Paylaş
Edirne’deki Trakya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencilerince yapılan elektrikli araç "Pehlivan Elektrak"ı bu köşede okumuştunuz. Tanıtım için Balkan ülkeleri turuna çıkmıştı.
Şimdi o araçtan bir haber daha var.
TÜBİTAK'ın Alternatif Enerjili Araçlar Yarışı'nda "Tanıtım ve Yaygınlaştırma" ödülüne layık görülmüş.
AA muhabiri Salih Baran haber veriyor.
Trakya Üniversitesi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, mühendislik fakültesinde eğitim gören 17 öğrencinin çalışmalarıyla yapılan ve TÜBİTAK 11. Alternatif Enerjili Araç Yarışları "Elektromobil" kategorisinde "tasarım ödülü"nün sahibi olan elektrikli otomobil, Kocaeli Körfez Yarış Pisti'nde 12'ncisi düzenlenen yarışlara da katılmış.
34 aracın katıldığı "Elektromobil" kategorisinde Türkiye 2'ncisi olmuş.
Aracın 5 Balkan ülkesindeki tanıtımı nedeniyle de ekibe "Tanıtım ve Yaygınlaştırma" ödülü de verilmiş.
Saatteki hızı 110 kilometreye kadar çıkabilen, 190 kilogram ağırlığındaki elektrik aracın lityum bataryalarla çalışan bataryası 40 dakikada doluyordu.
Araç, 3 kilovatsaat batarya ile yaklaşık 100 kilometre gidebiliyordu.
"Pehlivan Elektrak", 75 kuruşa 100 kilometre yol katedebiliyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci tarafından nisanda Kapıkule Gümrük Kapısı'ndan uğurlanan "Pehlivan Elektrak" Balkan ülkelerinde tanıtılmıştı.
* * *
Pehlivan Elektrak’ın daha gelişmiş halini yollarda görmek umudu ile…
Gençleri ve hocalarını kutluyorum.
Lavanta balının kilosu
200 liraya satılıyor
Burdur’dan DHA muhabiri Mesut Madan’ın haberi… Merkeze bağlı Karakent Köyü'ndeki Lisinia Doğa Proje alanında lavanta balı üretilmeye başlanmış.
Birçok hastalığa iyi geldiği belirtilen lavanta balından 500 kilogram üretilmesi hedefleniyormuş.
Geçen yıl başlatılan projesi kapsamında Karakent Köyü ile Yeşilova İlçesi'ne bağlı Akçaköy'de toplam 650 dekar alana lavanta ekilmiş.
Bu yıl lavantanın hasadı yapılırken, yerleştirilen 52 arı kovanıyla da lavanta balı üretimine başlandı.
Proje sorumlusu Öztürk Sarıca, lavantanın katma değerini oluşturmak ve gelir olanaklarını artırmak için farklı yöntemler üzerinde çalıştıklarını söylemiş.
DEPRESYON TEDAVİSİ
Sarıca şöyle diyor:
"Lavanta balı yurtdışında değerli bir bal. Ülkemizde de son dönemlerde kıymeti fazlasıyla bilinmeye başladı.
Özellikle lavanta yağının, lavanta kurusunun kullanıldığı pek çok yerde şu an lavanta balı da kullanılabilir düzeyde.
Üç ay boyunca depresyondaki insanlar lavanta balını aç karnına sabah akşam birer yemek kaşığı kullandığı zaman olumlu etkilerini görmekte.
BİRÇOK HASTALIĞA İYİ GELİYOR
Son yıllarda akciğer ve boğaz enfeksiyonlarında kullanılan lavanta balı, Hepatit D ve karaciğerin kendini yenileyemediği durumlarda mucizeler yaratıyor.
Yaşlılık lekelerinin giderilmesinde son dönemlerde Avrupa'da çok fazla kullanılmaya başladı.
Uykuya geçişin hızlandırılması konusunda lavanta balı kullanılıyor.
Antimikrobiyal ve antifungal etkilerinden çok fazla günümüzde yararlanılır hale geldi.
Zaman zaman sedef hastalığında da kullanım alanı buluyor.
Düşük dozlarda uzun zaman alındığında savunma sistemini bir hayli uyarıyor." diye konuştu.
KİLOGRAMI 200 LİRA
Lavanta balının yurtdışındaki pazarı oldukça yaygınmış.
