Paylaş
Ben, ilk defa yayınlanan bu belgeleri 1982 yılında Paşa’nın o sırada hayatta bulunan eşi Hayriye Talát Hanım’dan temin etmiştim. Belgelerde yer alan sayılar, eminim, birçok okuyucuya tahmin ettikleri miktarlardan daha yüksek gelecektir ve bunun sebebi de, bu konuda bugüne kadar sayılara dayanan akademik bir yayın yapmamamız ve Ermeni diasporasının iddialarına karşı sadece kendimize yönelik bir propagandaya dayalı cevaplar vermemizdir. Dolayısıyla, "Talát Paşa’nın Tehcir Belgeleri" Türkiye için "suç delili" değil, dünya
savaşı sırasında sınırlarda savaşan birliklerimizi son derece zor durumda bırakan bir ayaklanmaya karşı devletin "meşru müdafaa" kanıtıdır.
Sadrazam ve Dahiliye Nazırı Mehmed Talát Paşa’nın özel arşivinde bulunan tehcir dosyaları, tehcirin üzerinden 91, Paşa’nın Berlin’de bir Ermeni terorist tarafından katledilmesinin üzerinden de 85 sene geçmesinden sonra, ilk defa bugün, bu sayfada yayınlanıyor.
Ben, bu belgeleri Sadrazam Talát Paşa’nın 1983 Ocak’ında vefat eden eşi Hayriye Talát Hanım’dan 1982 sonbaharında aldım ve çeyrek yüzyıla yakın bir zaman boyunca muhafaza ettim. O yılların şartlarında değil yayınlanmaları, varlıklarından bahsedilmesi bile zordu. Aradan geçen 25 sene boyunca, başta Hayriye Talát Hanım’ın torunu Ayşegül Bafralı olmak üzere, İttihad ve Terakki’nin lider kadrosunun soyundan gelenlerden sağladığım diğer belgelerle beraber bu arşiv daha da zenginleşti. Paşa’nın arşivinde bulunan tehcir belgeleri, üç gün boyunca bu sayfada yerimiz ölçüsünde yayınlanacak.
BİRİNCİ DERECE KAYNAK
Belgelerde yer alan sayılar, eminim, birçok okuyucuya tahmin ettikleri miktarlardan daha yüksek gelecektir. Bu farklılığın sebebi, Türkiye’de bugüne kadar 1915 tehciri konusunda gerçekçi bir yayının yapılmamış olması, senelerden bu yana devam eden ve dozu giderek artan Ermeni iddialarına karşı akademik cevaplar yerine "Biz Ermenileri değil, Ermeniler bizi öldürdüler" yahut "Az sayıda Ermeniyi başka yerlere gönderdik ve sonraki senelerde sayıları daha da artmış olarak geri geldiler" şeklinde bilim dışı ve sadece kendimize yönelik bir propagandaya dayalı karşılıklar verilmesidir.
İlk defa yayınlanan ve Ermeni tehcirinin mimarı olan Talát Paşa’nın özel arşivine ait olmaları dolayısıyla "birinci derece kaynak" kimliği taşıyan bu belgelerin bundan sonra yapılacak olan bilimsel çalışmalara öncülük etmesini temenni ederken, önemli bir hususu da hatırlatmam gerekiyor.
MEŞRU MUDAFAA KANITI
Tehcir, dünya savaşı yıllarında cephedeki birliklerimizin arkadan vurulmalarının ve içerideki karışıklıkların giderek artması üzerine devletin kullandığı bir meşru müdafaa hakkıdır. 1915 sürgünü bu sayfadaki listelerde de görüleceği gibi bir "soykırım" değildir; İttihad ve Terakki iktidarı Ermeni meselesi konusunda hiçbir zaman "kesin çözüm", yani Nazi Almanyası modeli bir yol düşünmemiş, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yaşayan Ermeni nüfusun bir kısmını "geçici olarak" başka yerlere nakletmiş ama herhangi bir yerleşim bölgesinin tamamen boşaltılması gibisinden bir durum sözkonusu olmamıştır.
Dolayısıyla, "Talát Paşa’nın Tehcir Belgeleri" Türkiye için "suç delili" değil, dünya savaşı sırasında sınırlarda savaşan birliklerimizi son derece zor durumda bırakan bir ayaklanmaya karşı devletin "meşru müdafaa" kanıtıdır.
Ne kadarı gitti ne kadarı kaldı
TALÁT Paşa, 1915 tehcirinin tamamlanmasından sonra, İçişleri Bakanlığı’nın bünyesindeki "İskán, Aşiretler ve Muhacirler Müdürlüğü"ne sonuç listeleri hazırlatmış ve listelerin bir kopyasını da kendisine almıştı.
Listelerde 23 adet "viláyet", "mutasarrıflık" ve "livá"da, yani o dönemdeki idari bölünümlerde yaşayan yerli Ermenilerin sayısı ile bu yerleşim merkezlerinden başka yerlere nakledilen yahut diğer yerlerden buralara yerleştirilen Ermenilerin miktarı ayrıntılı şekilde yer alıyordu.
1915 tehcirinden bu yana ilk defa yayınlanan bu listeler, uygulamanın geniş çaplı bir "yer değiştirme" olduğunu gösteriyor. Amaç, olay çıkan bölgelerdeki nüfusun başka yerlere gönderilmesidir. Meselá, Van’daki Ermeni nüfusun bir kısmı İzmit’e, İzmit Ermenilerinin bir bölümü Kütahya’ya, Kütahya’dakilerin bazıları da Afyon’a nakledilmişlerdir ve böylelikle karışıklığın büyük ölçüde yaşandığı viláyetlerdeki nüfusun azaltılmasına çalışılmıştır. Bazı yerleşim merkezlerinden diğer illere oranla çok az sayıda yapılan nakillerin ise başka anlamı vardır: O yerleşim merkezlerinde büyük çapta olay görülmemiş, sadece küçük hadiselere sebebiyet veren kişiler sürgüne gönderilmiş ve geri kalan Ermeni nüfusa dokunulmamıştır.
Bazı idari merkezler, listelerde o zamanki isimleriyle geçmektedir. "Dersaadet" İstanbul, "Mámüretüláziz" Elázığ, "Karahisar-ı Sáhib" Afyon, "Ayntab" Gaziantep, "Kengiri" Çankırı, "Tekfurdağı" Tekirdağ, "Hüdavendigár" Bursa ve çevresi, "Kal’a-i Sultani" Çanakkale, "Canik" Samsun ve civarı, "Karesi" Balıkesir ile çevresi, "Menteşe" de Muğla’dır.
Talát Paşa’nın sayfanın sağında gördüğünüz tehcir listelerini yayınlarken, çizelgelerin basit hale gelip sayfa mizanpajına uygun olabilmeleri için şekil düzenlemeleri yaptım ve belgelerin dilini de günümüzün Türkçesi’ne uyarladım.
Viláyet, sancak ve livá gibi o dönem idari merkezlerin adlarının hemen altında bulunan "Yerli Ermeniler" ibaresi, o merkezde tehcir sonrasında kalan Ermenilerin sayısını göstermektedir. "Yabancı Ermeniler" kısmı, yine o merkeze başka yerlerden nakledilen Ermenilerin adedi, "Genel Toplam"da viláyetlerde tehcirin tamamlanmasından sonra var olan Ermeni nüfustur. En sondaki sütun, idari bölümlerde tehcirden bir yıl önce, 1914’te varolan Ermeni nüfus yer almaktadır.
Paylaş