SEZON ÜCRETLERİ BELİRLENMİŞ
Bu anımsatmayı sürdürmeden önce, (beach) denilen yerlerin bu sezon ücretleri de yazıldı. Kişi başına 500-600 liradan başlıyormuş giriş. Bazı yerlerde içeride bin liraya kadar harcama zorunluluğu bile varmış. Girip de, harcayanlara kolay gelsin. Geçen yazıdan devam:
BELEDİYELERE GÖNEMLİ GÖREV
“Bodrum, Çeşme, Alaçatı gibi merkezlere giriş ücreti olmayan, halka açık, denize girilip güneşlenecek yerler yok mu? Elbette var, ama az olduğundan özellikle hafta sonları ve tatillerde insanlar alt alta, üst üste... Ayvalık, Didim, Dikili gibi yerlerde, vatandaş belki biraz daha şanslı... Bana göre tatil merkezlerinin belediyeleri, halkın giriş ücreti ödemeden, (Ya da insaflı paraya) yararlanacağı plajlar, kıyıları belirlemeli, olanak varsa yeni yerler bulmalı...
SÜRÜCÜLER ‘AMAN DİKKAT’
Bir de tatilden dönüş var. O bilet paralarını ödeyip uçak ya da otobüs kullananlara sözüm yok. Özellikle şehirlerarası otobüslerin bilet ücretlerine diyecek bir şey bulamıyorum. Yolcu bileti pahalı buluyor, işletmeci motorini. Özel araçlarıyla tatile gidebilenlere gelince... Depoyu sorunsuz doldurabildiklerine göre şanslı saymaları gerek kendilerini. Özel araç sürücülerine, “Dikkat” diyorum. Bunca yükü göze alıp tatile gittiniz, 4-5 gün sonra döneceksiniz. Ne olur sürat yapmayın. Trafik kurallarına uyun, anılarınızda çok güzel bir bayram tatili kalsın.
MUTLULUK VEREN MUTLUDUR
Ve, daha önceki bayram yazılarındaki gibi, çok uzun yıllar öncesine dönüyorum... Şenay’ın söylediği bir şarkının sözlerine göz atalım:
Şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir / Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir / Şu dünyadaki en güçlü kişi güçlükten gelendir / Şu dünyadaki en bilgin kişi kendini bilendir / Bütün dünya buna inansa / Bir inansa, hayat bayram olsa / İnsanlar el ele tutuşsa / Birlik olsa / Uzansak sonsuza,,,
ÖNCELİK GÜVEN VE İSTİKRAR
Daha öncesine gidelim... Ekonomik haberlere göz atarken, Murat Şahin’in Gündeme Bakış’taki, Ege Bölgesi’nin 100 Büyük Sanayi Kuruluşu anketinin sonuçlarıyla ilgili yazısı dikkatimi çekti. Başkan Yorgancılar, acil yapılması gerekenleri sıralamış:
“İş dünyası olarak güven ve istikrarın sağlanması birinci önceliğimiz. AB ile ilişkiler revize edilmeli. Vize sorunları geride kalmalı. Çalışanlar enflasyon altında ezilmemeli. Bugün Türkiye’de sanayici yatırım yapacak alan bulamıyor. Türkiye genelinde farklı sektörler için en az 10 milyon metrekare sanayi arazisi oluşturulmalı.”
BİR KİŞİ 4 KİŞİYE BAKAMAZ
Ve bana göre Şahin’in yazısının en ilginç bölümü: “Çalışanların özlük hakları konusunda oldukça duyarlı olduğunu bildiğim EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, toplantıda geçim sıkıntısı yaşayan aileler için de refah formülünü açıkladı. Bugünkü şartlarda bir kişinin çalışarak dört kişilik bir aileye bakmasının mümkün olmadığını belirten Yorgancılar,
TOK GELİP HUZURLA GİTMELİ
DEDE- OĞUL- TORUN
Bugün, “İyi ki görmüşüm” dediğim yerlerin birinden söz edeceğim: Şeytanın Kahvesi... Benim için ilkti, oysa ünü memleketi sarmış, sanatçıların, yazarların, gazetecilerin uğrak yeriymiş... Yine de kısıtlı zamana karşın, 1950’den bu yana hizmet veren Şeytanın Kahvesi’nin üçüncü kuşak işletmecisi Suat Kaçak’ı tanıma keyfine vardım. Kahveyi oğlu Mustafa ve torunu Suat’la çalıştırıyor... Suat Kaçak, Şeytanın Kahvesi’ne gelenleri sıralarken rahmetli Bekir Coşkun ve belediyenin basın danışmanı gazeteci dostum, komşum Işık Teoman’ın adları geçince gözlerim parladı…
KİTABA İLGİ ÇOK AZALDI
Koruk suyuyla ünlü Kahve’nin içini mutlaka görmek gerek... Duvarlar, yerler, her yer anı dolu kitaplar da göze çarpıyor. “Şeytan Suat” Suat Kaçak, bu konuda sitemli: “Daha çok kitap vardı. Dileyen burada okuyor, dileyen götürüp okuyup getiriyordu. Alıp gitsinler, yeter ki okunsun. Ama bu telefonlar çıktı, insanlar neredeyse birbirlerine bile bakmıyor, kitaplara ilgi azaldı. Çoğu kitabı kaldırmak zorunda kaldım...”
