Paylaş
Doç. Dr. Kenan Çeven,, aynı bölümde görev yapan eşi Necla Çeven'in hamilelik sırasında artan vücut ağırlığı nedeniyle çektiği bel ve sırt ağrılarını görünce, kadınların bu sorununa çözüm bulabilmek için çalışmaya başladığını söylüyor.
Yani bir damdan düşenin halini damdan düşer anlar hali daha…
Çeven, hamilelik sırasında vücut ağırlık dengeleri bozulan kadınların yüzde 70'inin ciddi bel ve sırt ağrısı çektiğini söylüyor.
Bu korse, bir yıllık bir çalışmayla hazırlanmış.
Çeven, kadınların hamilelik döneminde göbekte biriken ağırlıktan dolayı değişen vücut ağırlık merkezinin eski konumuna gelmesine ve düzenlenmesine destek olacak bir buluş gerçekleştirdiğini söylemiş ve ürünle ilgili şu bilgileri vermiş:
GÜMÜŞ LİF KATKILI
"Ürünümüz omurgadan geçen şerit aracılığıyla göbek alt kısmında bulunan bantlar yardımıyla, göbekte biriken ağırlığı yukarı doğru kaldırarak, omuzlardaki bantlarla yükü omuzlara da dağıtan, ortopedik ve taşıyıcı özelliğe haiz bir hamile korsesidir. Tasarımımızda korsenin göbeğe gelen kısmında EMS (elektromanyetik koruma) özelliği gösteren gümüş lif katkılı özel iplikler kullandık.
Bu gümüş lifler de bebeğe elektromanyetik bir kalkan görevi yapacak.
Bebek, cep telefonları, televizyon, ve bilgisayar gibi elektromanyetik kaynaklarından yayılan elektromanyetik dalgalardan korunmuş olacak.
‘Elektromanyetiksavar korse’ ismiyle kullanıcıların hizmetine sunacağımız bu korsenin hem hamile kadınların hem anne karnındaki bebeğin sağlığına katkısı çok büyük olacak."
Doç. Dr. Çeven, korsenin çalışma hayatındaki hamile kadınların iş ortamında çektiği zorlukları da asgariye indireceğini belirterek, bu ürünle hamile kadınların bel ve sırt ağrıları çekmeden işlerini sürdürebileceğini iddia ediyor.
Ürünün hamilelikten ötürü oluşan karın çatlaklarını giderdiğini de iddia eden Çeven devam ediyor:
"Hamilelikten dolayı göbek bölgesinde oluşan çatlaklar için de çeşitli tohumların yağlarından elde ettiğimiz bir bitki özünü kumaşa ilave ettik.
Bu yağlar korse vücutla temas ettiği sırada vücuda geçerek çatlakların giderilmesine yardımcı olacak. Yani multifonksiyonel bir özelliğe sahip kumaş ve ürün tasarımı oldu.
Ürün Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillendi. Korseyi piyasaya sunmak için görüşmelere başlayacağız.”
Şeker otu (stevia) bitkisi
Gaziantep’te de yetiştiriliyor
Şeker pancarı ve şeker kamışı üreticilerinin kavgasını bilirim. Hangisi daha sağlıklıdır konusunda yıllardır süren bir tartışma var. Şimdi buna şeker otu (stevia) üreticileri de katılacak gibi.
Çünkü şekerden 30 kat daha tatlı olmasına rağmen hiç kalorisi bulunmadığı için dünyada yapay tatlandırıcılar yerine tercih edildiği iddia edilen şeker otu, Gaziantepli kadınların elinde de hayat bulmaya başlamış.
Gaziantep Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nün hazırladığı proje kapsamında eğitim alan 50 kadından başarılı olan 10'u, Karkamış ve Şahinbey ilçesinde 10 dekarlık tarım arazilerinde bu bitkiyi yetiştirmeye başlamış.
Bitkinin anavatanı Paraguay’mış.
