine özetle, başlanan işlerin sürdürülmesi, sonuçlanması için işbaşında olmak gereğini vurguluyor. Soyer, izleyeceği yol haritasını yakında açıklayacaktır. Son günlerde gece-gündüz İzmir’in her yanına koşması da bu hamlenin belirtileridir sanırım.
BAŞKALARI YOK MUDUR?
Soyer bu aralar çok da dolu. 92’nci İzmir Enternasyonal Fuarı 1 Eylül’de başlıyor... 30 Ağustos ve 9 Eylül’ün 101’nci yıldönümleri geliyor. Ya 29 Ekim? Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’ncü yıldönümü... Büyükşehir’in örnek kutlaması beklenen bu çok özel günler de Soyer’in, “İzmir için yola çıkmak” takviminde çok önemli etkenler... Peki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yürümek isteyen/istediği iddia edilen/yakıştırılan başkaları yok mu?
KULİSLERİ PAYLAŞMAK

VATANDAŞI kandırmaya çalışıp havadan para kazanma peşinde olanlar, çeşitli yöntemlere başvuruyor. Bir dönem telefonla aradıklarına kendilerini güvenlik güçlerinden gibi tanıtıp, “Şu/bu terör örgütü hesaplarınızı kullanıyor. Operasyon için bankadaki paranızı çekip bize emanet edin” gibi bahanelerle birçok insanın canı yandı. Tuzağa düşenlerin korku derecesine göre, ev/arsa sattırıldığı bile söyleniyordu.

POLİS-ASKER HEP UYARIYOR
Ancak güvenlik güçleri çeşitli kanallardan, “Asker, polis, savcı sizden para istemez” gibi duyurularla, vatandaşı büyük ölçüde aydınlatmayı başardı, bu tür dolandırıcılıklar azaldı gibi. Bir ara duygu sömürüsüyle, hastalık, yoksulluk gibi yalanlarla vatandaştan para toplayanlar türedi. Ve anlaşılıyor ki, vatandaşı kandırıp para kazanmayı meslek edinenler uslanmıyor, farklı yöntemlere başvuruyor. İki uyarı iletiyorum… İlki İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü’nden:
İZSU’NUN ADIYLA GİRİŞİM
“Son zamanlarda bazı art niyetli kişilerin vatandaşlarımızı İZSU’da iş bulma vaadiyle dolandırdığı ve bu teşebbüslerin artarak devam ettiği tespit edilmiştir. Vatandaşlarımız ve çalışanlarımızın mağdur olmamaları için bu tür söylemlere itibar etmemeleri önemle rica olunur.” Kurumun tüm işe alım süreçlerinin İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetiminde yürütüldüğü vurgulanırken, iş başvurularının https://www.izmir.bel.tr/tr/InsanKaynaklari/259 adresi üzerinden gerçekleştiği belirtildi.
KARABAĞLAR’DA YARDIM YALANI
İkinci uyarı Karabağlar Belediyesi’nden. Kendilerini belediye başkan yardımcısı olarak tanıtan bazı kişi ya da kişilerin vatandaşlardan yardım bahanesiyle para istedikleri duyumları üzerine Karabağlar Belediyesi’nden açıklama geldi. Belediyenin yürüttüğü yardım kampanyası bulunmadığı belirtilen açıklamada, “Vatandaşların bu tür olaylarla karşılaşmaları halinde durumu derhal emniyete bildirmeleri gerekmekte olup, kendilerinden yardım talep eden dolandırıcılara itibar etmemeleri önemli rica olunur” denildi.

“AKARYAKITTA yaşanan fiyat artışları, toplu ulaşım hizmeti veren belediyelerin maliyetlerinin olağanüstü artmasına neden olmaktadır. Çağrı yapıyorum; yerel yönetimler toplu ulaşımda akaryakıtta ÖTV’den muaf tutulsun, vatandaşımız toplu ulaşım hizmetlerinden daha da ucuza yararlansın!”Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’ndan geldi bu çağrı...

ARTIŞLARIN SONU ZAM
Kısa süre önce yazdım... Akaryakıtta ÖTV’deki (Özel tüketim vergisi) büyük artıştan sonra, çoğu kentte toplu ulaşım zamlandı, doğal olarak bütçesine ek yük gelen vatandaş da sıkıntıya düştü. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’den geldi ilk çağrı: “Belediyelerin kullandığı akaryakıttan ÖTV alınmasın.”

MUTLAKA KALDIRILMALIDIR
Ayvalık Belediye Başkan Mesut Ergin de, hizmet araçlarının aylık akaryakıt giderinin, ÖTV zammıyla bir gecede 468 bin lira arttığını belirterek, “Yerel hizmetlerde kullanılan akaryakıttan ÖTV acilen kaldırılmalıdır” dedi.

ALİAĞA’nın ekonomisinde önemli yer tutan gemi söküm tesisleri, hemen her yıl sakıncalı, aşırı asbestli olduğu ileri sürülen gemilerle gündeme geliyor. 2021’de, “Brezilya Donanması’nda görev yapan ve 600 ton, dünyada sağlığa zararlı olduğu kabul edilmiş asbest barındıran, ‘Nae Sao Paulo’ adlı uçak gemisi Aliağa’ya getiriliyormuş” demişim.