RUM SANATÇILARIN UĞRAK YERİ
Bir kahve içimlik sürede çok sohbet olanağı bulamayınca, Şeytanın Kahvesi’yle ilgili yazılanlardan çok özet alıntı: 1865 tarihli taş yapı, Rum sanatçıların, müzisyenlerin uğrak yeriymiş. Mübadeleyle Rum vatandaşlar ülkelerine dönünce, çeşitli mesleklere hizmet vermiş taş bina. 1950’te Mustafa Kaçak, kahve olarak işletmeye başlıyor, bugünlere geliniyor... Şeytan Suat, dizi ve film çekimlerine ev sahipliği yaptığını da anlatıyor:
FİLM VE DİZİ ÇEKİMLERİ
İNSANLAR EL ELE TUTUŞSA
“1970’lerde doğup hala çok sevilen bir şarkısı var Şenay Yüzbaşıoğlu’nun: ‘Hayat bayram olsa...’
‘Şu dünyadaki en zengin kişi gönül fethedendir/ Şu dünyadaki en üstün kişi insanı sevendir./Bütün dünya buna inansa, bir inansa,/Hayat bayram olsa./İnsanlar el ele tutuşsa/Birlik olsa/Uzansak sonsuza...’
MİNİK HASTALARA KUCAK AÇALIM
Bayramların özü de bu değil mi? Sevmek ve gönülleri fethetmek... Öyleyse işte size güzel bir fırsat!
VATANDAŞ NE YAPSIN
* Ormanlarda ve ormanlıklara yakın alanlarda kesinlikle ateş ve mangal yakılmamalı.
* Ormanlarda izin verilen alanlar dışında piknik yapılmamalı.
* Ormanlara çöp, plastik, cam şişe ve cam parçaları atılmamalı.
* Ormanlarda sigara içilmemeli, yollardan geçerken ağaçlık alanlara izmarit atılmamalı.
* Ormana yakın tarım alanlarında anız yakılmamalı. Yakanlar veya girişimde bulunanlar uyarılmalı, yetkili makamlara bildirilmeli.
TİRE VE BAYINDIR’DA
Güney Bölge Müdürü Bilge Caner Öksüz de açıklama yapmış: “Hırsızlık olaylarına karşı koruma amaçlı çok sayıda fotokapan yerleştirdik, sayısını da artırıyoruz. Bu yıl sadece Tire ve Bayındır’da 50 trafo merkezindeki hırsızlıklarda meydana gelen zarar 4 milyon lira. Bu zarar sadece şirketimizi değil, ülke ekonomimizi de olumsuz etkiliyor, bölgede enerji kesintilerine de sebep oluyor. Trafo, şebeke hırsızlıklarını bitirmeye kararlıyız.
186 NUMARAYA BİLDİRİN
Emniyet ve jandarmadan büyük destek alıyoruz. Bölgedeki muhtarlarımız da bizimle iletişim halinde. Şirketimiz, hırsızlıkların önüne geçmek için her türlü teknolojiyi takip ederek uygulamalar geliştiriyor. Hırsızlık esnasında maalesef trafoya giren kişilerden elektrik akımına kapılarak hayatını kaybedenler oldu. Amacımız onların da can güvenliğini korumak. Bölge halkımızın hassasiyeti de çok önemli. Şüpheli gördükleri olayları kolluk kuvvetlerimize, şirketimizin 186 numaralı çağrı merkezine iletmelerini istiyoruz.”
Bu uyarıları mutlaka dikkate almak, olası olumsuzlukları önlemek gerek… Herkese kolay gelsin!
LİSTEYE BİLE ALINMADI
Bir açıklamadan aldığım bölüm Zekeriya Mutlu’nun... İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin (İESOB) eski başkanı. 14 Mayıs milletvekili seçimi öncesi CHP’den aday adayı olabilmek için başkanlıktan istifa etmiş... Ancak bırakın kaçıncı sıraya koyulmayı, aday listesine bile alınmamış. Yeniden birliğin başkanlık yarışına girmiş... Genel kurul öncesi bir açıklama yapmış, ilettiğim sözler de oradan...
İSİMLER NASIL BELİRLENİR
“Seçim geride kaldı, artık geçim zamanı” demiştim... Ancak Mutlu’nun bu açıklaması, “Esnaf Başkanı kimseye, en azından CHP’nin il yöneticilerine danışmadan aday adayı olur mu? Bir davet aldı ama sonu mu gelmedi” diye düşündürdü. Siyasal partilerin aday seçimlerine elbette karışamam. Kendilerince en doğru kararı vermişlerdir. Ancak kafama da takıldı; “CHP listeleri çok tartışıldı. Eski vekillerin dışında isimlerin pek tanınmadığı öne sürüldü. ‘Burası nasılsa bizim... Tanınması çok önemli değil... Şu veya bu isimleri koyuverin listeye’ düşüncesi mi hakim?”
HERKESE KOLAY GELSİN