Burasının bir ayrı özelliği daha var. Üstelik bunu çoğu vatandaşımız bilmez! O da “Altı forma üstünü sorma” atasözümüze destek veren tek yapıttır Bursa’mızda! Uzun uzadıya yazmaya ve de anlatmaya gerek yok.
Günümüzün olmazsa olmazımız olan fotoğraf çekme imkânımızı sağlayan cep telefonum ne demek istediğimi anlatacaktır. Buyurun sizlere “üstü forma altı sorma” olan Tarihi Ördekli Hamamı Kültür Merkezi’nden fotoğraflarım! Metruk binanın bile harlaması bi’ kibrite ya da çakmak ateşine kalmışsa...
Bu da çöp, hurda ve yanıcı maddeleriyle tarihi eserimizin duvarının arka yüzündeyse...
MADEM ÜÇ AYDIR YOK
“Bir kadınım ve kadın olmamla mı alakalıdır bilemiyorum; ancak korkuyorum. Beni korkutan şey de şehrimizi istila eden dilencilerdir. Her trafik sinyalizasyonu sisteminin yanında, metro giriş ve çıkışlarındaki basamaklarda özellikle... Vardiyalı çalışıyorlar sanırım! Hep aynı simalar. Para vermeyince çoğu ya beddua ediyor ya da kötü sözler söylüyor.
ÜSTELİK TEHDİT ETTİ
Bu fotoğrafı çekerken yanımda bulunan kadın arkadaşım da bu dilencilerden çok korktuğunu açıkladı. Hem sanmıyorum ki korkmayanımız çıksın. Canımıza tak ettirdi bu dilenciler. Kim ve nasıl dur diyecekse desin artık. Bakınız bu dilenci fotoğrafını çektiğimi fark etmiş olsa gerek ki aracımın başına gelerek; “Fotoğrafımı sil. Yaptığın şey suçtur. Derhal sil ve göreceğim sildiğini hadi...” diyerek beni tehdit etti. Şükür yeşil ışık yandı da kaçabildik. Arkadaşımın eli ayağı dolaştı korkudan. Elbette benim de... İki yüz metre gibi gittikten sonra aracı kenara çektik. Korkudan ağzımız kurumuştu. Birlikte su yudumluyorduk ki... İşte tam o esnada da başka bir dilenci gelmesin mi! Bu dilenciler canınıza yetti gari! Zabıtamız ne iş yapar?”
ARTIK PARA VERMEYİN
Aynı korkular ben de var kıymetli okurum. Ancak hep söylüyorum. Onlara para veren vatandaşlarımızdır, asıl suçlu olanlar. Bazı dilencilerin günlük kazancı en üst düzey kamu yöneticilerinin hatta CEO maaşlarının bile üzerindeyken... Zerre yorulmadan elde etikleri bir kazancı neden terk etsinler ki? Hem siz zabıta olmuş olsaydınız ne yapabilirdiniz? Hiçbir şey! Onları bu hale getiren biz bazılarımız... Ne olur, lütfen, çok rica ediyorum; şu dilencilere para vermeyin. Verdiğiniz her kuruş para bizlere kötülük olarak dönüyor. Halen farkında değil misiniz?
YAĞMUR YAĞINDA GÖLET OLUŞUYOR
Kabinlerde ekipman olarak her şey noksansız olarak var. Hatta su akmasa bile birinci sınıf malzemeden yapılmış olan muslukları dahi takılı! Ancak içini ne ben sorayım ne de size aktarayım. Bildiğimiz manzara re-za-let! Malzemeler de paramparça edilmiş. Kabinlerin buraya çıkartılması için mutlak suretle iş makinesi ve vinç desteği alınmış olması lazım. Yoksa mümkünatı yok... Bunu buraya çıkartan da mutlak suretle belediye olmuştur. Yazık olmuş, hem de ne yazık... Hani bir deyimimiz var; “Kel başa şimşir tarak.” İşte bu söz bile bu saçma sapan hizmetin yanında masum kalır. Birilerini zengin etmeyi ne zaman bırakacaklar acaba?” diyor.
“Veren el alan elden üstündür” diyor hadiste. Bu manada çok güzel bir harcama bunlar. Ancak verenin kendi cebinden verdiğini kast ediyor hadis! Akabinde ‘israfa’ da şiddetle karşıyken... Ne diyeyim; hayırlarınızı Allah kabul etsin. (!)
MERMERLER DÜŞÜYOR
ADININ açıklanmaması konusunda özellikle ısrarcı olan Osmangazi Belediyesi çalışanın şikâyetini değerlendirdim ve çok kısa özetini çıkarttım, yayımlıyoruz: “Belediye hizmet binamızı çeviren duvarın mermerleri yine düşmeye başladı. Çok sinirleniyorum. Ne olacak bizim halimiz?”
