Peygamberlerden örneklerle bir ‘Sufi’de bulunması gereken bazı özellikler 2

Bu yazının ilk bölümü 10 Temmuz’da yayınlanmıştı(arşivden okunabilir).

Haberin Devamı

Sonrasında gelişen olaylar iki haftaya bölmüş olduğum konuyu tamamlama fırsatı vermedi maalesef. Neyse ki yıkılmadık, ayaktayız ve sizlere borçlu kalmamak için diziyi tamamlamak arzusundayım bu hafta. “Peygamber Hazeratından örneklerle; ‘Nedir bir Sufi’nin kendinde uyandırmaya çalıştığı özellikler?” bahsimize devam öyleyse:

 

* Sufi, Hz.Musa(as) gibi suf(yün) giyer: Hazreti Musa’nın Tur-u Sina’ya Rabbimizle konuşmaya çıktığında baştan ayağa yün giymiş olduğu rivayet edilir. O zamanlar yün bugünkü gibi ince ve yumuşak şekilde dokunmuyormuş tabi. Hatta ham haliyle giyildiğinde yün, teni rahatsız eder bilirsiniz. O bakımdan tevazuyu simgelermiş “suf” yani “yün” giymek. Sufi kelimesinin de buradan türetildiği söylenegelir.. Sufi, Hazreti Musa gibi muhlis(halis, katıksız) ve alçakgönüllü olmalı, rahatına, gösterişe düşkün olmamalı, halka hizmeti öncelemelidir. “Kitap’ta Musa’yı da zikret. Muhakkak ki O, muhlis ve Nebî Resûl idi” (Meryem 19;51)

 

Haberin Devamı

* Sufi, Hz.Davud(as) gibi Hakk yolunda samimi ve cesur olmalıdır: Davut as’a verilen “Zebur” Hazret’in ağzından şaheser ilahiler içerir; Davut Aleyhisselam’ın sanatkarlığının altında müthiş bir içtenlik yatar. Sanat, güzellikleri aktarmak üzere cemali ve celali nitelikleri ahenkle kucakladığı ve gönüllere yansıtabildiği oranda başarılıdır. Sufi de savaş ve sanatın iç içe geçtiği özelliklerin timsali Hz.Davud gibi samimi ve hem cesur olmalıdır. Allah’ın yardımıyla nefsini bir demirci ustası gibi incelikle işlemesini bilmelidir. “…Dâvud’la beraber tesbih etsinler diye dağları ve kuşları emrine amade kıldık…” (Enbiya 21;79)

 

* Sufi, Hz.Süleyman(as) gibi adaletli olmalıdır: “Dâvud ve Süleyman, bir kavmin koyunlarının gece (çobansız olarak) içinde yayılıp otladığı ekinler hakkında hüküm veriyorlardı. Ve Biz, onların hükmüne şahittik” (Enbiya 21;78) Hakim ve hükümdar peygamberlerden Hz.Süleyman vakti zamanında sadece insanlara değil, Allah’ın izniyle cinlerden hayvanlara alemlere sultanlık etti. Bilhassa adaletiyle şöhret buldu. Sufi de, Süleyman as gibi adaletli olmalıdır. Allah’ın adaletini uygulamak bilgelik gerektirir ve bu adalet boş yere karıncayı dahi incitmeyecek merhameti de doğal olarak içerir zaten.

 

Haberin Devamı

* Sufi Hz.Yunus(as) gibi tekamül üzere olmalıdır: “Onu(Yunus as’ı) hemen bir balık yuttu. O, levmedilen biriydi(kendi kendini kınıyordu)” (Saffat 37;142) Anlatılana göre Hazreti Yunus öfkelenmiş, sabredememiş ve kudsi görevini bırakarak bir gemiye binip kaçmaya yeltenmiştir. Hazret daha sonra gemiden denize atılıp da balığın karnına düşünce hüzünle pişmanlık göstererek tevbe etmiş, Allah(cc) da onu yeniden ziyadesiyle yücelterek peygamberlik bağışlamıştır. Sufi de kusurunu itiraf edebilmeli, hatasından ders çıkarıp dönmesini bilmeli, düşse de, acziyetinin farkındalığıyla Yaradan’a sığınıp kalkabilmelidir. Son nefesine kadar tekamül üzere olmaya gayret etmelidir. 

 

Haberin Devamı

* Sufi, Hz.Eyüp(as) gibi sabırlı olmalıdır: “Ve Hz.Eyüp Rabbine (şöyle) nida etmişti ‘Muhakkak ki, bana bir zarar isabet etti(hastalık geldi). Ve Sen, rahmet edenlerin en çok rahmet edenisin” (Enbiya 21;83) Sabır haline örnek olarak, türlü musibetlere ve kendisine isabet eden dayanılması güç hastalık azabına çok uzun zaman sabır gösteren Hz.Eyüp(as) verilir. “Allah sabredenleri sever” velakin kamil sabır haline erişmek dahi sabır gerektiricidir. Sufi’nin de olmazsa olmazıdır sabır, öyle ki bu yolda “Sabreden derviş, muradına ermiş” denilmiştir. Sufi’nin muradı Allah’ın rızasını kazanmak ve ‘Cemalullah’ olsa gerektir.

 

* Sufi, Hz.Zekeriya(as) gibi işaret dilinden anlamalıdır: “(Zekeriyâ as) ‘Rabbim, bana bir alâmet(nişan, belirti) kıl’ dedi. (Allah) ‘Senin alâmetin üç gün insanlarla rumuzdan(işaretten) başka bir şekilde konuşmamandır. Ve Rabbini çok zikret ve O'nu akşam ve sabah tesbih et’ buyurdu” (Ali İmran 3;41) Sufi de malayani(boş, yararsız, saçma) konuşmalardan özellikle kaçınmalı, az ve öz konuşmalı, sessizliğin dilini takdir edebilmelidir. Allah’ın ayetleri heryerdedir. Diliyle birlikte gönlünü masivadan temizleyen Sufi işaretleri anlamaya başlar, hal dili ile iletişim kurabilir olur. ‘Arif olan anlar’ mertebesini tecrübe ile leb demeden leblebiyi anlar.

 

Haberin Devamı

* Ayrıca gelenekte, Hz.Yahya gibi garib olmak ve Hz.İsa(as) gibi seyyah olmak da Sufi’nin alametlerinden sayılmıştır..

 

* Nihayet Sufi, Hz.Muhammed(sav) gibi fakr sahibi olmalıdır: “Fakr benim övücümdür” buyuran Resulullah(sav) nefsinin yokluğunda (acizliğinde) Rabbinin varlığını (yüceliğini) bilmiştir. Tüm yaşamıyla da bir kul olarak bu ‘fakr’ halini sergilemiştir. Sufi’nin elbette en birinci rol modeli Peygamberi’dir ve o halde Sufi bu mirasa, fakra talip olmuştur. Onun sahiplenecek bir şeyi, teslimiyetinden başka sunusu olamaz. Kemal buldukça tüm ibadetleri bu halin gereği ve tüm yaşamı ibadet olur. “Muhammed, sizin ricalinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat Allah’ın Resûl’ü ve Nebîler’in Hatemi’dir. Allah, herşeyi en iyi bilendir” (Ahzab 33;40)

 

Haberin Devamı

Bizim de nasibimize Onlar’ın güzel hallerinden kabımız dolusu bir cüz düşmesini niyaz ederiz. “Gayret bizden, takdir Allah’tan!” Ya Ganiyy Sultan! Aşk olsun! Hu

 

Musa Dede / GÖLGENİN HAKİKATİ

 

Yazarın Tüm Yazıları