Paylaş
Ancak bu restoranların neredeyse tamamının erkek şefler tarafından yönetilmesi cinsiyet eşitliği tartışmasını da beraberinde getirdi.
New York Times’a yazan Assia Labbas’a göre 57 şeften sadece 2’sinin kadın olması manidar. 118 yıllık Michelin geleneğinde kadın şeflere fazla yer yok. Fransa’daki toplam 621 yıldızlı restoran içinde sadece 16’sının şefi kadın.
İspanya’da 195 Michelin yıldızlı restoranın sadece 19’unda kadın şef var. Amerika’daki 166 yıldızlı restoranın da sadece 20’si kadın şeflerin yönetimi altında.
Kadın şeflerin en çok yıldız aldığı restoranların olduğu İtalya’da bile sayı 44. O da 365 restoran içinde, yüzde 12’ye denk geliyor. Ve tarihi boyunca Michelin rehberleri sadece 4 kadın şefe, 3 yıldız vermiş.
Oysa haberde de belirtildiği gibi kadınların şeflik yaptığı restoranların sayısı ve oranı hiç az değil. Bu sayının derecelendirmelere yansımamış olmasının nedeni kadın şeflerin daha az yetenekli olması olamaz.
Her ne kadar Fransa’daki bu durum işin
fiziki zorluklarına, kadınların aile içi sorumluluklarına, erkeklerin sektöre daha önce girmiş olmasına bağlansa da, bana sanki ataerkil sistemin tarihe kazınmış önyargıları daha çok rol oynuyor gibi geliyor.
İNCİLİ GASTRONOMİ REHBERİ’NDE DURUM
Gerçi Türkiye’de durum çok farklı değil. Değerlendirmelerin gizli müfettişlik sistemiyle yapıldığı İncili Gastronomi Rehberi’nde de kadın şef sayısı az. Ama Türkiye’deki kadın şef sayısı Amerika, Fransa, İtalya gibi ülkelerle karşılaştırıldığında da az.
Zaten rehberin kapsama alanına giren yerlerdeki kadın şeflerin işlettiği restoranların büyük bölümü de inci aldı.
Nicole, Aylin Yazıcıoğlu; Kantin, Şemsa Denizsel; Gram, Didem Şenol; Sanayi 313, Müge Ergül; 9 Ece Aksoy, Ece Aksoy; Aman da Bravo, İnanç Baykar; Delicatesen ve Mangerie, Elif Yalın; Lucca, Pelin Çakar; Bi Nevi Deli, Belkıs Boyacıgiller; Mittag, Fatma Yıldırım; Havan’dan by Beff Gourmet, Ekin Uzunyol; Kiva Bomonti, Deniz Şahin; Naif, Seray Öztürk; Helvatia, Müberra Çakır ve Zeynep Uzel; Zencefil, Ferda Erdinç; Gül Tantik, Gül Kortun; Giritli, Ayşe Sensılay; Sahrap Restoran’ın şefi Sahrap Soysal; Alaçatı Asma Yaprağı, Ayşe Nur Mıhçı; Bağarası, Ümmühan Girgin İncili Gastronomi Rehberi’nde kimi 3, kimi 2, kimi de 1 inci alan ve kadınların şefliğini üstlendiği restoranlar.
280 restoran içinde 20 kadarının şefinin kadın olması, kadın şeflerimizin sayısı düşünüldüğünde iyi bir sonuç.
Eminim İncili Gastronomi Rehberi’nde yer almayan daha onlarca kadın şef vardır.
Bir sonraki Gastronomi Rehberi’nde sayıların ve oranların artması hiç şaşırtıcı olmaz. Kadınlar girdiği her sektöre değer katıyor. Umarım kadın şeflerimizin sayısı da her geçen yıl katlanarak artar...
Time Out’tan yılın en iyileri
Time Out İstanbul Yeme-İçme Ödülleri’nin 17’ncisi Cahide’de yapılan bir törenle sahiplerini buldu. Bu yıl en iyi restoran ödülünü Mürver aldı. En iyi Reşitpaşa mekanı Misk, et restoranı Elbet, Türkçe müzik mekanı People, meyhane Müşkülpesent, pub Craft Beer Lab, burgerci B.O.B. oldu. En iyi şef Aila’nın başında olan Umut Karakuş seçildi. Özel ödüller de Hayata Sarıl Lokanta projesi, 1924 İstanbul ve Cafe del Mundo’ya verildi.