Bi’ şey olacağı yok güzel kardeşim. Onlar düşecek, sizler bize söyleyeceksiniz. Biz de yayımlayıp düşen mermerlerin yine yapıştırılmasını sağlayacağız. Neticesini de sizler göreceksiniz! Ayrıca şunu hatırlatmak isterim. Bizler Dünya üzerinde yaşıyoruz. Yani Ay’da yaşamıyoruz! Takdir edersiniz ki Dünya’da yerçekimi var. Dolayısıyla mermerlerin düşmesine neden sinirleniyorsunuz? (!)
Ancak sorunun asıl muhatapları olan yetkililerinse kulak vermediklerini duyduk! Suat Onur, isyanlarda; hem de ne isyan ki ne isyan... Onur, şikâyetini özetimle şöyle dile getiriyor: “Pisa Kulesi’ni kıskandıracak olan eğik direk tam da Osmangazi Belediyesi önünde duruyor. Tamı tamına dokuz aydır her geçen gün eğilmeye devam ediyor. İlgili tehlikeli durumu; Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne, burunlarının önünde bulunan Osmangazi Belediyesi’ne ve UEDAŞ’a bildirdim. Hem de kaç kez!
ORASI KALABALIK OLUYOR
Olmayınca size de yazmıştım. Siz de yazımı 17 Haziran 2023 tarihinde yayımlamıştınız. Hatta dikkat çeksin diye olsa gerek haber başlığınızda da ‘Tam Sekiz Yıldır Eğik Duruyor’ demiştiniz. Bu bile çok muhterem yetkililerin dikkatlerini çekmeye yetmedi sanırım! İşin ilginç yanı bu direğe araba falan çarpmadı. Kendiliğinden eğildi. Yanında belediye binası olması münasebetiyle önünden, arkasından, sağından ve solundan her gün binlerce insan geçiyor. O direk devrilecek ve birinin üzerine düşecek! Oralarda kimse yok mu?”
DEVRELİNCE BAKILIR
Bu telaşe, endişe ve panik niye? Yetkililerin işleri var güçleri var! Yani... Dertlerinin direk olmasını beklemek çok ayıp! Hem o direk devrildi mi de böyle feryat figan gidiyorsunuz? Hele bi’ devrilsin... O vakit bakılır elbet çaresine. Hem bu işler bizde böyle yürümüyor mu! Vesselam takmışsınız kafayı direğe; direk de direk... Böyle yapmayınız! Hem bizim bilmediğimiz işler de olabilir. Bakarsınız ileriki yıllarda Pisa Kulesi’ne rakip olmuşuz. Olur mu olur?
BU DA KAPAKSIZ PARK!
Bu kez de Bursa’nın tanınmış bir işinsanı yolladı fotoğrafları... Ayrıca saydım da bu yayımımızla birlikte Bursa’nın plaka kodu ile eşleştik!
Yani Çöplükbey Caddesi’nin (Osmangazi, Kutlukbey Caddesi) görünmezlik iksiri sıkılmış olan utancımızı bugünkü yayımımızla birlikte on altı kez haber yapmışız. Düşünsenize Japonya’daki Yoshiko, Sakura, İngiltere’deki Emily, Elizabeth, İsrail’deki Dalia, Avraham, Amerika’daki Alex, David, Rusya’daki Anastasia, Victoria, Almanya’daki Lukas, Alexander... Bizim Çöplükbey meselesinden haberdarlar da bir tek bizim Bursa’dakiler haberdar değiller bu ayıptan! Ne büyük bir acı ve utanç bu böyle!
NE BU SESSİZLİK
İlgili şikâyeti yapanlar arasında yargı mensubu, albay, birinci sınıf emniyet müdürü / Bursa polis başmüfettişi ve tanınmış işinsanları dahi varken... Üç beş çapulcu ve saygısızın hakkından gelinemesin... Şahsım olarak bu konuyu sürekli işler olmaktan utanır oldum. Hatta bir hususu itiraf edeceğim. Kıymetli okurlarım bana kızmayınız lütfen. Çöplükbey ile alakalı olan birçok şikâyeti de yok sayıyorum. Aksi taktirde köşem ‘çöp köşesine’ dönerdi! Bu yaşıma geldim böyle bir rezalete karşı sessiz kalınır olunmasına, görmezden gelinmesine ve konunun üzerine yatılmasına ilk kez tanık oldum. Bana ve bizlere bunları görme imkânı sunan başkanlara en derin sevgi ve saygılarımı sunarım!
