Bu ramazanda tefekkür ettiğim bazı ayetler…

* Başlanan, yapılan işlerde Allah(cc) rızasını gözetmek, onun kuşatıcılığını, cömertliğini hep akılda tutmakla ilgili; (1.Fâtiha/1)
Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.

* O'nu haddi aşmadan bilmekle ilgili; (112.İhlâs/1)
De ki: "Hu(O) Allah, Ehad'dır(Bir'dir, Tek'tir)".

* O'na yönelişimizin kendi yararımıza olması, O'nun ihtiyaçtan münezzeh olması ile ilgili; (112.İhlâs/2)
"Allah Samed'dir(herşey O'na muhtaçtır, O, hiçbir şeye muhtaç değildir)".

* Bir şey yaratma zannının yersizliği ve etrafımıza emir kipi ile muamele etmemenin inceliği ile ilgili; (7.A'râf/54)
…Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O'na mahsustur…

* İstikameti hiç unutmamak, doğru yola, ancak Allah'ın ulaştırcı olduğunu bilmek, kibiri bırakıp bunu O'ndan niyaz etmekle ilgili; (1.Fâtiha/6)
Bizi sırat-ı müstakime(Hakikate erdiren dosdoğru yola) hidâyet et(ulaştır).

* Şefaat(aracılık) meselesi ile ilgili; (43.Zuhrûf/86)
Onların Allah'tan başka yakardıkları şeyler şefaat yetkisine sahip değillerdir, ancak bilerek Hakk'a şahitlik edenler müstesna.

* Hz.Peygamber'in(sav) (ve dolayısıyla tebliğ görevi verilenlerin) ödev ve nitelikleriyle ilgili; (48.Fetih/8)
Şüphesiz biz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

* Hz.Peygamber'in Allah'a(cc) biat edilmesine vesile olması ve dolayısıyla vesile edilenlerle, el vermeyle ilgili; (48.Fetih/10)
Herhalde sana bey'at edenler ancak Allah'a bey'at etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah'a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.

* Tebliğ edicilerin görevi ve bunun yargılayıcı, zorla uygulatıcı olmayı içermemesi ile ilgili; (36.Yâsîn/17)
Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir.

* Ne derece yakınımız olursa olsun körü körüne taraf olmaktan sakınmak, birbirimizin iyiliğine koşmanın doğruluğu ile ilgili; (5.Mâide/2)
…İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak, takva hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek, haddi aşmak ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın…

* Allah'ın rızasının nasıl kazanılacağı ve tüm varlıklara karşı tevazu sahibi olup iyilik yapmakla ilgili; (4.Nisâ/36)
Ve Allah'a kul olun. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ve ana-babaya, yakınlara(akrabaya), yetimlere, miskinlere(muhtaçlara), yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa(eşlere), yol evladına(yolcuya) ve elinizin altında mâlik olduklarınıza ihsanda bulunun(iyilikle davranın). Muhakkak ki Allah, kibirli olan ve övünen kimseleri sevmez.

* Sahip olduğumuzu sandıklarımızın ancak emanet olması ve bunlardan verilecekleri(iş, mal, öğüt, sevgi) değerini bilebileceklere vermek ve adil olmakla ilgili; (4.Nisâ/58)
Muhakkak ki Allah size, emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hakemlik ettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder…

* Bu dünyada ahiret için yaşamanın hikmeti ile ilgili; (29.Ankebût/64)
Ve bu dünya hayatı, oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Muhakkak ki ahiret yurdu, elbette o gerçek hayattır. Keşke bilselerdi.

* Temizi, güzeli sevmek ve Allah'ın helal kıldıklarını yasaklamanın hesabının verileceği ile ilgili; (7.A'râf/32)
De ki: "Allah'ın kulları için yarattığı güzellikleri, süsleri ve rızıkların iyisini, temizini yasaklayan kim?"..

* Allah'a haksızlık isnad etmemek, yükümüzü taşıyamamanın noksanlığını nefsimizde aramak ve temkinli olup Allah'dan af dilemeyi hatırlamakla ilgili; (2.Bakara/286)
Allah her kişiyi ancak gücünün yeteceğiyle mükellef tutar; herkesin kazandığı (iyilik ve güzellik) kendi yararınadır; yüklendiği (kötülük ve vebal) kendi zararınadır. Ey Rabbimiz! Unutacak ya da yanılacak olursak bizi sorumlu tutma!..

* Günü gelince, inkar ve kötülükte ısrarcı olup da tövbesi tutmayanların iyilerden ayrılacağı, uzaklaştırılacağı ile ilgili; (36.Yâsîn/59)
Ey günahkârlar(cürüm işleme alışkanlığındakiler), bugün siz (bir tarafa) ayrılın!

