Paylaş
Tunceli’de Doğa Koruma ve Koruma Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerinin üç yavru yaban keçisi için yaptıkları haberi gelince hem sevindim, hem duygulandım.
* * *
Tunceli’de 19 Haziran Pazar günü Merkez Atatürk Mahallesi Arıtma Tesisi mevkiinde 3 yavru yaban keçisinin askeri bölge ile Tunceli-Elazığ karayoluna yakın bir noktada bulunduğu ihbarını alan ekipler hemen olay yerine gitmiş.
AA muhabiri Haydar Toprakçı’nın haberine göre, ekipler yaban keçilerinin karayoluna inerek telef olabileceği ya da mahallede başı boş köpeklerin saldırısına uğrayabileceği endişesiyle il emniyet müdürlüğü ekiplerinden yardım istemiş.
Bunun üzerine yaban keçilerinin zarar görmemesi için Tunceli-Elazığ karayoluna 5 polis ekibi sevk edilmiş, çevrede geniş güvenlik önlemi alınmış.
Yaklaşık 2 saatlik uğraş sonucu yaban keçileri Doğa Koruma ve Milli Parklar ekipleri tarafından ormanlık alana yönlendirilerek kurtarılmış.
* * *
Haberi okuyunca “İşleri bu, tabii yapacaklar” demek de mümkün.
Ama öyle demeyelim, tüm ekiplere gösterdikleri hassasiyet için teşekkür edelim.
Bakanlık balıkçı gemilerini
elektronik olarak izliyor
Kırklareli'nden gelen bu haber de çevre için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yaptığı güzel bir çalışmayı anlatıyor.
* * *
Bakanlığa bağlı Su Ürünleri Şubesi ekipleri, nerede olduklarını, av faaliyetlerini ve avlanan ürünleri takip edilebilmek amacıyla Karadeniz'e kıyısı bulunan İğneada ve Kıyıköy beldesinde uzunluğu 12 metre ve üzerinde olan 43 balıkçı gemisine, "Balıkçı Gemilerini İzleme Sistemi (BAGİS)" monte etmiş.
Cihazların bakanlık tarafından gemilere ücretsiz takılıyormuş.
Balıkçılık faaliyetleri olan başka yerlerde de aynı işlem yapılıyormuş.
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hakan Keçeci, BAGİS ile gemilerin 24 saat izlenebileceğini söylemiş.
Keçeci, sistem ile denetimlerin daha kolay yapılacağını anlatmış ve eklemiş:
“Takılan cihaz, balıkçı gemisine ait konum, hız ve yön bilgilerini 10 dakika aralıklarla merkeze gönderecek.
Denizlerde su ürünleri avlama ruhsatına sahip, uzunluğu 12 metre ve üzerinde olan balıkçı gemilerine bu cihazın taktırılması ve aktif/işlevsel durumda tutulması zorunlu.”
İğneada beldesinde balıkçılık yapan Günay Arapoğlu, sistemi olumlu bulduklarını söylüyor.
* * *
Artık kaçak avcılık yapanlar küçük boy lüfer avlayanlar korksun.
Sığla ormanlarını koruma
çalışmaları tuvale aktarıldı
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde, 7 yıldır sürdürülen Anadolu sığla ormanları koruma çalışmaları kapsamında, farkındalık yaratmak amacıyla yapılan resimler sergilenmiş.
* * *
Çocukluğumun geçtiği Dalaman’da da vardı sığla ağaçları.
Ormancıların sığla ormanlarına, ayrı bir önem verdiğini yaşayarak gördüm.
Köyceğiz’den gelen haber aynı özenin devam ettiğini, hatta işin başka boyutlara taşındığını anlatıyor.
* * *
2009'dan bu yana sürdürülen Anadolu sığla ormanlarını koruma çalışmaları, farkındalık yaratmak amacıyla tuvale dökülmüş.
Muğla'daki proje Avrupa Birliği Bakanlığı’nca finanse edilen Sivil Toplum Diyoloğu Programı kapsamındaymış.
Doğa Koruma Merkezi tarafından Köyceğiz bölgesinde sürdürülen çalışmalar sırasında yapılan resimlerden oluşan sergi Kordon Öğretmenevi önünde açılmış.
İngiliz Yaban Hayatı Sanatçıları Derneği’nden katılımcıların ve Türkiye'den 5 profesyonel sanatçının rehberliğinde, farklı üniversitelerden 20 öğrencinin çalışmalarının yer aldığı bir günlük sergi, daha sonra İngiltere'de büyük bir sanat galerisinde de sergilenecekmiş.
Orman Ekolojisi Uzmanı Ekolog Doktor Okan Ülker, projenin, yaban hayatını gözleme ve yaban hayatının sanat değerini ortaya çıkarmak için yapıldığını söylemiş.
Etkinlik kapsamında sergi ve atölye çalışması gerçekleştirdiklerini belirten Ülker, amaçlarının Anadolu sığla ormanlarının yok oluşuna vurgu yapmak ve farkındalık yaratmak olduğuna anlatmış.
Ülker şöyle devam etmiş:
"Çalışma yaban hayatını gözleme açısından, yaban hayatının sanat değerini ortaya çıkarmak açısından Türkiye'de bir ilk.
Dünyada da İngiltere'dekinden sonra ikinci çalışma.
Buradaki amaç aslında yaban hayatını daha iyi gözleyebilmek, yaban hayatının sorunlarını ortaya çıkartabilmek.
Yaban hayatının değerlerini insanlara 7'den 70'e, genç yaşlı, zengin fakir her hangi toplumsal bir statü ayırt etmeden aynı dili konuşarak, sanat dilini konuşarak, doğa koruma çalışmalarına, yaban hayatının korunması çalışmalarına katkı sunmak."
* * *
Bu sergiyi görmek, sığla ağaçlarının altında oturup kokusunu içime çekmek isterdim.
* * *
Herkesin, her zaman iyi haberler alması dileğiyle…
Paylaş