Meclis yasama evraklarının dağıtımını artık elektronik ortamda yapıyor

En çevreci hareketlerden biri TBMM'den geldi. Devamını bekliyoruz... İstanbul Esenler'de belediye "Dede-torun yaşam merkezi açtı. Tabii nineler de gidebiliyor... Zonguldak Alaplı'da yaşlı ve ihtiyaç sahipleri için ücretsiz baston yapıyor... Hatay, Türkiye'nin maydanozunun yüzde 40'ını üretiyor...

Haberin Devamı

Bu köşede iyi ve güzel haberlere yer vermeye, kurumsal veya kişisel başarıları, yerel tatları duyurmaya gayret ediyorum.

Meclis yasama evraklarının dağıtımını

artık elektronik ortamda yapıyor

Beklenen ve örnek olması gereken uygulama Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geldi. TBMM'nin "Kâğıtsız Parlamento" projesi hayata geçti.

TBMM Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, emek ve kâğıt israfını azaltarak, dağıtım hizmetlerini hızlandırmak amacıyla başlatılan "Kâğıtsız Parlamento" projesi ile yasama evraklarının elektronik ortamda dağıtımı uygulamasına başlanmış.

Haberin Devamı

Proje kapsamında siyasi parti gruplarının görüşleri alınarak, yasama evrakı elektronik ortamda dağıtılıyormuş.

Yani artık kâğıt israfına son veriliyor. Meclis’teki kanun tasarı ve teklifleri ile komisyon raporlarının yer aldığı sıra sayıları, denetim önergeleri ve TBMM Gündemi'nin milletvekillerine elektronik ortamda sunulacakmış.

Dağıtım bilgisiyle birlikte ilgili link milletvekillerinin e-posta adreslerine gönderilecekmiş. Milletvekili isterse yasama evrakının basılı nüshası da verilecekmiş.

Talepler dikkate alınarak Başkanlık Divanı üyelerine, komisyonlara, siyasi parti grup başkanlıklarına ve genel kurula basılı yasama evrakının dağıtımı uygulamasına devam edilecekmiş.

* * *

Meclis’te atılan bu adım çok güzel.

İşyerlerinde kâğıt tasarrufu sağlayan özel sektörden sonra resmi kurumlardan böyle bir haber gelmesi sevindirici.

Haberin Devamı

Bir süre sonra alışkanlık yapacak, elektronik ortamda aranan her şey daha kolay bulunacağı için sayın milletvekilleri uygulamadan keyif alacaklardır.

Çevrecilerin ve 1 ağaç kurtarmak için şu kadar şu kadar kâğıdı geri kazanın söyleminin işe en iyi yaradığı yerin burası olduğunu söylemeliyim.

Yılda binlerce ağaç kurtulacaktır.

Akıl eden, uygulamaya geçen Meclis yöneticilerini kutluyorum.

Dilerim her resmi kurum ve özel kuruluşa örnek olur.

Türkiye'nin ilk "Dede-Torun Yaşam Merkezi"

İstanbul Esenler Belediyesi tarafından açıldı

İstanbul Esenler Belediyesi'nin açtığı Türkiye'nin ilk “Dede-Torun Yaşam Merkezi”, dedeler ve torunları bir araya getirerek, kuşaklar arası bağı güçlendirip, çocukların dedeleriyle vakit geçirmesine imkân sağlıyormuş.

Haberin Devamı

İlçede yaşayan yaşlılara yeni bir yaşama alanı da sunan merkezin, 277 dede, 123 nine ve 267 torun olmak üzere toplam 617 üyesi bulunuyormuş.

Havaalanı Mahallesi'nde toplam bin 23 metrekare alana inşa edilen, uzman psikologların ve öğretmenlerin de hizmet verdiği merkez, tam donanımlı yapısıyla göz dolduruyormuş.

Dedelerin yanı sıra ninelerin de yararlandığı bu merkezde torunlarına Anadolu kültürünü, gelenek ve göreneklerini aktararak birlikte eğlenceli dakikalar geçiriyorlarmış.

