Paylaş
Nikki Beach Resort&Spa Bodrum geçen hafta sonu yaz sezonunu tam anlamıyla ters köşe yaparak “Gastronomi” temasıyla açtı...
Bodrum’un yeşil koylarından Torba’da yer alan otel hem mimarisi hem de dekorasyonuyla doğal, yalın ve zarif.
Tam anlamıyla sade lüks kavramının içini dolduruyor.
Farklı konseptler başarıyla ve aralarında sınırlar çizilerek bir araya getirilmiş.
Bir yanda havuz başında vakit geçirirken, otel bölümünde kalabalığa karışmadan dinlenebiliyor, kendi havuzunuzda ya da deniz kıyısında güneşlenip yüzebiliyorsunuz.
Ben hepsini yaptım...
BAŞARILI EKİP
Nikki Beach Resort&Spa’nın genel müdürlüğünü, kariyerine Londra’da başlayan ve 20 yıla yakın bir süre lüks tasarım otellerinde görev yaptıktan sonra Türkiye’ye dönen deneyimli isim Murat Deniz üstlenmiş.
Deniz gustosu ve enerjisiyle fark yaratıyor. Nikki Beach’in Mehmet Soykan yönetimindeki mutfağını da kahvaltılarda ve öğlen yemeklerinde deneyimledik.
Havuz başı restoranlardaki servis de sunum da çok başarılı.
Özellikle İstanbul Zuma’dan transfer ettikleri suşi şefi Batuhan Bazlamaçcı’nın hazırladığı, devasa ahşap Nikki kayıkları içinde sunulan suşiler bu yazın favori yemeği olacağa benziyor.
Bir dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen Bodrum’a eğlence, spor, iyi yemek ve huzurlu bir tatil anlayışını başarıyla harmanlayan tasarım otellerinin katkısı büyük...
SPORSUZ OLMAZ
Tatil anlayışı benim gibi sadece yemek, deniz kıyısında güneşlenmeyle sınırlı olmayanlar için spor salonu ve spa da önceliklidir. Burada spor hocası Gökhan Güldük sayesinde ‘cross fit’e başladım.
Yıllardır spor yapmama karşın bilmediğim birçok şey öğrendim. Genç yaşına rağmen çok iyi bir eğitmen olan Burak, yaz sonunda sağlık ve spor turizmi üzerine yüksek lisans yapmak üzere Avustralya’ya gidiyormuş. Eminim adını gelecekte çok daha fazla duyacağız.
BEYAZ PARTİ
Girişimci Jack Penrod, müzik, yemek, eğlence, moda, film ve sanatı bir araya getiren ilk lüks plaj kulübü konsepti Nikki Beach’i 1998 yılında kurmuş.
Bugün Nikki Beach’ler Miami, Florida, Saint Tropez, Marbella, Marakeş, Mayorka, İbiza, Monte Carlo, Monaco ve Dubai gibi birçok kentte var.
Nikki Beach’in dünyaca ünlü, Tüm konukların beyaz giysileriyle katılacağı Circus White Party’si de 26 Haziran’da yapılıyor.
Gastronomik bir hafta sonu
Food and Travel Dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Ebru Erke’nin düzenlediği Gastroweekend’in üçüncüsü Bodrum’da Nikki Beach Otel’de yapıldı.
Bu kez mutfak, Moda’da açtıkları Basta ile sokak yemeklerini başka bir boyuta taşıyan, yeme dünyasına farklı bir anlayış getiren Kaan Sakarya ve Derin Arıbaş’a teslim edilmişti.
Kaan ve Derin, Nikki Hotel’in mutfak ekibiyle birlikte Ege’nin otları ve mevsim sebzeleriyle yalın ama muhteşem lezzette yemekler hazırladılar.
Ebru Erke’nin seyahatleri sırasında topladığı Kastamonu’nun fermente siyah sarımsağı, Vietnam’ın lotus çayı özü, Sakız Adası’nın badem şurubu, dünyanın en eski deniz tuzu yataklarından Dalmaçya kıyılarındaki Stone kasabasının tuzu gibi malzemelerle yapılan küçük dokunuşlar da yemeklere lezzet kattı.
GLOBAL DÜŞÜN YEREL YE
Şefler ilk akşam malzemelerin tadına varacağımız humus, taze fasulyeli domates salatası, iç bakla ve bezelyeli enginar, Semizotlu yeşil elma salatası, patlıcan mayonezli kabaklı arpa şehriye, ızgara kuşkonmaz, deniz börülcesi, ızgara ahtapot gibi yalın ama bir o kadar da lezzetli yemekler hazırlamıştı.
İkinci akşam ise daha iddialı yemekler deneyimledik.
Badem püresi, lavanta emülsiyon, siyah sarımsaklı kuşkonmaz, karidesli balık çorbası, uykuluklu süt kuzu kokoreç yanında harissa, kırmızı meyveli choux, çilek sorbe, vanilya kreması gibi menüde yer alan yemeklerin tümü çok lezzetliydi.
Ama balık çorbasına eşlik eden, Kastamonu sucuğu, ahtapot ve şevketibostanla yaptıkları kuru patlıcan dolması gecenin en yaratıcı tabağıydı.
San Pellegrino’nun katkılarıyla bir atölye çalışması tadında yapılan Gastroweekend’ler her geçen gün çıtasını yükseltiyor.
Böylesi etkinlikler yeme kültürünün gelişmesi için de çok yararlı...
Karanlığın Gizli Gücü
Her zaman sıra dışı sergilere yer veren, genç sanatçıları destekleyen Galerist bu kez “Dark Deep, Darkness and Splendor” başlıklı bir sergiye imza atmış. Küratörlüğünü Karoly Aliotti ve Nilüfer Şaşmazer’in üstlendiği grup sergisinde Murat Akagündüz, Arif Aşçı, Vahap Avşar, Aslı Çavuşoğlu, Sibel Horada, David Lynch, Jason Martin, Füsun Onur, Mübin Orhon, Fahrelnissa Zeid, Alev Ebuzziya gibi dünyaca ünlü sanatçıların yapıtları yer alıyor.
Adını David Lynch’in “Dark Deep Darkness” adlı eserinden alan sergide Batı kültüründe siyah renkle ilişkilendirilen üzüntü, keder yas, ölüm gibi olumsuz yan anlamların ötesinde yaratma, var olma özelliklerini kapsayan bir güç olarak siyah ele alınıyor.
Ünlü sanatçıların gözünden siyaha güzelleme diyebileceğim, 10 Haziran’a dek süren sergiyi kaçırmayın derim...
Paylaş