Çünkü parmakla gösterilecek kadar az kalan büyüklerimizden olan Sessiz Kuşak’da bile bir benzerini yaşayan ya da duyan olmamıştı. Kahramanmaraş merkezli depremde 10 ilimiz neredeyse yok olma derecesine geldi. Yüz binlerce ailenin ocağı söndü.
KURTARMA EKİNDEYDİM
Her deprem sonrasında yine aynı konuşmaları dinledik. Bildik sahtekârlıkları izledik! 27 Haziran 1998 Pazartesi Adana, 17 Ağustos 1999 Salı Gölcük, 12 Kasım 1999 Cuma, 23 Ekim 2011 Pazar günü olan depremlerde ‘Arama Kurtarma’ personeli olarak vazife aldım. Olanı biteni televizyon kanallarında izlerken bile ruh hali bozuluyor insanın... Bir de gecesiyle gündüzüyle sahada olan bizleri düşünün... Ölülere ulaşınca yaşadıklarımız... İnanın çok zor ve çok acı... Bir de o yitirilen canların aileleri sizden umut beklerken; nasıl izleyebilirsiniz ki gözlerinden akan yaşları, yirmi yaş almış gibi çöken suratları, atılan çığlıkları, yürek dağlayan yakarışları...
AKMASIN GÖZYAŞLARI
Pekâlâ, bundan sonra ne olacak? 1998’den bu yana pek de değişen bir şey olmadı! Çünkü köşemde de onlarca kez, “İlgili yetkililer koltuklarından kalkıp denetçi olarak sahaya inmedikleri müddetçe bu işler düzelmez” diye yazmıştım. Yüzlerce saat deprem eğitimleri aldım. Ama teorik, ama pratik olarak... Ders esnasında profesörler, hocalar ve işin ehli olan uzmanlar, “Deprem insan öldürmez. Binalar öldürür insanı. Öldüren binalar da kurallara uygun olarak yapılmayan binalardır diyorlardı. Bu çok korkutucu depremin ardından en azından artık usulüne uygun yapalım ki binaları, olası depremlerde akmasın gözyaşları, yitirilmesin canlar... Bari bundan sonra olsun. Koltuklarınızdan kalkınız ve denetçi olunuz. Olunuz ki depremler; anaları, babaları evlatları, sevenleri, arkadaşları, dostları özetle canları mahzun bırakamasın artık...
İLLA BİRİNİN CANININ YANMASI MI GEREKİYOR
ULUDAĞ Üniversitesi hocalarından olan ve adının açıklanmamasını rica eden okurumuz, özetimle şöyle diyor: “İlgili fotoğraflarımı Uludağ Üniversitesi Metro İstasyonu önünde çektim. Yani ‘acil’ girişi yanı! Bir kısmını 8 Şubat 2023’de bir kısmını da 9 Şubat 2023’de, birer gün ara ile...
“Paşaçiftliği Metro İstasyonu girişi ya da çıkışı fark etmez... Nasıl tarif edersek edelim ikisi de aynı yere çıkıyor! Basamakların başlangıcı her yağmurla birlikte (Çok az yağması bile yeterli) çamur oluyor. Sanırsınız zemininde toprak üretme fabrikası var! Alan önce çamur sonra da bataklık oluyor. İlgili şikâyetimiz için onlarca kez yetkilileri aradım. Netice alamadım! Acaba kıymetli yetkililer buradan paşa paşa geçemeyelim diye mi bizi dikkate almıyorlar?”
Büyükşehir Belediyesi ve BURULAŞ; bir açıklama yaparsanız köşem yanıtlarınıza açık... Yeter ki zahmet edip muhatap alın!
YAĞMUR YAĞINCA...
OKURLARIMIZDAN A. H, “Osmangazi Metro İstasyonu (Osmangazi Belediyesi önü) önündeki İpek Böceği (Tramvay) yolu yağmur yağınca üzerinde biriken suya teslim oluyor! Bu şikâyetim yetkililerce sorun olarak algılanmayabilir. Ama bizim için en azından benim için sorun. İşe gelip gidişlerimde burasını yaya olarak kullanıyorum” diyor.