Genellikle Güney Amerika'da yetiştirilen şeker otunun meyve sularından, gazlı içeceklere, çikolata, bisküvi, pasta ve keklere kadar birçok gıda ürününde kullanılmasını fırsat bilen uzmanlar, Gaziantep'te de şeker otu yetiştirmeyi amaçlıyormuş.
Proje koordinatörü ziraat mühendisi Aysel Eskici, Anadolu Ajansı muhabiri Feride Pelin İnal’a konuşmuş:
”İl Müdürlüğü olarak 2013 yılından beri stevia bitkisinin adaptasyon çalışmalarını yürütüyoruz.
Gaziantep sanayisi ve girişimciliğiyle her zaman adından söz ettiren bir kent.
Büyüyen bir tarım kenti olmayı da hedefliyoruz.
Stevia, Türkiye'de yeni tanınmaya başlandı.
Üretim alanını genişletme çalışmaları yanında bu bitkinin sanayiye kazandırılması için de hedeflerimiz var.
Gaziantep Ticaret Borsası, Şekerciler ve Kuruyemişçiler Odası ile proje ortaklığı yapıyoruz.
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç Dr. Osman Kola, proje danışmanlığımızı yürütüyor.
Bu bitkiyi Türkiye'de işleme sektörü yok.
İlk hedefimiz sanayide kullanılması.
Gaziantep'te işlenmeye başlanırsa şekerin girdiği her alanda bu bitki kullanılacak.
Sanayisinin kurulmasıyla zaten Türkiye'de geniş uygulama alanlarında yetiştirileceğini düşünüyoruz.
Bu bitkinin diyabeti, tansiyonu ve midedeki sıvının asit baz dengesini ayarlayabilen bir özelliği var.
Günümüzün en büyük problemi obeziteyi de azaltabilecek bir etkisi var.”
İŞKUR ve Halk Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde 50 kadına bir ayda 88 saat teorik eğitim verilmiş.
Daha sonra da arazi çalışmaları yapılmış.
Kursiyer Türkan Yağmurlu, "Bu eğitimden çok istifade ettik. Hiçbirimiz daha önce şeker otu hakkında bilgi sahibi değildik" demiş.
Stevia üretimi ile ilgili haberler daha önce Rize ve Balıkesir Burhaniye’den de gelmişti.
Umarım anlatılanlar gibi sağlıklı olan bu bitkinin üretim ve kullanımı konusunda düşünülenler gerçekleşir.
Obeziteye karşı öğrencilere
‘atlama ipi’ hediye ettiler
Öğrencilerin sağlıklı beslenmesi için okul kantinlerine bazı yiyeceklerin satılmaması kararını çok olumlu bulmuştum.
Bakın o karardan sonra gelen son adım alkışlanacak türden.
Türkiye Kantinciler Federasyonu ve İstanbul Kantinciler Esnaf Odası, Bakırköy'deki bir ortaokulda öğrencilere "sağlıklı beslen hareketli yaşa" sloganıyla atlama ipi hediye etmiş.
Federasyonun yönetim kurulu başkanı Vahap Osmanoğlu, yaptığı açıklamada, yıllardan beri çocukların dengeli beslenmesi ve daha iyi hizmet alması için çalışmalarını devam ettirdiklerini söylemiş.
Osmanoğlu, "Çocuklarımız oynamıyor, zıplamıyor. Daha çok televizyon izleyerek ve bilgisayar başında zaman geçiriyor.
Amacımız çocuklarımızın unuttuğu okul bahçesinde oynamalarını tekrar hatırlatmak ve hareketli yaşamın sağlıkları üzerindeki önemine yönelik bilinçlendirmeyi sağlamaktır" demiş.
Teşekkürler Sayın Osmanoğlu.
İnşallah dileğiniz gerçekleşir.
***
Bugün hafta içinde önümüze gelen sağlıklı yaşam konulu üç haberi dikkatinize getirdim.
***
Yarın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı...
Hepimize kutlu olsun...
***
Herkesin, her zaman iyi haberler alması dileğiyle…
Paylaş