Tarihte Türk hakemliğinin kötü yönetildiği dönemler oldu. Lakin kamuoyu gözünde meslek onurunun yerle bir edildiği, hakemlik müessesinin itibarının zedelendiği, isimlere güvenin kalmadığı iki dönemde de Ferhat Gündoğdu ismi karşımıza çıkıyor.
1 ay içinde hakem kadrolarında gerekçesiz iki kez değişiklik yapıldı. 8 Mart 2022’de hakem camiasını yerle bir eden Ferhat Gündoğdu, bu kez infial yaratmamak adına soğukkanlı davrandı. Medyada ve spor kamuoyunda sorgulayan da olmadığından sorun yaşanmadı. İlk adımda 25 kişilik Süper Lig kadrosunu Temmuz’da açıkladı ve 1 ay sonra yok etmeyi planladığı isimlere ilk 3 hafta görev vermedi. Ağustos sonunda bir klasman listesi daha açıklayıp, bu hakemleri (Bahattin Şimşek-FIFA, Tugay Kaan Numanoğlu, Murat Erdoğan, Mert Güzenge, Burak Şeker, Ümit Öztürk) ve VAR’ları (Serkan Tokat, Koray Gencerler, Hakan Ceylan, Mustafa Öğretmenoğlu, Kutluhan Bilgiç) hakemlikten yok etti. Kurumsallıktan ve izandan uzak bu hamleler, MHK’nın hakemlere köle zihniyetinde yaklaşımının ve buna TFF yönetimi tarafından izin verildiğinin göstergesidir.
İLK 4 HAFTA NASIL GEÇTİ?
Son şampiyon G.Saray’ın evinde Hatayspor’u ağırladığı sezonun ilk maçında Eskişehir bölgesi hakemi 39 yaşındaki Turgut Doman düdük çaldı. 2021 yılında TFF 1.Lig’de İstanbulspor-Samsunspor maçında yaptığı kural hatası ve bu skandalın üstünü örtmeye çalıştığı raporla İlk olarak ismini duyurmuştu.
İlk hafta Oğuzhan Çakır, Muhammet Ali Metoğlu, Mehmet Türkmen gibi kadrodaki yeni isimlere görev verilmesi her MHK’dan beklenen bir davranıştır. Hem hakemlerin Süper Lig’e ısınması hem de haftalar ilerledikçe tecrübesiz isimlerin kritik maçlara verilme lüksü olamayacağından Ağustos, Eylül ve Ekim ayları gençler için değerli.
Açılış haftasında hakemler genel anlamda fena değildi. Kasımpaşa-Konyaspor, F.Bahçe-Adana Demir ve Rize-Başakşehir maçlarında tartışmalı pozisyon sayısı fazlaydı, hatalar da oldu. Özellikle Kasımpaşa’da bariz gol şansı pozisyonu doğru değerlendirilse ev sahibi çok erken 10 kişi kalabilirdi. Rize’de ev sahibinin golü ofsayt gerekçesiyle iptal edilebilirdi. Kadıköy’de ise kırmızı kart sınırında dolaşan tartışmalı sert müdahaleler oldu.
2. HAFTA: “AVRUPA’DAN DAHA İYİ BİLİRİM” DİYEN(!) MHK’MIZ VAR!
Salı günü göreve gelen bir MHK’nın, henüz 41 yaşındaki FİFA kokartlı Abdulkadir Bitigen’in hakemliğine son vermesinin sadece 48 saat içinde yapılmış bir performans değerlendirmesi olmadığı aşikar. Ferhat Gündoğdu MHK’sinin göreve geldiği gün, Şampiyonlar Ligi eleme turunda Santa Coloma-Midtjyland maçını yönetiyordu ve 32 hakemin düdük çaldığı geçen sezonun tek başarısız ismi asla Bitigen değildi. Kuralları, yaptırımları ve denetimi yetersiz futbolun “en önemli sorunu hakemlik” diye yutturulan bir ülkedir Türkiye.