SU TERAZİSİ İCAT EDİLMEDEN ÖNCE...
Hürriyet Bursa okuru PMS Metal Profil Alüminyum Sanayi Dış Ticaret Müdürü Nurer Çalıştıran, çok öfkeli ve bana da: “Siz de öfkeli misiniz Sayın Kösle? Öfkeli değilseniz derhal bir psikoloğa gideceğim. Çünkü ruh halim bozuldu da!” diyor. Hani öfkelenmiyor muyum? Azıcık var galiba! İnsanız elbette. Fakat ben en çok şuna takıldım! Böylesine güçlü bir şirket olan UEDAŞ’ın bırakın vatandaşın haklı şikâyetine çözüm sunmamalarını bana dahi yanıt vermemelerine cidden çok şaşıyorum. Bu esnada bunları yazarken aklıma birden şu geldi. Gerçekten böyle bir sorun yok da abonemiz olan Nurer Çalıştıran halüsinasyon mu görüyor acaba? Çalıştıran şöyle diyor:
11 KEZ YAYIMLANDI
“Nilüfer ilçesi Altınşehir Mahallesi 220. Sokak’ın zifir karanlığa mahkûm edilen sözüm ona villa semtindeki evimden yazıyorum yine. İlgili isyanımı ve şikâyetimi en son olarak 8 Aralık 2022 tarihli köşenizde yayımlamıştınız. O en son dediğim yazım on birinci yazımdı. Yani bununla on ikinci olacak. 60’a yakın ülkeye gittim. Binlerce aksaklıklara çözüm sundurdum. Ancak UEDAŞ beni bezdirdi.
MAHKEMEYE TAŞIYOR
On birinci yazımda; ‘UEDAŞ’ın bize bir garezi mi var diye sormadan edemiyoruz!’ demiştim. Şimdi diyorum ki UEDAŞ’ın harbiden bize garezi var. Ya da ‘Bize garezi yoksa siz Muhammet Kösle’ye gıcığı var ki bizim işimizi bu yüzden yapmıyor’ diye düşünmedim değil. Ancak UEDAŞ’a da onlarca kez başvurdum. Dolayısıyla ‘siz’ ihtimalini eledim. Şubat ayı sonunda ilgili şikâyetimi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapacağım. Sizleri de çok yorduk Sayın Kösle. Hakkınızı helal ediniz lütfen.”
OSMANGAZİ’DE YOK YOK
Film, sanırım Avatar filmindeki Toprak Bükücü’den esinlendirilmiş! Bursa Büyükşehir Belediyesi Osmangazi ilçesi Çekirge Mahallesi’nde çevrilen filmi ‘İntam Denizi birinci sezon ikinci bölüm’ başlığımla vizyona sunmuştuk! Yani galasını beş ay önce yayımlamıştık!
BEŞ KATLI BİNA KADAR
Akılları allak bullak eden toprak yığmalı ve su sızmalı trajikomedi bilim kurgu filminin ‘İkinci sezon birinci bölümü’ siz kıymetli okurlarımızın beraberinde hemşehrilerimizin izlenimine sunmuş olmanın gururu içindeyim! 9 Temmuz 2022’de belirttiğim gibi; öngörülerimde sapma yok. Her şey tarif ettiğim gibi gidiyor. Hatta ben yüzlerce ton toprak dedim. Yetkililer binlerce ton döktü. Dökülmeye de devam ediliyor. Öyle ki dökülen toprakların yüksekliği beş katlı bina boyuna geldi.
PRAMİTLERE RAKİP
Özetle bizim toprak yığıntısı Mısır Piramitleri’ni sollayacak bu gidişle! Ama yine belirteyim ki; su sızıntıları toprak yığınıyla asla ama asla dur-du-ru-la-maz. Bu değişmez bir fizik kuralıdır. Yapılması gereken tek şey sızıntının kesilmesidir. Neyse, ileriki günlerde o sızıntıyı da kesesiniz. Tabii bu iş için toprak yığınlarını kaldırmanız gerekir. Onu da yaparsınız. Lütfen bunu da dert etmeyiniz. Kaderin önüne geçemezsiniz!