Sarıca, "Biz aynı pazarın ülkemizde kurulmasını hatta lavanta balının yurtdışına ihracatı konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu yıl 52 kovanla 500 kilogram lavanta balı hedefliyoruz. Bu hedeflere ulaşabileceğiz. Önümüzdeki süreçte kilogramı 200 liradan satışını yapacağız" demiş.
* * *
Aman doktorunuza danışmadan bu balı tüketmeyin.
Onun dışında köylülere yeni bir gelir kaynağı yarattıkları için kendilerini kutluyorum.
Türkiye'nin patlıcan ve biberde
"kurutmalık deposu" Oğuzeli
Gaziantep Oğuzeli, yaz sebzelerini doğal yöntemlerle kurutarak yazın lezzetini kışa taşıyan en önemli ilçelerden biri.
Bir çok ilçede bu iş yapılıyor ama, sebze kalitesi, güneş ve rüzgar en önemli etken.
AA muhabiri Kerem Kocalar’ın haberine göre, Gaziantep kent merkezine 14 kilometre uzaklıktaki 30 bin nüfuslu Oğuzeli ilçesinde hemen herkes, kurutmalıklar sayesinde doğrudan veya dolaylı olarak aile ekonomisine katkı sağlıyormuş.
Tarlalardan toplanan biberler ve patlıcanlar, vatandaşlar tarafından sokak aralarında temizleniyor ve içleri oyulduktan sonra evlerin teraslarında veya boş arazilerde kızgın güneş altında kurumaya bırakılıyormuş.
Patlıcanlar 2, biberler ise 4 gün sonra toplanıp dizili oldukları iplerde ellişerli halde aracılar sayesinde tüketiciye ulaştırılıyormuş.
Üreticinin doğrudan tüketiciye ulaşmasını sağlamak isteyen Oğuzeli Belediyesi ise harekete geçerek kurutmalık üreticilerine girişimcilik eğitimleri vermiş.
İpekyolu Kalkınma Ajansı destekleriyle üreticilere bilgilendirme eğitimleri düzenleyen belediye, Türkiye'de kurutmalık üretiminin yüzde 80'ini tek başına karşılayan ilçedeki ürünleri dünyaya "Oğuzeli Kurutmalığı" markasıyla pazarlayacak girişimci arıyormuş.
Oğuzeli Belediye Başkanı Mehmet Sait Kılıç, Oğuzeli'nin tarım ve hayvancılıkla geçinen bir ilçe olduğunu söylemiş ve eklemiş:
“Kurutmalık işini üreticilerin son 10 yıldır ciddi önem veriyor. Kurutmalıklar ilçe ekonomisinde önemli bir yer tutmaya başladı.
İlçede her yıl ortalama 100 milyon kuru patlıcan, 80 milyon kuru biber, 40 milyon civarında da kabak ve acur satışı yapılıyor.
İlçemiz için böylesine önemli bir ürünün markalaşması gerekiyor. Bununla ilgili İpekyolu Kalkınma Ajansı'yla işbirliği içerisinde üreticilerimizi bilgilendirdik. Bu bir süreç meselesi. İnşallah kısa zamanda Oğuzeli'nde üretilen kurutmalıklar, markalaşacak ve ilçenin kalkınmasına katkı sağlayacak. Bu yönde çalışmalarımız devam ediyor. Bunu başarmamız gerekiyor çünkü yaz aylarında ekonomimizin hareketlenmesini sağlayan kurutmalık, her geçen gün daha fazla ilgi görüyor.
İşini geliştirmek isteyenlere belediye olarak destekler veriyoruz.
Bu ürünler, doğal olarak yetiştiriliyor ve kurutuluyor.
Kışın bulduğunuz meyveler ise seralarda üretilen ürünler oluyor.
Mesela kışın yaptığınız dolmayı bir bu kurutmalıklarla bir de kış ürünleriyle deneyin.
Aradaki açık farkı herkes görecektir.
Bunu deneyen herkes, ilçemizdeki kurutmalıkların müdavimi haline geliyor."
* * *
Sayın Başkan heyecanlı.
Umarım, sesini daha fazla duyurur.
Bu lezzeti hepimiz paylaşırız.
* * *
Herkesin, her zaman iyi haberler alması dileğiyle…
Paylaş