Paylaş
Geçtiğimiz haftaydı. Turistik ve tarihi adreslerimizden birisi olan Gölyazı Köyü’ne (Yeni tanımıyla Nilüfer ilçesinin mahallesi) gittim. Gitme sebebime gelince; son dönemlerde Gölyazı ile alakalı olarak aldığım şikâyetlerin doğruluğunu bizzat görmekti. Malum bu güne kadar hiçbir konuyu bizzat görmeden asla yayımlamadık. Amacımız siz kıymetli okurlarımıza zerre de olsa kesinlikle yanlış haber aktarmamak ve dosdoğru gazeteci olarak anılmaktı.
Bu manada bir Bursalı olarak belki biraz komik olacak ama ilk kez gittiğim Gölyazı’da gördüklerim karşısında da şoke oldum!
GÜZELDEN YANA BİR ŞEY ARADIM
Ama yılmadım ve güzelden yana bir şeyler aradım... ama bir sürü “yok”la karşılaştım. Örnek mi?.. Göl plastik ve cam şişelerle dolmuş ağlayanı yok! Eski evleri her an yıkıldı yıkılacak göreni yok. Yeni döşenen zemin taşları ayrılmış koşuyor tutanı yok! Etraf çöplük olmuş toplayanı yok. Pis kokular etrafı sarmış koklayanı yok! Özetle; iyiden ve güzelden yana pek de bir şey yok bizim Gölyazı’da.
Tek tutarlı ve yüz de yüz kontrollü olan bir şey var. Onu da belirtmezsem ayıp olur. O da köye giriş için 7 lira ödemeden geçiş yapmanıza engel olacak hafiye gibi iki görevlinin varlığı!
SORUMLULUK KİMDE?
Tabelalar da Nilüfer Belediyesi ve özel tabelalarda da “Gölyazı’ya Büyükşehir eli değdi” yazıyor! 150 metre civarı yürüdüm ve dosdoğru geriye döndüm. Bizim Bursa buradan farklı olsaydı “Gözden ırak olan gönülden de ırak oluyor” diyecektim de...
Dememek daha hayırlı sanırım!
Paylaş