EN KEYiFLi OYUNCAK; MHK
Ekonomısı sıkıntılı, yönetimi başarısız kulüplerin sezon içinde tutunacak dalıdır hakemlik.
İşler iyi gitmezken federasyonun kelle uçurmak için can attığı; kulüplerin “bu hakem araştırılsın” ithamlarına maruz kalınan bir meslektir hakemlik.
Mahalle baskısıyla, siyaset etkisiyle, kulüp tehditleriyle şekillenen en keyifli oyuncaktır .“Merkez Hakem Kurulu”. Bu yüzdendir ki 2000’den bu yana, eşi benzeri görülmemiş şekilde 20 kez değiştirilmiştir “kurtuluş reçetesi” sanılarak!
Ve bu değişim zihniyetiyle, hakem keşfedilmesinin, yetişmesinin ve gelişmesinin beklendiği boş hayaller dünyasıdır hakemlik.
ONLARCA iSMi BiR GECEDE DAMGALATAN MHK BAŞKANI
Yıllarca yaşananların birikimiyle milyonlarca taraftarın gözünde hakemler, güveni kaybettirilmiş, potansiyel sahtekar statüsüne yerleştirilmiş, her kararınında art niyet aranır hale getirilmiştir. Bu denli sağlıksız ve güvensiz bir ortamda, 8 Mart 2022’de bir MHK Başkanı çıktı ve “Bir dakika bile bekleyecek vaktimiz yoktu” diyerek onlarca ismi bir gecede kamuoyu gözünde damgalattı. Kimdi o MHK Başkanı? FERHAT GÜNDOĞDU.
Rakip takımın yeni teknik direktörü Milanlı efsane Gattuso olunca savunma ve orta alan kontrolü ve disiplini üst düzeydeydi.
FENERBAHÇE BASKILI BAŞLADI AMA...
İlk 30 dakika baskılı oynayan Sarı lacivertliler, 14’te Dzeko ile net pozisyon yakaladı. Kaleci gole izin vermedi. 1 dakika sonra Krunic’in kale alanından kafasını son anda çizgiden savunma çıkardı. Bu dakikadan sonra yavaş yavaş Hajduk dengeyi kurdu. Özellikle orta alan ve savunma bloklarının dengeli ve kontrollü yayılımı, başta Fred olmak üzere Fenerbahçe’nin merkezden gelmesine fırsat vermedi.
Cengiz kanadından gelişigüzel ortalar dışında üretkenlik gelmezken, Kent kanadı ise Mourinho etkisiyle çok mücadeleci ve etkindi.
GATTUSO BİLDİĞİMİZ GİBİYDİ
2. yarı değişikliklerle gençler şans buldu ancak Krunic’in zarif topuk pasında Dzeko’nun arkasında kalan top dışında akıllarda kalan enstantane yoktu. Pazartesi kampa katılan Livakovic ilk 11’de, Szymanski ise sonradan şans buldu. Üretkenlik olarak ilk 15 dışında çözüm bulamayan bir Fenerbahçe izledik.
Gattuso ise oyunculuğundaki agresifliğini, sezon öncesi hazırlık maçında bile 90 dakika gösterdi. Hiç susmadı, sinirlendi, kenara gelenleri hırpaladı. Maç sonu da ‘Resmi maç ya da özel fark etmez. Benim stilim, futbol aşkım bu” dedi.
Simons’un Mert Müldür’ün bileğiyle birlikte biraz üstünü ezmesini sarı kartla cezalandırması akıl almazdı. Mert’in pozisyonunda sakatlık tedavisi bile uzun sürmüşken VAR müdahalesi olmaması skandaldır. Acımasızlık, yaralayıcı müdahale sonrası bileğe müdahale ciddi faullü oyun kapsamında kırmızı gerektirir.