2 kattan oluşan merkezde, oyun odası, satranç odası, akıl oyunları odası, masal odası, yemek atölyesi, hobi ve sanat atölyesi, el işi atölyesi, kafeterya, teras kafeterya, berber, revir, hobi bahçesi, çocuk parkı ve Şark odası bulunuyormuş.

Haberin Devamı

Masal odasında dedeler ve nineler torunlarına hikâyeler, masallar anlatarak kültürel aktarım sağlıyormuş.

Yemek atölyesinde minikler kurabiye ve pasta kursuna katılıyormuş.

Daha sonra yaptıkları kurabiye ve pastaları hep birlikte afiyetle yiyorlarmış.

AA muhabiri Lale Bildirici’ye konuşan Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu merkezin, dede ve torunu buluşturmakla beraber çok önemli bir sosyal mekan olduğunu söylemiş ve eklemiş:

"Bu mekan olmasa yaşlılarımız belki evde televizyon karşısında oturacaktı. Çocuklar sokakta oynamış olacaktı. Merkez sayesinde dedeler torunuyla oyunlar oynayabiliyor, hobi bahçesinde meyve yetiştirebiliyor.

Haberin Devamı

Böylece çocuklar da hem hayata hazırlanıyor hem de hayatın tecrübesinden de istifade ediyor.

Bu merkezin diğer belediyelere de örnek olacak. Vatandaşlarımız burada her imkândan ücretsiz yararlanabiliyor."

5 çocuğu ve 6 torunu olan Osman Arslan (73), merkeze gelmekten çok mutlu olduğunu söylemiş, duygularını şöyle anlatmış:

"Merkeze torunumla beraber geliyorum. Kreş gibi çocuklarımız oynarken, ben burada diğer dedelerle görüşüyorum. Torunumla burada da hoş vakit geçiriyorum. Torunlarım bana çok bağlılar. Torunlar bizim umudumuz. Merkezden hazır bulunmuş nimet gibi yararlanıyoruz. Bu merkezde vaktimiz nasıl geçiyor bilmiyoruz. 2-3 saat yarım saat gibi geliyor. Torunlarıma kendi yaşadığım köylerdeki yaşantımızı ve bugüne gelişimizi aktarıyorum. Onlar da dinliyor. Yaşayan dedelere Allah ömür versin. Herkes torununu buraya getirsin. Dedeye karşı torunun saygısının herkeste olmasını diliyorum."

Merkeze gelen 3 çocuğu ve 7 torunu olan Osman Ateş (66), merkezi çok beğendiğini söylemiş ve eklemiş:

"Böyle ortamların yürümesini tavsiye ediyorum. Kahveye gitsek gençler istemiyor. Eve gelsek hanım veya gelin istemiyor. Burada herkesin yüzü gülüyor. Yaşlılar için harika bir ortam. Torunum burada yanımdan ayrılmıyor."

Yunus Emre Ortaokulu'na devam eden torun Emin Hikmet Yağcı (11), "Burada dedemle olmaktan memnunum. Dedemi daha iyi tanıyorum. Burada dedemle eğlenebiliyoruz. Bugün dedemle satranç odasında oynadık. Ayrıca birçok aktivite yapabiliyoruz. Haftanın 2 günü merkeze dedemle geliyoruz" demiş.

* * *

Belediye başkanı ve belediye çalışanlarını kutluyorum.

Dedelerin söyledikleri her şeyi açık açık anlatıyor.

Geriye Başkan Göksu’nun dediği gibi merkezin öteki belediyelere örnek olması kalıyor.

Dilerim onlar da haberi duyar ve kendi bölgelerinde hayata geçirirler.

Yaşlı ve ihtiyaç sahipleri için

ücretsiz baston yapıyor

Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde yaşayan Şükrü Eroğlu da sizlerle tanıştırmak istediğim bir vatandaşımız.