“Orhangazi’nin Keramet Mahallesi’nin “Kerameti kendinden menkul” asfaltının bomba atılmış görüntüsüne haiz olan durumu için birçok ihbarım olmuştu size! En nihayetinde de ısrarlarınıza dayanamayan belediye yönetimi bomba atılmış görüntülü yola asfalt atarak sıkıntılarımızın sona erdirilmesi hususunda destek olmuştu bize.
KURUMADAN KAZILDI
Gel gelelim o asfalt tam kurumadan yine kazılmaya başlanmasın mı? Döneceğiz galiba yine taaaaaa en başa? Yarım asra yakın süre zarfında yaşamının en önemlisi ve olmazsa olmazım DEBİM (Disiplin, eğitim, bakım ve memleket severlik) olan bir asker olarak ben bu durumlara çok üzülüyorum. Başkanlarımız da üzülüyorlar mı acaba? Çok merak ediyorum da!” diyor.
Keramet’in yollarına taktın gitti Selami albayım. Üzüntü adamı götürür bile. Kendini fazla üzme. Demedi deme. Bak keyfine!
YABANCI ÜLKE EDEBİYATI YAPMAK İSTEMİYORUM AMA...
Çınay, özetimle bakınız ne diyor: “Geçtiğimiz on gün içinde iki kez Mustafakemalpaşa ilçesine gittik. Helikopteriniz yoksa yolculuğunuz mutlak suretle kara yolu üzerinden olmak zorunda. Vaziyet böyle olunca da doğal olarak bu şirin ilçemize gitmek için Uluabat Köprüsü üzerinden geçmek zorundasınız. Tıpkı bizler gibi. Her iki yolculuğumda da dikkatimizi çeken bir hususta sizleri bilgilendirmek istedim. Köprünün (Bursa’ya giriş istikameti) korkuluk demirleri yoktu.
TABELAYI DA YENİLERSENİZ...
Bu durumun ağır tonajlı bir aracın çarpması sonucu oluştuğunu düşündük. Kazadır olur diyelim de… Burasının yarım saat bile bariyersiz olarak durması çok büyük tehlike arz eder. Yetkilileri sizin aracılığınızla bilgilendirmek istedim. Saygılarımla.” Umarım ihbarınız etkili olur Ahmet Çınay. Bu esnada; kıymetli yetkililer niyet eder de o bariyerleri çakmak için oralara giderseniz ULUABAT yazan tabelayı da yenilerseniz çok daha güzel olur!
SONRASINDA AĞLAYIP SIZLANMAK KAR ETMEZ
“Hastanemizin de adresi olan 1. Murat Caddesi’nin köstebek yuvasını aratmayan asfaltının yenilenmesi için onlarca yayımınıza biz de şahidiz. En sonunda da “Müjde, o asfalt sökülerek yenilenecek” bilgisini yayımladığınızda çok sevinmiştik. Sonra aynen açıkladığınız gibi de olmuştu. Üç gün cadde trafiğe kapatılarak kaymak gibi asfalt atılmıştı.
HAFTASI GELMEDEN KAZILDI
Sonra o asfalt daha haftası gelmeden Gönlüferah Oteli önünde kazılarak siftahsını yapmıştı! Derken ardından hastanemizin önünde kocaman oyukla bir kazı yapıldı. Ardında da hastanenin karşısında bulunan otelin önü kazıldı. Vesselam döndük mü yine en başa? Onlarca çalışanın emeği, vatandaşın çilesi, ekolojik denge ziyanı, milli servet israfı vs... Hepsi burada işlendi hamdolsun!
KASET BAŞA SARIYOR
2 Eylül 2014 tarihinden itibaren yazmaya başladığım ‘Okur Köşesi/Mahallenin Sorunları’ sayfasında sizlerin beğenisi ve desteğiyle büyüdüğümüz bir yılı daha geride bıraktık. Tarafıma yollanan binlerce haklı şikâyet, istek ve önerilerinizin tamamını ahlak ve saygı kuralları dairesi içinde yayımladık. Her daim belirttiğim gibi süreçte asla ve asla taraflı olmadık.
SÜREKLİ TAKİP ETTİK