Turpin’in turnuvaya Almanya-İskoçya maçıyla başarısız performansla başlaması, sonraki maçlarında daha titiz yönetim göstermesine neden oldu. Bu maça da aynı özende başladı. Yarı final öncesi olması nedeniyle iki takımın da dikkatli ve kontrollü başlaması işini kolaylaştırdı. Özellikle A Millilerin 5’li savunmayla karşılaması, topu Hollanda’nın hakimiyetine vermekle birlikte pozisyon da yaşatmadı.
BU POZiSYONA TÜRKiYE’DE VAR KARIŞMASIN, ÜLKE KARIŞIR!
Ta ki Simons’un Mert Müldür’ün bileğiyle birlikte biraz üstünü ezmesini sarı kartla cezalandırması akıl almazdı.
1- Bu pozisyona Türkiye’de VAR karışmasın, ülke karışır!
2- Turnuvada kritik pozisyonların tekrarları sık ekrana gelmiyor. Ancak bu pozisyonda sakatlık tedavisi bile uzun sürmüşken VAR müdahalesi olmaması skandaldır. Yabancı hakem, yabancı VAR isteyenler için buyurun Avrupa’nın en iyileri!
3- Ayrıca ciddi faullü oyun olması için illa bilekten yukarıya temas şart değildir. Acımasızlık, yaralayıcı müdahale olduktan sonra bileğe müdahale de ciddi faullü oyun kapsamında kırmızı kart gerektirir.
İlk yarıda sadece 7 faul çalınması maçın temaslı oyun seviyesini gösterdi lakin en önemli pozisyonda kırmızı kart atlandı.
42 yaşındaki Clement Turpin, sadece Fransa’nın 1 numarası değil, UEFA’nın da elit kategori hakemler arasında top 5 isimden biridir.
Turpin, turnuvanın açılışında Almanya-İskoçya maçıyla dev heyecana merhaba dedi. Genel performansı iyi değildi. 42. dakikada hem penaltıyı, hem de beraberinde kırmızı kartı atladı. Porteous’un İlkay Gündoğan’a sert müdahalesini değerlendiremedi. VAR müdahalesiyle penaltı verildi, kırmızı kart çıktı. 26. dakikada Musiala’nın Tierney’e müdahalesindeki hatasında ise kısmen daha az infaz edilebilir. Temasın ceza alanı içinde olduğunu zannederek penaltı düdüğü çaldı. VAR odasındaki Brisard’ın uyarısıyla ihlalin ceza alanı dışında olduğu anlaşıldı ve penaltı iptal edildi. Maçtaki 3. VAR müdahalesi, Turpin ile ilgisi olmasa da Füllkrug’un ofsayt nedeniyle iptal edilen golünde yaşandı.
VAR OLMASAYDI ÇOKTAN EVİNE YOLLANMIŞ OLURDU
VAR dünyamıza girmeden önce Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası gibi önemli turnuvalarda bu denli kritik ve sonuca tesir eden hata yapan hakemlerle vedalaşılır, evlerine yollanırdı. Ancak VAR’dan sonra, abartılı durumlar olmadıkça genelde hakemler turnuvada yollarına devam ediyor. Turpin’in hem kredisinin yüksek olması, hem de genel ortalamada en iyi isimler den biri olması kalmasını sağladı. Hatta bir adım ileriye götüreyim, EURO 2024’teki Fransızlardan François Letexier, daha iyi performans gösterdiği halde evine gönderilirken, Turpin kalmayı başardı.
UEFA Hakem Komitesi kanadında Turpin ile ilgili rahatsızlık duyulan konuların başında "kibirli tavırları" geliyor. Hatta VAR müdahalesine maruz kaldığı anlardaki yüz ifadesi ve maç sonrası tepkilerine dair edindiğim bilgiler "kibir abidesi" olduğunu destekler nitelikte.