MİHRAPLI PARKI VE KARADENİZ FIKRASI
Dolayısıyla oluşturulan üzüntüye ortağım... Ne tuhaf değil mi? Üzülmesi gereken yöneticilerimizin umuru değil ve üzülen bizler oluyoruz yine. Bari burada üzülmesek ne iyi olurdu değil mi? E-postayı özetini aktarıyorum:
NEDEN BÖYLE YAPARLAR Kİ...
“Nilüfer’de bulunan ve yönetimi Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde olan Atatürk Kent Ormanı’nın hali içler acısı. Hangi gezegenden geldikleri belli olmayan yaratıklar(!) barbekü mangalların ve taş masaların birçoğunu kırmışlar. Etrafı çöplüğe çevirmişler. Lavaboları tıkamışlar. Gibi, gibi... Maalesef ki zaten bunlar bildiğimiz gerçekler. Hiç bitmediler bilakis de çoğalarak geliyorlar! Ancak beni bir üzen nokta daha var ki... Demeyiniz gitsin. Alana giriş ücreti 30 lira olduğu halde tuvalet ücreti için ayrıca 4 lira alınması oluyor. Merhum Nasreddin Hoca’nın: “Tavşanın suyunun suyu” fıkrası misali. Bir de tuvaletlere giriş ve çıkışta kullanmış olduğumuz boy turnikeleri... Yüz yılın ayıbı inanın! Sanırsınız Alcatraz Hapisanesi’ne giriş çıkış yapıyorsunuz! Yaaa, burası halkın hizmetine sunulan bir tuvalet. Hangi akıllı bu öneriyi düşünmüş ve hangi diğer akıllılar da bu işe onay vermiş?
OLMAYAN BAYRAK DİREKLERİ
Dolayısıyla vatandaşların bazıları etrafı açık tuvalet olarak kullanıyor! Bence bu ahlaksızlığın sebebi tuvaletlerin paralı olmasıyla ve de parasız asla girilememesiyle alakalı diye düşünüyorum. Ayrıca hiçbir vakit bayrak asılı olmadığına şahit olduğum bayrak direkleri... Ne işe yarar onlar?”
ORADAN ORAYA SAVURAN YOL
“Nilüfer sakiyim. Bir husus çok dikkatimi çekiyor ve onu da aktarmak isterim. Kentimizdeki ana arterlerde aracınızla nereye park ederseniz edin, mutlak suretle ya ceza yersiniz. Ya aracınızın çekiciyle kaldırılmış olduğuna tanıklık edersiniz, ya da Burbak’a para ödersiniz. Ama bu olay Nilüfer’de böyle değil işte...
YENİ PARK ALANI!
Aracınızı bisiklet yolları üzerine park ederseniz tüm bu işlemlerden muaf kalırsınız! Diyeceğim o ki her yerlere bisiklet yolları yapılsın. Vatandaş da araçlarını buralara park etsin!”
Gökhan Albayım. Cidden çok isabetli bir öneri bu! Vaziyeti gayet güzel analiz etmişsiniz.
OTOBÜS DURAĞININ BURADA NE İŞ VAR
OKURLARIMIZDAN Muhammet Çetiner, özetimle şöyle diyor: “Nilüfer, Doğan Avcıoğlu Caddesi Altıniş Tepe Evleri karşısında bulunan belediye otobüs durağı bisiklet yolu üzerine monte edilmiştir. Bu durumun uygun olmadığını çok kez ilgili birimlere aktardık. Ama derdimizi anlatabilme hususunda başarılı olamadık! Oysa durağın arka tarafında boş ve müsait alan var? Neden bunu işin ilk başlangıcında değerlendirmezler ki?”
“Sözüm ona Bursa’nın en modern yerleşim alanı olan Nilüfer ilçesinde ikamet etmeye başladık. Ancak gelin görün ki bisiklet yollarını ve kaldırımlarını engelsiz kullanabilmek mucize gibi bir şey olmuş. Engellerimizi oluşturanları denetlemek ve bu engelleri ortadan kaldırmak Nilüfer Belediyesi’nin görevi değil mi? Değilse diğer ilçeden buraya nakil olmak için onlarca milyon vererek konut satın almamızın ne anlamı kalıyor? Para bizi rahatsız etmedi ki... Konforumuz yok ödediğimiz bedel çok!”
HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK
OKURLARIMIZDAN Güler Kaya, “Nilüfer ilçesi Cumhuriyet Mahallesi Çiğdem Parkı içindeki çöp kutuları sadece askısından ibarettir. Üstelik bu durum yıllardır böyledir. Bu eksiklik neden giderilmemektedir?” diyor.