Paylaş
Oldu!
Gülhane Tıp Müzesi.
Müze’yi Hürriyet Ankara okuyucuları için kuruluşunda emek veren Prof.Dr. Adnan Ataç’la gezdik. Ataç, bir süredir emekli ama emek vermeye devam devam ediyor. Ankara’nın kuşlarını belgeliyor. Örneğin sadece Gölbaşı’nda flamingo, kaşıkgaga, telli turna, suna, kocagöz, elmabaş putka, kartal, gökdoğan, çamurcun ve alakargaları fotoğraflamış ama müzesini de görmeden duramıyor.
Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi, Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi ve Florence Nightingale Müzesi, bu alanın diğer kentlerdeki müzeleridir. Müze’nin diğerlerinden en önemli farkının, Cumhuriyet’in tıp fakültelerinin temelinin atıldığı Gülhane Hastanesi içinde yer almasıdır. Müze, herkesin bir şekilde uzak kalamadığı tıpla ilgili ilk kaynaktan başlayan bir görsel şölen sunuyor.
Tıp tarihini, memleketin ilk yüksekokullarından Tıphane’den veya Tıphaneyi Amire’den önce, dünya tarihi açısından örneklerle bilgilendiriyor, ziyaretçilerini milat öncesine götürüyor. Bir tabak içinde savaştaki yaralıya ilk tıbbi müdahalenin resmi var. Tabak bugün Berlin Müzesi’nde sergileniyor ama olayın mekânı bizim topraklar; Truva. Yanında, ilk Türkçe tıp metni örneği var.
Müze gezisinde ilerledikçe sergilenen eserler sizi günümüze doğru getiriyor.
2. WILHELM’IN HEDİYESİ
Gülhane’nin kurulmasında ve sonrasında emeği geçen Alman doktorlar Reider veya Deyke’nin yanında Cemil Topuzlu veya Tevfik Sağlam gibi Türk askeri doktorlar da müzede anılıyorlar. Müzenin girişinde Alman İmparatoru II. Wilhelm’in hediyesi Dental Set orijinal dolabı içinde sergileniyor. Alman hekimlerden asker olmayanlar burada asker yapılırken, Türk hekimlerin tamamı asker kökenlidir. Ameliyat sırasında fotoğrafını göreceğiniz Cemil Topuzlu, Türkiye’de modern cerrahinin kurucusu sayılıyor. İstanbul’da belediye başkanlığı da yaptığından sanırım Harbiye’de konserler verilen açıkhava konser alanında adı yaşatılıyor. Türkiye Verem Derneği ve Türkiye’deki ilk akciğer hastalıkları kürsüsünün kurucusu olan Tevfik Sağlam’ın adı, Müze’nin de içinde bulunduğu Gülhane Hastanesi’nin önündeki caddeye verilmiş.
Memleketimizin ilk ambulans taşıma treni olarak adlandırılabilecek bir vagon ve at arabası model alınarak yapılan çekme aracı, şifa bekleyenleri olumsuz hava koşullarından korumak için brandalarla kaplanmış taşınabilir sedye aracının (Kapalı Tip Sedye) orijinali, Osmanlı dönemine ait kıyafetlerle giydirilmiş mankenler Müze’deki ilginç görsellerden. Bu vagonların yaralıları taşıdığı Polatlı’daki Malıköy Tren İstasyonu Müzesi ve Ankara Garı’ndaki Direksiyon Binası geliyor insanın aklına.
‘FENERLİ KADIN’I HATIRLATIYOR
Aydınlatma için oynar başlıklı lamba takılabilen düzeneğe sahip muayene koltuğu fenerlerin önünde. Ziyaretçiler ne düşünürler bilmiyorum ama ben, modern hemşireliğin kurucusu sayılan ve Kırım Savaşı’nda Türkiye’de de görev yapan Florence Nightingale’i hatırladım. Geceleri elde fener hastaların durumu kontrol edermiş. Hastaların mutlaka çok hoşuna gidiyordur bu durum. Efsane hemşirenin adı “Fenerli Kadın”a çıkmış. Geçmiş günlerin kıyafetlerini giymiş mankenle desteklenen hemşireler bölümde bir binanın penceresinden bakan 4 hemşire görünüyor; onlar, ülkemizin ilk Alman hemşireleridir, görmeden geçmeyin. Müzeyi Ankara’daki bazı tıp fakülteleri öğrencileri derslerinin bir parçası olarak geziyorlarmış. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbba Merhaba Programı dâhilinde Sağlık Uygulamaları dersi gezisi için kitapçık hazırlamışlar. “Asepsi-Antisepsi-Sterilizasyon-Dezenfeksiyon Uygulamalarının Tarihsel Gelişimi” kitapçığı müzeye verilmiş. Sterilizasyonla ilgili olarak bir bölümde küçük aletler ve ilgili resimler, vitrin dışında ve bahçede orijinal aletler var.
TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN
Müze tanındıkça eminim artan sayıda ziyaretçiye kavuşacak. Müze hakkında görüştüğümüz Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Mustafa Gerek, yönetim olarak konuya son derece ilgili olduklarını belirterek, şöyle diyor: “120 yıllık kurum. Abdülhamit’in emriyle Gülhane’nin bahçesinde kurulmuş. Rektörümüzle birlikte Türkiye’deki tıp tarihini gösteren ve turistik bir mekân olarak ziyaret edilen bir müze olmasını istiyoruz. Yeni bir alana taşıdık. Müzeyi daha da geliştireceğiz.” Dr. Eray Yurdakul (bebekleri oldu-gözü aydın olsun), Nuray Güneş (doktorasında başarılar) ve Nurdan Taşdelen güler yüzlü çalışanları. Dünya tıp tarihi hakkında bilgi sahibi olmak, tıbbın nereden nereye geldiğini görmek için gidin bu müzeye. Tarihte bugün, bu müzede belgelerini bulacağınız Tıphane-i Amire ile Cerrahhane-i Amire kurulmuş. Orhan Baran’ın tıbbiyeli babası İstanbul işgal altındayken, tarihte yine bugün, işgali protesto etmek için arkadaşlarını toplamış. Büyük destek almış. O gün artık Tıp Bayramı, başta sağlık alanında çalışanlar olmak üzere kutlu olsun.
Paylaş