CLEMENT TURPIN ASLA BURNUNDAN KIL ALDIRMAZ
Turpin’in ilk maçtaki başarısız performasının ardından 2. durağı İngiltere-Slovenya maçı oldu. Neyse ki bu turnuvada İngiltere maçları “uykudan önce” programı tadında. Maçta bırakın tartışmalı pozisyonu, neredeyse pozisyon olmuyor. 0-0 biten, İngiltere’nin 11, Slovenya’nın sadece 9 faul yaptığı maçta 5 sarı kart çıkardı ve başarılıydı.
Avusturya en kompalt takım... Avusturya takım gibi takım... Avusturya birlikte oynamanın en güzel örneği... Avusturya turnuvanın sürprizi... Rangnick tam bir turnuva hocası... Derken... Kaosla, kavgayla, kadro tartışmalarıyla, Hakansızlıkla son 16’ya gelen milli takım... Ve sadece 1. dakikada gelen Avrupa Şampiyonaları tarihinin son 16’lardaki en hızlı golü...
Samet’in yedeğinde kalmayı hak etmeyen Juve ve Atalanta ile kariyerini iyice zirveye taşıyan Merih’in golü... Güzel günler göreceğiz, güneşli günler...
SAKiN, KONTROLLÜ BAŞLADI
Hakem Arthur Dias, her zaman olduğu gibi sakin, kontrollü ve dikkatli başladı...
5.dakikada Baumgartner’in direğin dibinde yere düşmesi sırasında içimiz titredi. Neyse ki golümüzün kahramanı Merih’in teması yoktu...
Belki de futbol tarihinin bir kaleciye en erken “zaman geçirmeme” uyarısı bu maçla tarihe geçmiş olabilir. Kalecimiz Mert’e gelen uyarının dakikası 7’17” idi.
HARiKASIN MiLLi TAKIM
Maç yönetme tekniği olarak daha çok diyalog ve ilk etapta uyarı yöntemini benimseyen Portekizli’nin ilk sarı kartı 11’de Orkun’a geldi ve doğruydu. Umut vadeden atağı engelleme sınıfına giriyordu. Üzüntümüz ise aynı nedenle 42’de sarı kart gören İsmail’in de çeyrek finalde oynayamayacak olmasıydı. İlk 45’in bir başka doğpru kararı da Schmid’e çıkan sarı karttı. İlk 45’te tutarlı ve dengeli kararlarıyla başarılıydı. Maçın kalan tek sarı kartı da 52’de Lienhart’a nasip oluyordu.
Portekizli Artur Soares Dias’ın Avusturya maçımıza atanmasının ardından Türkiye karnesine dair istatistikler, felaket tellallığı olarak sayfalara düştü. Oyuncuların ön yargıyla hakeme yaklaşmamaları adına teknik kadronun mantıklı ve dikkatli uyarılarda bulunması gerekir. Rakibimiz Avusturya, asla Dias değil! Çekya maçında her iki takımın oyuncularının kural dışı hareketlerinin, aşırı itirazların, yedek kulübesindeki abartılı durumların rekor sayıdaki kartlara zemin hazırladığını unutmamak gerekir. Bir hakem üst üste hatalı kararlarla maçın kontrolünü elinden kaçırabilir, bu tutarsız kararlarını anlamsız kartlarla düzeltmeye çalışabilir. Kovacs’ın kartları asla bu kapsamda değildi. Kontrolü kaybetmedi. Hataları elbette oldu ancak otoriter tavrından ve kural dışı hareketlere yaklaşımından taviz vermedi.
KOVACS’IN YÖNETTiĞi MAÇLAR VE KART SAYILARI
Şampiyonlar Ligi: 6 maç-33 sarı kart (Maç Başı Ortalama 5.5).
Avrupa Ligi: 2 maç-15 sarı kart (MBO 7,5).
Euro 2024 play-off: 1 maç-7 sarı kart.
Şampiyonlar Ligi elemeler: 2 maç-13 sarı kart (MBO 6,5).
Romanya Ligi: 14 maç-73 kart (MBO 5,2).
