Taksim’de Ukrayna’nın izi

Tarihte Türkiye ile sayısız etkileşimi barındıran Ukrayna ile yollar bir kez daha kesişti.

Haberin Devamı

1928 yılının Ağustos ayında İstanbullular Taksim’de Cumhuriyet’in ilk simgesi olan anıtın açılışı için toplanmışlardı. Anıtın en önünde Atatürk, sağında İsmet İnönü, solundaysa Fevzi Çakmak vardı. Onların hemen arkalarındaki iki erkek figürü ise çoğu kimse için tanıdık değildi. O kişilerin kim olduğunu öğrenmeden önce dilerseniz filmi en başa saralım.

Ukrayna ya da eski adıyla Rutenya (ki Hürrem Sultan’ın anavatanıdır) daha Rutenya bile sayılmazken... Kadim “Türki” halklar bu toprakları kendine yurt edinmiştir*. Kırım Hanlığı ve Osmanlılar, çok daha sonraları çıkar sahneye, genellikle başrolde... İmparatorluk için önemsiz bir bölge de değildir burası. Örneğin 1624’te Karadeniz’den tekneleriyle inen Kazak (Kazakistan halkıyla karıştırmayalım) yağmacılar, Boğaz köylerini basıp büyük sıkıntı yaratır İstanbul’da. Sadece bu bile yeterli, payitahtın bölgeyle stratejik-hayati bağını anlatmaya. Bu nedenle Osmanlı, güvenliğini sağlama almak için 1672’de Ukrayna’nın kuzeyindeki Kamaniçe’ye kadar uzanır. Osmanlı’nın varlığını sarsan asıl tehlikede de yine bu topraklar üzerinden gelecektir. Ruslar önce Ukrayna’ya, ardından Kırım’a yayılır. (Bugün Türkiye’de pek çok kişinin kökeni, uzun yıllar süren bu savaşlar nedeniyle göç edenlere dayanıyor.) İngiliz ve Fransızlarla birlik olan Osmanlı, Ruslara 1853’te Kırım Savaşı’yla karşılık verir. Türkler için I.Dünya Savaşı da aynı topraklarda başlar: Yavuz ve Midilli zırhlıları, Kırım’daki Sivastopol’u bombalar! Günümüz Ukrayna’sının kuzeybatısındaki Galiçya ise çok acı hatıralarla doludur: 1916-17 arasında Rusya Çarlık ordusuna karşı çarpışan 12.000 Türk askeri, “bir kaç asır evvel cedlerimizin at oynattıkları sahalar”da şehit düşer.

Haberin Devamı

DEVRİM VE İZLERİ
1917’deki Bolşevik Devrimi, bir anda hem Ukrayna’nın tarihini, hem de Türkiye’deki bağımsızlık mücadelesinin seyrini değiştirmiştir. Sovyetler, İngiliz ve Fransızlara karşı ilkesel olarak Ankara’nın yanındaydı. Sovyet komutanlarından M.V. Frunze, Türkistan’daki bağımsızlık hareketinin bastırılmasında rol almıştı. Ama ilginçtir ki aynı isim, Türkiye’nin bağımsızlığını destekleyen Sovyetler adına “Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti”nin olağanüstü elçisi olarak Ankara’ya geldi. Ukrayna ve Kırım Silahlı Kuvvetler Komutanı da olan Frunze’nin dostluk mesajı Meclis’te “şiddetli alkışlar” arasında okundu. Ankara Hükümeti, Ukrayna S.S.C. ile 2 Ocak 1922’de dostluk ve kardeşlik antlaşması imzaladı. Kurtuluş ve kuruluş mücadelesine verilen işte bu desteğe duyulan minnetarlığın sembolü, Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda boy gösteren iki Sovyet figürüdür. 1928’de açılan anıtta Atatürk’ün arkasında yer alan kişilerden biri Frunze’dir. Diğeriyse Ukrayna asıllı General Kliment Y.Voroşilov... (Bir başka görüşe göre Sovyet Elçisi Aralov.) Voroşilov, Cumhuriyet’in 10.yılı kutlamaları için uzun bir Türkiye ziyareti de yapmış, Atatürk tarafından sıcak bir şekilde karşılanmıştır. Hatta adı İzmir’de bir caddeye verilmiştir!

Haberin Devamı

ÖZGÜRLÜK YOLUNDA
1946’da tek parti rejimine son verip, çok partili sisteme geçen Türkiye’nin “komünist” Ukrayna’yla ilişkileri gerilimli bir hal aldı. Ancak 1991’de Sovyetler’in dağılmasıyla farklı bir boyut kazandı. Ticaret hızla büyürken Türkiye için farklı bir yere sahip olan Kırım Tatarları da yeniden seslerini duyurmaya başladılar. Öte yandan Ukrayna, bağımsızlığına kavuşsa da, Avrupa Birliği ve Rusya arasında yıllardır bir o yana, bir bu yana savruluyor. Taksim Meydanı’nda iki ülke devlet adamlarının birlikte yer aldığı tarihi anıtın önünde başlayan protestolar, kimilerine göre Kiev Maidan’ına örnek oldu... Tarihte Türkiye ile sayısız etkileşimi barındıran Ukrayna ile yollar bir kez daha kesişti. Elbette iki ülke bu noktaya çok farklı yollardan geldi. Ukrayna’da meydanlarda artık Lenin heykelleri yok. Oysa Türkiye’de Gezi protestocularının en önemli sembollerinden biri Atatürk’tü. Ne acıdır ki, Kiev merkezli hükümet karşıtı gösteriler artık “gösteri” olmaktan çıkıp “gerçek” çatışmalara döndü. Dileriz olaylar daha fazla büyümeden sorunlar çözüm yoluna girer. Ama daha da ötesinde, umalım ki Türkiye, Ukrayna’ya sorunların şiddetten uzak bir şekilde, demokratik sistem içinde çözülmesine örnek olsun.

Haberin Devamı

*Günümüz Ukrayna’sı başta olmak üzere bölgedeki Türki halkların tarihi için: “Doğu Avrupa Türk Tarihi”, (ed.) Osman Karatay – Serkan Acar, 2013.

Yazarın Tüm Yazıları