* Hakikatten yüz çevirerek kendileri ve başkalarına zulüm edenlerle ilgili; (20.Tâhâ/111)
Bütün yüzler(insanlar) Hayy ve Kayyum olan (Allah)'a boyun eğdi. Ve zulüm yüklenenler heba(cehennemlik) oldular.

* Değişebileceğimizden ümidi kesmemek ve tövbeyi iyi davranışlarla perçinlemenin ehemmiyetiyle ilgili; (25.Furkân/70)
Ancak tevbe eden, inanıp salih amel işleyenlerin; Allah, işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah; Gafur ve Rahim olandır.

* Firavun dahi olsa, değişebileceğine umut beslemek, her durumda iyi niyetli ve yumuşak davranmanın tercih edilmesi gerektiği ile ilgili; (20.Tâhâ/44)
O zaman ikiniz(Musa a.s. ile Harun a.s.) ona(firavuna), yumuşak(lıkla) söz söyleyin. Umulur ki böylece anlar, korkar veya huşû duyar.

* Hatalarımızın bizi doğruluk gayretinden alıkoymaması, kusurlarımızdan Rabbimizin bağışlayıcılığına sığınmakla ilgili; (53.Necm/32)
Büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlara gelince, onlar arada bir hataya düşseler de bilsinler ki, Rabbin bağışlaması bol olandır…

* Öğüt ederken en başta bu öğütlere kendimizin uyması gerekliliği, yoksa yalancı ve akılsız konumunda olacağımızla ilgili; (2.Bakara/44)
(Ey bilginler!) Sizler Kitab'ı okuduğunuz(gerçekleri bildiğiniz) halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz(nefsinizi bunun dışında mı tutuyorsunuz)? Aklınızı kullanmaz mısınız?

* Bilmediklerimizi öğrenmekle ilgili; (16.Nahl/43)
…Eğer bilmiyorsanız zikir ehline(hatırlayanlara, ilim,irfan sahiplerine, daimi zikirde olanlara) sorun.

* Allah'ın Kitabından bize açık olan kadarından mesul olduğumuz ve benzetmelerle(teşbih) ifade edilen, yoruma muhtaç, doğru anlaşılması kemalat gerektiren kısımlarını işimize geldiği gibi yorumlamaya heves etmememizin doğru olacağı, bilenlerin rehberliğine ihtiyaç duyulduğu ile ilgili; (3.Âli İmrân/7)
Kitab'ı sana indiren O'dur. Onun bir kısmı muhkem(hüküm ihtiva eden, mânâsı açık olan) âyetlerdir, onlar Kitab'ın esasıdır ve diğerleri, muteşâbihtir(yoruma açık âyetlerdir). Fakat kalplerinde eğrilik(bâtıla meyil) bulunanlar, bu sebeble muteşâbih olanlara(yorum gerektirenlere) tâbî olurlar. Ondan fitne çıkarmak için, onun te'vilini(yorumunu) yapmak isterler. Ve onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez ve ilimde rusuh sahipleri(derinlikli düşünen yüksek paye sahipleri) ise: "Biz O'na îmân ettik, hepsi Rabbimizin katındandır" derler, onlar da tezekkür edemezler(hakkıyla anlayamazlar), sadece Ulûl'elbab(daimi zikrin ve sırların sahipleri) (tezekkür edebilir).

* Veliler ve Allah dostları ile ilgili; (10.Yûnus/62)
Muhakkak değil mi ki Allah'ın evliyasına(dostlarına), korku yoktur. Ve onlar, mahzun da olmazlar.

* Hayırlı dostlar edinmekle ilgili; (9.Tevbe/71)
İnançlı erkekler ve inançlı kadınlar birbirlerinin velileridir(dostlarıdırlar)…

* Dünyada iyilikler yapan cennetliklerin Allah'ı(cc) hamd'etmeleriyle ilgili; (39.Zümer/74)
Onlar: "Bize verdiği sözde sadık olan ve bizi, dilediğimiz yerinde oturabileceğimiz bu cennet yurduna vâris kılan Allah'a hamdolsun. İyi amelde bulunanların mükâfatı ne güzelmiş!" derler.

* Allah'ın bildirilmesi uygun görülenleri bildirdiği, bildireceği, bunun için kulluğun gerekliliği ile ilgili; (53.Necm/10)
Böylece (Allah), kuluna vahyedilecekleri vahy'etti.

* Bildirilenlere gönlün rızasının önemi ile ilgili; (53.Necm/11)
(Kulun)Gönlü, gördüğünü yalanlamadı.

* Allah'tan hayırlı şeyler istemekle ilgili, O'ndan istememizi istemesi; (20.Tâhâ/114)
…Ve “Rabbim, bendeki ilmini arttır.” de.

Amin! Hatalarım olduysa bağışlayın erenler! Hu…