Muharrem Sarıkaya: Kongre ve sonrası

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

Atatürk Spor Salonu'nun girişinde, her kongrede rastlanan manzara hákim. Sucuk, köfte, ciğer, kebap satıcılarının sesleri, içerideki delegeden daha canlı.

Kürsüdeki Tansu Çiller, salonun tam orta yerine oturmuş delegenin 1970'li yılları çağrıştıran profilinin uzağında yeni gelişmelerden söz ediyor.

Uçan arabaları, Bill Gates'i, Ankara'dan cep telefonu ile Adana'daki evinin ısısının nasıl ayarlanacağını anlatıyor.

Kasketli, fötr şapkalı, V yaka örme kazaklı delege kestirme aşamasına gelmiş bir yüz haliyle dinliyor...

Delegeyle bir gece önceden tribünleri dolduranlar arasındaki tezat göze çarpıyor.

* * *

Tansu Çiller kürsüde elini beline koyup şöyle diyor:

‘‘Dünya álem önünde söz veriyorum, bundan sonra önseçim olacak...’’

Bu söz delegeyi uyku modundan biraz uzaklaştırıyor.

Çiller bastırıyor, herkesle barışacağını söylüyor.

Kasketli delege başını arkaya doğru atıp ‘‘Hah...’’ diyor, elini bir çırpı sallayıp ekliyor:

‘‘Geçen kongrede de aynı sözü vermedin miydi?’’

Çiller, bugüne kadar sanki parti yönetiminde başka birisi varmış gibi konuşuyor.

‘‘Şu istedi, bu istedi diye teşkilatları görevden almak bitmiştir...’’

Tekirdağ Milletvekili Nihan İlgün gülüyor:

‘‘Bir de inandırıcılığı olsa... Söyledikleri güzel şeyler...’’

Çiller'i destekleyen eski Sağlık Bakanı Kazım Dinç ise dua ediyor:

‘‘Artık öğrendi canım, iyi konuşuyor. İnşallah bir pot kırmaz...’’

Değiştiğini, geçmişte yanlış ve eksikliklerinin olduğunu söylüyor, ‘‘Karşınızda yepyeni bir Çiller var’’ diyor.

* * *

Eski genel başkanı, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e övgüler diziyor:

‘‘Zincirbozan'ın meşakkatli yollarını Çankaya'ya bağlayan büyük genel başkanımız...’’

Ancak hemen arkasındaki Atatürk, Menderes, Demirel ve Çiller'in Türkiye haritasının üzerinde yerleştirilmiş yıldızlar içindeki posterleri bu sözlerini tekzip ediyor.

İlk bakıldığında diğer üçünün fotoğrafları çok net gözükürken, Demirel'in silik fotoğrafının tercih edilmiş olması dikkat çekiyor.

Çiller demokrasiden söz ediyor.

Ancak kürsüden iner inmez delegeye vaat ettiği demokratik parti anlayışı yok oluyor.

Tarafsız olması gereken Divan Başkanı taraf oluyor, Çiller'e övgüler diziyor. İmkánı olsa diğer adaylar Mehmet Dülger ve Köksal Toptan'ı konuşturmak bile istemez tavır sergiliyor.

* * *

Çiller taraftarlarının yuhalamaları, Toptan taraftarlarının ise hırçın hareketleri parti içi demokrasinin işleyişinin nasıl olacağına ışık tutuyor.

Zaten Ankara'ya büyük bir baskıyla gelmiş olan delegenin kafası iyice karışıyor.

DYP'de çatışmacı bir yapı ortaya çıkıyor.

Delege, liderin kim olacağıyla ilgilenmez bir havaya giriyor, gözünü Genel İdare Kurulu'na dikiyor.

Hatta bazıları genel başkan seçiminde boş oy kullanacağını açıklıyor, ‘‘GİK'e yükleneceğiz’’ diyor.

DYP, ilk kez insicamsız, birbiriyle her an kavgaya hazır, demokratik geleneklerinin uzağında bir kongre gerçekleştiriyor.

DYP'de suların durulmayacağı, hatta parçalanmanın yaşanacağının ilk görüntüleri su yüzüne çıkıyor.



Yazarın Tüm Yazıları