Paylaş
Geçen haftaki "Bektaşi fıkralarına giriş" yazısının sonunda söz verdiğim üzere, bir zamanların popüler 'Bektaşi' fıkra ve nüktelerinden, özellikle şu içinde bulunduğumuz Ramazan ayına uygun görüp seçtiklerimi, dimağınızı lezzetlendireceğini, içinizi gülümseteceğini umarak ve de hoşgörünüze sığınarak huzurlarınıza sunuyorum Erenler;
* Ramazan ayı gelince yeni evlendiği hanımı özenle hazırlamış ilk sahur sofrasını. Afiyetle yemiş Baba Erenler, ama hanımı bakmış ertesi gün Erenler'de oruç moruç yok; 'Belki maruzatı vardır, sonraki gün tutar' diye yine hazırlamaya devam etmiş sahur sofrasını ancak Baba Erenler hiçbir sahuru kaçırmadığı gibi, bakmış oruç da tutmuyor hiçbir gün. Böylelikle ayı yarılamışlar ki hanımı sonunda dayanamayıp laf etmiş; - "Efendim her gece size sahur hazırlıyorum, yiyorsunuz ancak oruç tuttuğunuz yok, öyleyse hazırlamayayım artık boşuna sahur sofranızı!". Baba Erenler cevabı yapıştırmış; "A be hanım, oruç farz, sahur sünnettir. Zaten mahcubum farzı yerine getirememekten, bir de sünneti terk edeyim de iyice mi mahcup olayım!"..
* Bektaşiyi Ramazan günü oruç yerken yakalayıp Kadı'nın huzuruna çıkarmışlar. Kadı; "Bre zındık, niye oruç yiyorsun?", Bektaşi; "Seferiyim!". Oradan boşboğazın biri çıkıp; "Kadı Efendi, bunu tanırım, 40 yıldır burada oturur, seferi değil, yalan söylüyor!" deyince Baba Erenler cevabı yapıştırmış; "İlelebet burada kalacağıma dair elinizde senet mi var? Seferiyim dedim ya; Ahiret yolcusuyum!"..
* Baba Erenler beleş bir iftar sofrası bulup güzelce yerleşmiş. Yanında iki kişi gevezelik ediyor, biri diğerine sormuş; "Bu Ramazan kaç gün oruç tutabildin?", diğeri; "Hastalığımdan dolayı ancak bir gün tutabildim". Soru sahibinin gözü Baba'ya takılınca; "Ya siz kaç gün tutabildiniz Erenler?" diye ona da bulaşmış. Baba hiç istifini bozmadan yanıtlamış pişkince; "Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!"..
* Erenler'e sormuşlar; - "Niçin oruç tutmazsınız?". Cevaplamış; - "Tutmak isterdim ama halim, mecalim yok!". Beriki sıkıştırmış; - "Ama iftara çağırılınca gidiyorsunuz!". Baba; - "Evet, doğrusu ne yapar eder giderim!". Fırsat arayan bizimki lafı yerleştirmiş; - "Canım olur mu hiç? Allah'ın emrine icab etmiyorsunuz da kulun davetine gidiyorsunuz!". Baba Erenler; - "Yahu ne şaşırıyorsun? Allah merhametlilerin en merhametlisidir, eşref saatine gelir, affediverir. Kullar böyle mi? En ufak sebepten gücenirler. Davetlerine derhal gitmek gerekir. Yoksa Allah korusun kul hakkıyla çıkmayayım huzura!"..
* Erenler o sene hanımının ısrarına dayanamayıp bir gün oruç tutmuş. Ramazan öylece geçmiş. Akabinde Baba'nın da bulunduğu bir bayram meclisinde konu tutulan oruçlara gelince sofunun biri sızlanmış; - "Yarın ahirette hesabını nasıl veririm bilmem ki, maalesef bu Ramazan bir oruç kaçırdım!". Baba Erenler hemen lafa karışıp bizim sofuya hitaben; - "Sen hiç merak etme Erenler, rahat ol! Bu konuda hesap verirken zorda kalırsan hemen bana haber et, gelir hesabını denkleştiririm!"..
* Baba Erenler ile çömez dervişi demleniyorlarmış bir köşede ki zabıtanın biri görüvermiş. Hem de Ramazan günü… Zabıta tuttuğu gibi ikisini de çıkarmış Kadı'nın karşısına. Olay anlatılınca Kadı gürlemiş; - "Mübarek Ramazan günü, bırak orucu, bir de içki içmek ha, ulan Müslüman değil misiniz siz?". Çömez boynu bükük; - "Elhamdulillah!" demiş de Baba Erenler başka konuşmuş; - "Yok Kadı Efendi, ben Hıristiyanım doğrusu!". Çömezin şaşkın bakışları altında yine gürlemiş Kadı; - "Peki o zaman sen git, şu yeni genci de tez atın zindana!". Baba Erenler lafa girmiş hemen; - "Bir dakika Kadı Efendi, şu zabıta bizi tuttuğunda delikanlı tam da İslam'ı anlatıyordu bana. Sevgi ve hoşgörü dini olduğundan bahs'ediyordu. Aklım yatmaya başlamıştı valla. O halde şimdi ben İslam'ı kabul edersem bunun hatırına affedilmez mi bu delikanlı da?". Kadı düşünmüş, birine Müslümanlığı kabul ettirmenin sevabı büyük; "Tamam o zaman!" demiş. Baba Erenler 'kelime-i şehadet' getirdiği gibi kapmış çömezini de kolundan, atmışlar kendilerini dışarı. Çömez halen şaşkın 'nasıl inkar ettin iki dakikada dinini' der gibi bakıyormuş Baba'nın suratına ki Erenler çıkışmış; - "Ne bakıyorsun evladım, yanlış mı; Hıristiyan oldum, kendimi kurtardım, Müslüman oldum, seni de kurtardım!"..
Bir Ramazan ayını daha böylece nihayete erdiriyoruz. Rabbim önümüzdeki seneyi de lütfu ve keremiyle nasip etsin inş'Allah! Mübarek Kadir gecesi, içinden geçtiğimiz gecelerdedir. Hayırlı dualarınızın kabulunu, duası makbul olanların bizi de dualarında anmalarını dilerim! Son bir latife de makbul dua ile ilgili olsun o halde:
* Dilencinin biri Baba Erenler'in önünü kesmiş; - "Bir Lira ver de senin için dua edeyim!". "Senin duanı istemem" deyince Baba Erenler, dilenci çıkışmış; - "Be adam, hayır duamı niye istemiyorsun?". Baba Erenler; - "Yahu duan makbul olsaydı kendin için dua eder de, dilencilikten kurtulurdun!"..
Ve şimdiden cem-i cümlenize hayırlı bayramlar! Hü…
not. 'Bektaşi Fıkraları / Bahri Alptekin (italik 1999)' kitabından faydalanılmıştır.
Paylaş