Global ekonomik krizin panzehri: Gastronomi
Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği TURYİD bir ilke imza atarak Global Gastroekonomi Zirvesi düzenliyor. Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) desteklediği zirvenin hedefi gastronomiyi bir ekonomik büyüme modeli olarak ülke gündemine taşımak.
Hafta içinde TURYİD Başkanı Kaya Demirer, yönetim kurulu üyesi Barış Tansever, zirvenin komite başkanı Ebru Köktürk, uluslararası bağlantıları sağlayan proje ortağı Cultura Danışmanlık Şirketi’nden Sabahnur Erdemli Global ile bir araya geldik.
Gastroekonomi Zirvesi’nin açılış konuşmasını Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı Genel Sekreteri Mukhisa Kituyi yapıyormuş. İskandinav ülkeleri gastronomisini tanıtmak amacıyla kurulan FOOD’un direktörü Pelle Oby Andersen, Londra merkezli Hakkasan, Wagamama ve pide restoranı Yamabahçe konseptlerinin yaratıcısı Alan Yau, Dünyanın En İyi 100 Restoranı listesinde olan Mikla’nın kurucu şefi Mehmet Gürs ve Hürriyet Gazetesi’nin yayın yönetmeni olduğu dönemden bu yana gastronomi kültürüne destek veren Ertuğrul Özkök konuşmacılar arasında.
Gastronomi, daha doğrusu yeme-içme sektörü turizmin de ekonominin de kaldıraç gücü olan aktörlerinden biri. İtalya, İspanya, Fransa son dönemde Peru ve Danimarka gastronomi kültürleriyle cazibe merkezi oldular.
Türkiye de gastronomisiyle markalaşmış bu ülkelerle rekabet edecek potansiyele, hatta birçoğundan daha fazla zenginliğe sahip.
Yeter ki kamu ve özel sektör bir araya gelerek sürdürülebilir politikalar çizsin.
Hangi ürünlerle, nasıl bir stratejiyle ilerleyeceğini belirlesin.
29 Mart’ta Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılacak zirveyi merakla bekliyorum...
Barış Tansever’den sürpriz girişim
İstanbul’un hatta Türkiye’nin ünü yurtdışına taşan restoranlarından biri olan Sunset’in yurtdışında bir şube açması zaman zaman gündeme gelir. Ama Tansever bu konuda çok temkinlidir, markasının değerini bildiği için kolay kolay karar vermez.
Çarşamba günü Sunset’teki GGE Zirvesi buluşması sırasında öğrendik ki Miami’deki Yunan Lokantası Scorpion’a yüzde 25 hisse ile ortak olmuş.
Kent merkezinde yerel halkın gittiği meze ağırlıklı meyhane tarzı servis veren Scorpion’da içkiler arasında en sevileni de Türk rakısıymış.
Miami’de yaşayan Türkiyelilere ve Miami severlere duyurulur...
Anıların yıldönümü
Gülfem Kessler, sanat eğitimini Hollanda Kraliyet Akademisi’nde tamamlamış, mezun olduktan sonra Hollanda, Türkiye, Amerika, Meksika gibi farklı coğrafyalarda yaşamış, bulunduğu ülkelerde çok sayıda karma sergiye katılmış, kişisel sergiler açmış bir sanatçı.
Şimdi Urla’da Barbaros Köyü’nde yaşıyor.
Kessler, sanatının yanı sıra çevre, doğa ve tarımla ilgili sorunlara dikkat de çekmeyi hedefliyor. Bu yıl ilki gerçekleştirilecek Barbaros Oyuk (Korkuluk) Festivali’nin kurucuları arasında.
Gülfem Kessler’in, Türkiye’ye dönüşünden sonra açtığı “Anniversary of Memories” adlı sergisi portre ve desen ağırlıklı.
Her zaman kağıt ve kalemle dolaşmayı tercih eden Kessler’in hem portre hem de desenlerinde farklı kültürlerin izleri görülüyor.
Sanatçının çalışmaları 31 Mart’a dek Nişantaşı’ndaki RenArt Gallery & Art Consultancy’de sergilenecek.
Paylaş