Paylaş
Osmanlı devrinde, ramazan bayramında devlet görevlilerine yeni elbiseler dağıtılırdı. Hatta Fatimiler, bu gelenek nedeniyle ramazan bayramına “idü’l-hulel” (elbise bayramı) dahi demişlerdir. Bu geleneğin kökeninde, muhtemelen Hz. Peygamber’in bayram sabahında yeni elbiseler giymeye özen göstermesi yatıyordu.
“Bayramlıklarını giymek”, ramazan boyunca arınan bedenin, temiz bir başlangıç yapmasını simgeler. Gelin biz de bayramı, yeni ve temiz kıyafetlerle karşılayalım. Ama sadece dış giysilerimizi değil, duygu ve düşüncelerimizin elbisesi olan dilimizi de yenileyelim. “Bayramlık ağzımızı”, “kirli ve yıpranmış” ifadelerden arındırıp, güzel bir başlangıç yapalım. Gelin bu bayramdan itibaren şunları...
SÖZLÜĞÜMÜZDEN ÇIKARALIM
Körle yatan, şaşı kalkar.
Gözü kör olsun / Kör olasıca!
Kurtlu baklanın da kör alıcısı olur.
Dokuz körün bir değneği.
Her topal satıcının, bir kör alıcısı olur.
Topalla gezen, aksamak öğrenir.
Sağır duymaz uydurur.
Sağır sultan bile duydu.
Sağır mısın, sana söylüyorum!
Körler sağırlar, birbirini ağırlar.
Kısacası, engellilere dair her türlü kötü sözü ve bedduayı sözlüğümüzden çıkaralım.
HAYATIMIZDAN ÇIKARALIM
Kızını dövmeyen dizini döver.
Kızın mı var, derdin var.
Karı gibi kıvırtma!
Adam gibi konuş!
Adam gibi iş yap!
Erkekliğe sığmaz!
Erkeksen çık ortaya!
Erkek adam ağlamaz!
Kısacası, cinsiyet kötüleyici, baskılayıcı her türlü ifadeyi hayatımızdan çıkaralım.
KULLANIMDAN KALDIRALIM
Senden ne köy olur, ne kasaba!
Kafan basmıyor ki!
Ne laf anlamazsın!
Ha sen, ha duvar!
Sende akıl ne arar!
Ne beceriksizsin!
Bir işi de becer!
İcat çıkarma.
Kısacası her türlü negatif şartlamayı ve tabii hakareti kullanımdan kaldıralım.
DİLİMİZDEN UZAK TUTALIM
Kesin yaparım.
Hayatta yapmam.
Ölsem değişmem.
Cesedimi çiğnersin.
Yüzüne bakmam.
Benden kaçmaz.
Laf ağızdan bir kere çıkar.
Tükürdüğümü yalamam.
Kısacası her türlü inatlaşma ve olumsuz iddiadan uzak duralım.
DAHA FAZLA KULLANALIM
Eline sağlık, emeğine sağlık.
Ellerin dert görmesin.
Kesene bereket.
İyi düşünmüşsün.
Güzel fikir.
Aklınla bin yaşa!
Ne demek, lafı olmaz.
Rica ederim, elbette.
Ne iyi ettin.
Canın sağ olsun.
Allah razı olsun.
Kısacası her türlü güzel sözü ve hayır duasını cömertçe kullanalım.
BİR DİL, BİR İNSAN
Elbette... Bunları yapmayalım etmeyelim demek kolay. Veya yapalım, edelim demek... Peki ya hayata geçirmek?... Ayrıca “bunlar hep teferruat; dünyada bu kadar ciddi mesele varken, her şey bitti de güzel konuşma mı kaldı?” diyen de çıkabilir. Ama dünyayı değiştirmek istiyorsak, işe kendimizden başlamak gerekmez mi? Kullandığımız dil, zihnimizin gönlümüzün, yani insanlığımızın aynası değil midir? Öyleyse... Bir bayram gününde “hayırlı bir başlangıç” hiç de fena olmaz sanki... Daha güzel bir dünyada yaşamak dileğiyle, herkese hayırlı bayramlar, hayırlı başlangıçlar.
ESMA-İ HÜSNA
EL-VEHHAB
Karşılıksız bol bol veren, hediye eden.
BİR AYET
Buluşma zamanınız, bayram günü, kuşluk vaktinde insanların toplanma zamanı olsun.
(Ta-Ha, 59)
BİR HADİS
Hediyeleşin. Çünkü hediye, gönülden kini söküp atar.
(Tirmizî, Velâ, 6)
Paylaş