Hele ki yıllar boyunca kural, kitap tanımadan önüne geleni infaz etmeye odaklanmış, her kararın art niyetli alındığına inanmış ya da hakemlerin kellesi koparılmaya alışılmış bir ülkede neyi tartışıyoruz. Diyeceğim şu ki “ceza alanı içinde kalecinin dokunulmazlığı” gibi bir safsatanın peşinde spikerinden antrenörüne, oyuncusundan yöneticisine yıllarca peşinde koşuldu. Bırakın kaleciyi, elini kolunu açarak rakibini bozan iki oyuncu havaya yükseldiğinde de faul olmuyor mu? Günün birinde Macar/Romen karışımı bir hakem geldi ve buz gibi golü verdi. Soucek yükselirken ne elini açıyor, ne vücuduyla kaleciye müdahalesi var, ne de başka bir ihlali. Hiçbir kural dışı hareket yapmadan sadece kafa vurmak için topa yükseliyor. Mert Günok, topa sahip olamıyor, uzaklaştıramıyor. Karambolde de dönüp dolaşan top filelerimize gidiyor. Mert’in yükselip yere düşüş anından sonraki fiziksel temasları oyunun içinde olan doğal hareketler.
Varsayalım ki hakem bariz bir faulü atladı. Polonyalı VAR müdahale etmez miydi? EURO 2024 gibi üst düzey bir turnuvada, milyonların gözü önündeki organizasyonda bu denli bariz bir pozisyon atlanacak değildi. Sözün kısası, Çekya’nın golünde bir ihlal yok.
KART GÖRMEYENİ DÖVÜYORLAR
Normal sürede 15 sarı 1 kırmızı, bitiş düdüğünün ardından yaşanan arbededeki 2 sarı 1 kırmızıyla birlikte toplamda 17 sarı 2 kırmızı kart ile tarihe geçen bir Avrupa Şampiyonası eşleşmesi izledik. Barak’ın amatör bir futbolcunun bile yapmayacağı çaylaklıkta bariz sarı kartlık iki hareketi maçın 20 dakikasına sığdırması akıllara zarar.
Hakem Kovacs, ilk 45’de gösterdiği 5 sarı 1 kırmızı kartla “toleransım yok, burası Avrupa’nın en üst düzey turnuvası, herkes kurallara uyacak” mantalitesiyle hazırlandığının mesajını verdi. Bu bakımdan fazla sertti. Turnuva genelindeki hakem mantalitesinden biraz farklıydı. Grubun hayati maçlarından biri olduğu konusunda muhakkak maç öncesinde hazırlığı vardı lakin daha sağ duyulu ve yatıştırıcı yaklaşım yerine, kurallar çerçevesinde otoriter yönetimi tercih etti. “Böyle olmamalıydı” gibi bir eleştiride bulunamam. Tarzına saygılıyım. %100 hatalıydı diyebileceğim neredeyse bir kartı yok.
Kimileri diyecek ki “polislik yaptı, önüne gelene gösterdi”. Ben de o “kimilerine” diyeceğim ki, çağdaş futboldan bizim anladığımızla Avrupalının anladığı bambaşka. “Vur kır parçala, bu maçı kazan” sorumsuzluğundan taraftar, oyuncu ve kulüp olarak uzaklaşmak şart.
Zaman geçirme konusunda 64’te Mert Günok’a gelen sarı kart da maçın kıymetli anlarındandı. Tüm hakemlere ve oyunculara güzel örnekti zamanlama açısından. Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra, 90+’larda zaman geçirmeden dolayı kart gösterme esareti karşısında önemliydi.
Uğurcan Çakır’ın yedek kulübesinden fırladıktan sonra dudağını okumuşsunuzdur. Bu tarz çirkin sözlere gerek yok. Hele sözde fedailiğe hiç gerek yok. Unutmayın, Slovenya ile Danimarka’nın sıralamasını saha içindeki goller, puanlar, kartlar değil; yedek kulübesindeki antrenöre çıkan bir kart belirledi. Biraz sağ duyu, biraz sorumluluk, biraz turnuvaya ve oyuna saygı lütfen.