Sayın Eroğlu, Gürpınar köyündeki evinin atölyeye çevirdiği köşesinde çeyrek asra yakın süredir baston üretiyor ve tespit ettiği yaşlı ve ihtiyaç sahibi kişilere hediye ediyormuş.

Eroğlu, AA muhabiri Cem Sürmeneli’ye şunları anlatmış:

YAPIMI 1 HAFTA SÜRÜYOR

“20 yılda 350 kişiye baston hediye ettim. İnsanlardan hayır dua almak bana ayrı bir haz veriyor. Baston yaparken daha mutlu oluyorum, ailem de destek veriyor. Ömrüm olduğu müddetçe üretime devam etmek istiyorum.

Bir bastonun yapımı 1 hafta sürüyor. Baston yapacaksan, güçlü ağaç olacak. Kızılcık ya da elma ağaçları güçlüdür. Ben genelde kızılcık ağacından yapıyorum. Normalde bir bastonun yapımı 2 ya da 3 gün sürer. Ben hobi amaçlı yaptığım için 1 haftayı buluyor. Baston yaparken öncelikle ağacın düz olmasına özen gösteriyorum. Eğri bölümleri varsa ısıtarak ya da elle düzeltmeye çalışıyorum. Ardından yontarak işlem yapıyorum."

* * *

Sayın Eroğlu’na kolaylıklar diliyorum.

Sağolsun, var olsun.

Türkiye'deki maydanozun yüzde 40'ı

Hatay'da yetişiyor

Bazı sebze ve meyvelerin yetiştiği özel bölgeler olduğunu biliyoruz. Osmaniye’nin turp, Çorum’un leblebi, Bursa’nın kestane üretimi konusundaki iddiası gündemdedir. Siz burada, araya girin, kendi beldenizi ve ürettiğinizi de hayal edin. Maydanoz üretiminde Hatay’ın ismini ilk kez duydum.

Sahip olduğu iklimi nedeniyle tarımsal ürün çeşitliliğinin fazla olduğu Hatay, maydanoz üretimi ile de adından söz ettiriyormuş.

Topraklarından bereket fışkıran kentte, C vitamini açısından zengin, kansızlık ve böbrek taşı gibi rahatsızlıklara iyi gelen maydanoz, yılın her mevsimi yetiştirilerek hem Türkiye'nin diğer bölgelerine hem de yurt dışına gönderiliyormuş.

AA muhabiri Burak Milli’nin Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nden aldığı bilgiye göre, Hatay'da geçen yıl 57 bin 728 ton maydanoz üretimi yapılmış.

İddiaya göre Türkiye'deki maydanoz üretiminde yüzde 40'lık paya sahip olan Hatay, bu ürünün yetiştiriciliğinde de ilk sırada yer alıyormuş.

Hatay'ın Samandağ, İskenderun ve Arsuz ilçelerinde yoğun olarak yetiştirilen maydanoz ekimi, her geçen yıl artıyormuş.

Yetiştiriciler için gelir kapısı olan maydanoz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden gelen mevsimlik tarım işçileri tarafından toplanıyormuş.

Arsuz ilçesinde çalışan işçilerden Abdurrahim Karatay (37), 7 çocuğu ve eşiyle maydanoz toplamak için Diyarbakır'dan geldiğini söylemiş. Yaklaşık 5 ay boyunca maydanoz hasadında çalışacaklarını ifade eden Karatay, daha sonra Ankara'ya geçerek havuç toplayacaklarını anlatmış.

İşçilerden Ahmet Toprak da (43) her yıl maydanoz toplamak için bu bölgeye geldiklerini, 40 lira yevmiye için çalıştıklarını söylemiş.

Maydanoz toplamak (biçmek) havuç, pamuk gibi ürünlere göre biraz daha kolaymış.

* * *

Herkesin, her zaman iyi haberler alması dileğiyle…

Yazarın Tüm Yazıları