Paylaş
Ramazanın, günümüz çocuklarının hayatına topyekûn bir değişiklik getirdiğini söylemek zor. Ne de olsa onların en büyük eğlencesi, ellerinden düşmeyen tabletleri – telefonları. Oysa eski devirlerde durum böyle değildi. Ramazan demek, çocuklar için “sabaha kadar” süren eğlenceler demekti. Tabii en önemlisi, okulların tümden tatil edilmesi veya derslerin hafifletilmesiydi.
RAMAZANA ÖZEL OYUNLAR
Ramazan başlamadan bir süre önce, çocuklar cami önlerinde büyüklerden mum-kandil parası toplarlardı. Toplanan bu paralar, cami çevresinin aydınlatılması veya mahyalar için kullanılırdı. Tabii çocukların her faaliyeti bu kadar hayırlı ve masum değildi! Sahurda davulcuya musallat olup onu kızdırmak; bazen de teravihe gidenlerin elinden fenerlerini kapmak gibi özel muziplikler mevcuttu.
TEŞVİK PRİMİ
Ramazan boyunca panayırlar, devrin lunaparkları olan dönme dolaplar kurulurken, Karagöz ve Hacivat gösterisi ayrı bir tutkuydu. Tüm bu hareketlilik, çocukların ramazanı sevmeleri için ziyadesiyle yeterliydi gerçi. Ama bunun da ötesi vardı: Öğleden veya ikindiden akşama kadar “tekne orucu” tutan çocuklar, iftarda özel ikramlarla, hediyelerle tebrik edilirdi. Hiç kuşkusuz bu sembolik ödüller, çocuklara oruç ibadetini sevdirmeye yönelik bir “motivasyon kaynağı” idi. Yani ramazanda küçük çocuklar ekstra ihtimam görürlerdi.
ENGİN HOŞGÖRÜ
Hz. Peygamber’in çocuklara karşı ne kadar hoşgörülü, sabırlı ve yumuşak olduğu iyi bilinir. Torunlarının namaz kılarken veya hutbede başına tırmanmasına dahi itiraz etmez, onları asla azarlamazdı. Ayrıca kız torununu da erkek torunları gibi omzunda dolaştırır, onunla daima oyunlar oynardı. Resulullah, sahabeyi de çocuklarına sevgi ve şefkat göstermeleri için teşvik etmiştir. Çocuklara okuma yazma öğretilmesini istemiş, yabancı dil öğrenilmesi dışında onların koşu, yüzme, binicilik, okçuluk gibi sportif faaliyetlerini desteklemiştir. Çocuklara da aynı yetişkinlere olduğu gibi teker teker selam vermesi, onları hiç terslememesi sahabenin dikkatinden kaçmamıştır.
ÇİFTE BAYRAM
Müslüman çocuklar için yüzyıllardır yılın en eğlenceli zamanı, Ramazan Bayramı olmuştur. Bu yıl, onun hemen öncesinde önemli bir bayram daha var... Kurtuluş mücadelesindeki liderliğiyle tüm İslam coğrafyasına bağımsızlık ilhamı veren Atatürk’ün çocuklara mirası, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı! İster dini ister milli... Tüm bayramlar çocuklara çok yakışıyor. Onları ezerek değil, yüreklendirerek eğitmek fikri, daha da mutlu bayramlar için hepimize umut veriyor.
BİR AYET
Geçim endişesi ile çocuklarınızın
canına kıymayın. Biz, onların da
sizin de rızkınızı veririz.
(İsra, 31)
BİR HADİS
Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen ve iyiliği teşvik edip kötülükten sakındırmayan bizden değildir.”
(Tirmizî, Birr, 15)
Paylaş