TBMM GÜNDEMİNE TAŞINDI
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, soru önergesiyle konuyu Meclis gündemine taşımış. Aliağa Çevre Platformu’ndan (ALÇEP) bir grup da sökümü engellemek için yargı yoluna gidilebileceğini bildirmiş. Üyeler, 2006’da Otopan, 2015’te Kuito gemileriyle ilgili bazı bilgileri öne sürmüş:
“Otopan gemisi net 10 ton, brüt 60 ton asbest barındırıyordu. Hiçbir ülke bu gemiyi sökmeye yanaşmayınca yedi yıl Amsterdam’da bekletilmişti. Ardından da Aliağa’ya gelmişti. Sivil toplum örgütleri kamuoyu oluşturmuş, gemi yüksek maliyetle asbestten temizlenerek limanımıza tekrar girmişti. Kuito da söküm için Aliağa’ya getirilmiş dava açılmış, geminin parçalanmasının önüne geçilememişti. Altı ay sonraki mahkeme kararı ‘sökümü tehlikelidir’ yönünde olmuştur.”

ŞARTLI İZİN VERİLMİŞTİ AMA
2022’de ‘Nae Sao Paulo’ adlı uçak gemisi yine İzmir gündemine düşmüş. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın geminin Aliağa’da sökümü için bir firmaya, radyasyon taraması sonuçları uygun çıkarsa, izin vereceği iddia edilmiş. Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, “Aliağa’da yaşayanları etkileyebilecek ‘asbest bombası’ geliyor” demiş. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de görüş bildirmiş: “600 ton asbest bulunan gemiyle ilgili kararın iptali için hukuki mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.”

“İZMİR Şadırvan Camisi ikinci şadırvanı bir yıl önce balyozlarla kırıldı... Etkili ve ilgililer, ‘Suçluları bulacağız, yenisini yaptıracağız’ demeçleri vermişlerdi... Şadırvanın boş zeminine seyyar satıcıların malları ve çöp yığınları koyuluyor...”Gazeteci Alaattin Gürırmak’ın sosyal medyadaki yakınmasını görünce bir yıl öncesine gittim, işte özet:

BİR GECE ANSIZIN SALDIRI
“Şadırvanaltı Camisi arkasındaki 65 yıllık şadırvan, bir gece yerle bir edilmiş. Üstelik balyoz, matkap, kaynak makinesi kullanılarak... Uzun süre esnafın sahip çıktığı şadırvanın bakımsızlıktan çöplük haline geldiği öne sürülmüş. Çevredeki esnafın rahatsızlığını dile getirdiği, dışarıdan saldırı olmadığı ileri sürülmüş: ‘Esnafın kendi içerisinde yaşanan bir olay. Bir anlık düşünceyle yapılmış bir hamle.’

PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden açıklama gelmiş: ‘Mantocular Çarşısı girişindeki şadırvan kimliği belirsiz kişilerce yıkılmıştır. Gece yapıldığı sanılan saldırının faillerinin bulunması için suç duyurusunda bulunacağız. UNESCO Dünya Miras yolundaki Kemeraltı’nda bu vandallığın peşini bırakmayacağız.’

EN YÜKSEK CEZAYI GÖRSÜN

FOÇA’daki bir gelişmeyi Seyfi Gül’ün haberiyle, “Eski hastane yine hastane olacak” diye aktarmıştım haziran ayında. Dört yıldır boş duran Foça Eski Devlet Hastanesi binasının, “Millet Bahçelerinin Finansmanı Projesinde” kullanılmak üzere bedelsiz olarak Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) devrinden vazgeçilmişti. Reha Necla Midilli Eğitim ve Yaşlıevi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Çelebi eski hastane binasının yine sağlık hizmeti vermesi için gerekeni yapmaya hazır olduklarını bildirmişti: “Acil servis, ameliyathaneler ve eski diyaliz ünitesinin olduğu kısmı altı ayda, iki aile hekimi, bir uzman hekim ve Toplum Sağlığı Merkezini buraya taşıyacak şekilde restore etmeye, arka bahçedeki yemekhaneyi de 112 merkezi haline getirip Sağlık Bakanlığı’na devretmeye hazırız. Bir ambulansı da hediye edeceğiz.”

 

PROTOKOL İMZALANDI
Yine Seyfi Gül’den bir güzel haber daha geldi, duyuruyor ve anımsatıyorum: “Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Turizm Fakültesi’ni Buca’daki kampüsüne taşıması dolayısıyla boş kalan bina üniversite eğitimi için yeniden kapılarını açacak. Foça Kaymakamlığı, Bakırçay Üniversitesi ve Reha Necla Midilli Eğitim ve Yaşlıevi Vakfı İlçeye sağlık bilimleri konulu fakülte kazandırmak hedefiyle protokol imzaladı.

ADI REHA MİDİLLİ OLACAK
Anlaşmaya göre protokol 20 yıl geçerli olacak, süre uzatılabilecek, fakülte vakfın kurucusu merhum Reha Midilli’nin adını taşıyacak. Bölümü daha sonra belirlenecek fakültenin eğitime hazırlanması için gerekli tadilat, onarım ve yenileme çalışmalarını vakıf yapacak. Öğrencileri yurt sorununun çözümü için, ilçede boş bulunan bazı kamu binalarının devreye alınmasına da çalışılacak.

YİNE O VAKIF DEVREDEYDİ
Vakıf başkanı Ali Haydar Çelebi, Bakırçay Üniversitesi’nin binaya ihtiyacı olduğunu duyduk. Yönetim Kurulu üyemiz Osman Mert ve üniversite yetkilileri anlaşmayı sağladı’ dedi. Osman Mert, üniversiteyle anlaştıklarını, yurt sorununu da çözmeyi amaçladıklarını bildirdi: Su sporları merkezinin tüm tadilatı vakfımız tarafından yapılarak yurt binası olarak kullanılması taleplerimizden biri.’ Foça’da açılacak fakültenin önümüzdeki eğitim-öğretim dönemine yetiştirilmesinin hedeflendiği öğrenildi.”