Paylaş
Gecenin fazileti hakkında rivayet edilen hadislerin, çoğu müfessir tarafından senedi zayıf kabul edildiğinden Berat Kandili'ne mahsus ibadetlerin ve o gün tutulabilecek orucun farz olmaması bir yana, sünnet olduğunu dahi iddia edemeyiz[Ancak Şaban ayı Hazreti Peygamber'in(sav) en fazla oruç tuttuğu ay olarak bilinmektedir]. Ne var ki bir iddiada bulunmadan, "Allahu alem"(Allah bilir) diyerek, yapılması adet haline gelmiş nafile ibadetler, anma ve kutlamaların Allah'a(cc) yakınlaşma, Rahmetine erişme vesileleri olabilmesi bakımından taraftarıyım. Allah dualarımızı kabul buyurursa Berat gecesi anmalarımız da makbul olmuş olur.. Hem dememişler mi "Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bil!" diye? Ya tutarsa!
"Ey nefislerini israf eden kullarım, Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin, muhakkak ki Allah tüm günahlarınızı bağışlar, şüphesiz O Gafur'dur, Rahim'dir." Zümer suresi 53.ayet
'Berat', Osmanlı Devleti'nde Padişah tarafından verilen rütbe, nişan ya da imtiyaz belgesine denirmiş. Arapça kökenli 'Beraat' kelimesi aklanmak anlamına geliyor. Bizim için de 'Berat gecesi' Mevlamız'dan, aklanmaya dair bir nişan, bir rütbe umduğumuz, bunun için dualarla, niyazlarla O 'Gani' Sultan'a yöneldiğimiz gecelerden, güzel bir gecedir. Rütbe lafını kullar arasında bir derece anlamında değil, gönlümüzün aklanmak suretiyle O'nun 'Nur' tecellisine mazhar olabilmesinin ifadesi olarak kullanıyorum. Çünkü kalbinde bir hardal tanesi kadar bile kibir olan kimse O'nun pak 'Cemal'ini nasıl umsun? Bu bakımdan 'yakin' özlemindekiler için arınmış, temiz bir gönül nişanesi imtiyazların en yücesi olsa gerektir..
Lakin günahımız, kusurumuz çoktur. Ne kadar çok olsa da Yaradan'ın rahmet, lütuf ve kereminden çok olabilir mi? O'nun rahmeti gazabını geçmiş, herşeyi kuşatmıştır. Yeter ki O'na yönelelim, isyanı bırakıp isteyelim, istemesini bilelim. Günah ve kusurlarımızla, (çevremiz bir yana) kendimize ettiğimiz zulümun farkında olarak samimiyetle pişmanlık duyabilecek kadar bencil kibirimize galip gelebilelim ve bu yöndeki ısrarımızdan vazgeçelim; özür dileyelim, değişmeye niyet edelim, telafi yolları arayalım, Allah'tan bunun için medet dilenelim, vesileler bulalım.. O halde, kandil vesilesiyle Allah'ın güzel esmalarından, bera(a)t niyazlarınız için faydalanabileceğinizi umduğum bazılarını sizlerle, çok kısaca anlamlarını vererek paylaşmak istiyorum. Dualarınızda Allah'a hitabetinizi zenginleştirmesi bakımından zikredebileceğiniz bu isimleri ayrıca düzenli vird edinmek, yani belli sayılarda, belli maksatlarla tekrarlamak, daha önce de uyardığım gibi ancak ehil bir ustanın önermesiyle ve onun gözetiminde olmalıdır. Fakir, niyetinizi temiz tutmanızı diler, Allah'tan (varsa) günahlarınızın affedilmesini, O'nun doğru yolu üzerine daim olmaklığı, tüm sıkıntılardan kurtularak cemaline kavuşma ve herşeyin en hayırlısını istemenizin ötesine bir şey diyemem. Bir de dualarınıza sevdikleriniz yanında tüm inananları da katmanızı arzularım ki duanın bereketi artar… Niyet hayır, akibet hayır inş'Allah!
"En güzel isimler Allah'ındır. Madem öyle, O'na bu güzel isimlerle seslenin(yakarın).." A'râf suresi 180.ayet
er-Rahman : Ayırd'etmeden bütün mahlukata ihtiyaçlarını veren, ihsan eden, merhametli…
er-Rahim : Bağışlayan, merhamet eden. Ahirette yalnız dostlarına, iman sahiplerine rahmet edici…
es-Selam : Selamette olan, selamet, esenlik veren. Cennetlik kullarına selam eden…
el-Mümin : Emin, emniyet sahibi olan. İmanı veren…
el-Müheymin: Herşeyi gözetip koruyan, yönetici…
el-Gaffar : Çokça affedip bağışlayan, affettiği günahları örten, unutturan…
el-Vehhab : Karşılıksız ve sebepsiz, bolca, ihsan ve ikram eden…
er-Rezzak : Maddi, manevi rızkı veren…
el-Fettah : Maddi, manevi kapıları açan, zorlukları kolaylaştıran…
el-Alim : Herşeyi sınırsızca bilen…
er-Rafi : Yükselten, düşeni kaldıran, dereceleri arttıran…
el-Muizz : İzzet veren, şereflendirip, onurlandıran…
el-Latif : Lütuf, incelik sahibi. Nimeti bol olan…
el-Halim : Hoşgörülü, yumuşak davranan. Müsamahalı…
el-Gafur : Affı, bağışlaması bol ve sonsuz olan, kusurların izini silen…
eş-Şekur : Kendi rızası için yapılanları bolca ödüllendiren…
el-Kerim : Cömert, iyilik ve ikramsever…
el-Mücib : Kullarının duasını cevaplayan, icab eden…
el-Vasi : İlim ve ihsanıyla herşeyi kuşatan. Bağışlaması, rahmeti bol…
el-Vedud : Çokça seven ve sevilen…
el-Vekil : Kendine dayananların işlerini en hayırlı şekilde yoluna koyan…
el-Veliyy : Tüm mahlukata, özellikle de iyi kullarına dost olan…
el-Berr : İyilik ve lütfuyla kullarına son derece şevkatli ve yardımcı olan…
et-Tevvab : Tövbeleri kabul edip tüm günahları bağışlayan…
el-Afüvv : Affetmeyi çok seven ve sevdiren, günahları kökünden kazıyan…
er-Rauf : Çok şevkatli, esirgeyici ve merhamet etmeyi seven…
en-Nafi : Sürekli mahlukata hayır ve fayda sunan…
en-Nur : Bütün alemlere ışık veren, nur saçan, nuruyla gönülleri irşad eden…
el-Hadi : Doğru yola eriştiren, hidayet eden, murada erdiren…
er-Reşid : Hak yolu gösteren, nizama sokan, hikmetle sonucuna ulaştıran, kemale eriştiren…
Rabbimizin isimlerine hadd-ü kenar yoktur. 'Allah'(cc) ismi ise tüm diğer isimleri kapsar.. Hamd'olsun! Hepimizin O'nunla kendine has bir ilişkisi vardır. Ve bizde örtülü yahut aşikar esmaları, bizi O'na bağlar.. Kuşkusuz dillerin en yücesi 'Allahça'dır ve bu dili bilen sadece gönüldür. Kelam manaya vesiledir ancak.. Öyleyse kıyamete kadar açık kalacak tövbe/istiğfar kapısında aklanıp mağfiret ve huzur bulmak için tek gereken, doğru istikamete yönelmiş samimi bir yürek! Affedin ki affedilesiniz! Tüm şerlerden beri olasınız! An bu an ve gün bu gündür… Kutlu olsun! Hu
Paylaş