Datça’da yeni bir eski: Palaia

Dalaman’da uçaktan indikten sonra dünyanın en özel noktalarından biri olan Datça Yarımadası’na ulaşmak için üç saat süren maceralı araba yolculuğu sırasında insan, Antik dönemin önemli merkezlerinden biri kabul edilen teraslar kenti Knidos’un bu dağlık arazide ne zorluklarla inşa edildiğini düşünmeden edemiyor.

Haberin Devamı

Dor’ların kurduğu ticaret merkezi, şaraplarıyla ünlü Knidos, 20’inci yüzyıl başlarına dek birçok gezgin ve araştırmacının durağı olmuş. Bugünün Datça’sı ise eski görkemli günleri kadar olmasa da kimlikli, sanatçıların, edebiyatçıların yaşamayı seçtiği özel ve huzurlu bir kasaba. Kendine has bir mimarisi var.

Datça’da yeni bir eski: Palaia

‘Sevgi Yolu’ denilen sahil şeridinde yaz başında kapılarını açan tasarım oteli Palaia’danın da öyle. Projenin ardında gıda sektörünün önde gelen isimlerinden Tadım Kuruyemişleri Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Tekinalp ve Fatoş Tekinalp var. Önce kendilerine ve yakın dostlarına ev hayaliyle yola çıkmışlar sonra bu özel alanı, hizmet kalitesi yüksek bir turizm tesisi olarak paylaşmanın daha doğru olacağını düşünmüşler.

Datça’da yeni bir eski: Palaia

Sözcük anlamı eski ya da köklü anlamına gelen Palaia zaten bir açık hava müzesi gibi. Otelin sahildeki bahçesinde kazılarına sponsor oldukları Datça-Burgaz Stadia Bati Hamamı ve Kilisesi’sinin kalıntıları bulunuyor. Bahçesinde de Süleyman Saim Tekcan’ın taş ve dönüştürülebilir metalden heykelleri, odalarda Tamer Şahinoğlu’nun resimleri yer alıyor. Otelin inşaatında, ortak alanlarının ve odalarının dekorasyonunda Mesudiye taşı, tuğla, üfleme cam, özel mermer, ahşap, keten ve pamuk gibi sadece doğal malzeme kullanılmış. Çatılarda fotovoltaik elektrik enerjisi üreten güneş panelleri kurulmuş.

Datça’da yeni bir eski: Palaia

Hiç ağacı olmayan araziye 200’ün üzerinde meyve, zeytin ağacı ve çalı cinsi bitki dikilmiş. Bahçenin altındaki drenaj hortumları sayesinde sular tekrar kullanılıyormuş. Ve ortaya her anlamda kaliteyi ve doğaya saygı anlayışını ön plana çıkartan bir tesis çıkmış.

Datça’da yeni bir eski: Palaia

Tüm inşaatı ve tasarımı üstlenen Sena Makine kurucusu, iki yıla yakın inşaatın başından ayrılmayan Şadan Mete, markanın doğuşu, konumlanması, hikâyesi, ana ekibin kurulması konularını üstlenen Kurumsal İletişim ve Marka danışmanı Zeynep Çiftçioğlu’nun vizyonları sayesinde ortaya çok başarılı, bölge turizmine katkısının büyük olacağını düşündüğüm öncü bir tesis çıkmış.
Umudum bu bölgede de sürdürülebilirlik prensipleriyle hayata geçirilen böylesi kaliteli projelerin sayısının artması...

Haberin Devamı

Datça’da yeni bir eski: Palaia

EV SICAKLIĞI SUNAN BİR EKİP

Dokuz dönüm üzerine yayılmış 43 süitten oluşan otel küçük ölçekli olmasa da butik bir anlayışla yönetiliyor. Kapıdan girdiğiniz andan itibaren her şey kendinizi rahat hissetmeniz üzerine kurulmuş. Restorandan havuz başına ilginin servisin dozu tam kararında.
Palaia’nın mutfağının yönetimi deneyimli şef Nihat Doğtürk’e teslim edilmiş. Mesleğe La Part, La Maison gibi restoranlarda Fransız şeflerin yanında adım atan, öncü modern meyhanelerden Münferit’in açılışını yapan, Nusr- Et restoranlarında ve kısa bir süre Madera’da çalışmış ve açılış öncesi Palaia’ya gelmiş.
Nihat Şef, yılların verdiği deneyimle hem mezelerinde hem de et ve balık yemeklerinde başarılı. Bölgenin taze ve mevsiminde ürünlerini kullanıyor. Ama beyaz çikolatalı babaganuş, bademli Bodrum Gambilya fava, muhammaralı çiğ köfte, zerdeçallı, lime ve portakallı levrek ceviche, asma yaprağında fırın levrek, baklava yufkasında fırınlanmış beyaz peynir, Antep fıstıklı çıtır baklava gibi tabaklarda yaratıcı dokunuşları ihmal etmiyor.
Şarap sirkesi, hardal tozu, sarımsak, ak biber, dereotlu ve çörek otlu sirkeli salatalık ve Bozburun kalamar tava ikilisi de tüm yalınlıklarına karşın çok lezzetliydi.
Otelin yiyecek içecek müdürlüğünü sektörünün deneyimli ve başarılı ismi Ali Korkmazoğlu üstlenmiş. 9 Eylül Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümü’nde okurken çalışmaya başlayan, uzun yıllar Erim Leblebicioğlu ile birlikte çalışan Roka Davet’te davet ve organizasyonları yöneten Korkmazoğlu, Efendy, Loft Elia gibi restoranlarda da yöneticilik yapmış. Kaldığımız günlerde otelin müdürlüğünü görevini yürüten, çok da başarılı bir yönetici olan Behiye Şalk ise bu hafta özel nedenlerle görevinden ayrılmış. Ama ekibi birlikte çektiğim fotoğrafı bize güzel bir anı olarak kaldı....

Haberin Devamı

WOLFGANG PUCK: ÖNCÜ BİR ŞEF

Dünyaca ünlü şef, Spago restoranlarının kurucusu Wolfgang Puck son üç yıldır ailesiyle birlikte Türkiye’ye gelerek doğum gününü önce İstanbul sonra da Ege kıyılarında kutluyor.
Bu kez 4 Temmuz’da Demet Sabancı Çetindoğan ve Cengiz Çetindoğan ev sahipliğinde verilen davette sunulan sashimilerden, sushilere, pizzadan hamburgere, taze salatalarından, ızgara sebze, deniz ürünleri ve etlere tüm yemekler Puck’ın şeflik serüveninin ve tarzının resmigeçidi gibiydi. Çünkü onun yaşamı da yemekleri kadar farklı kültürlerle harmanlanmış.

Datça’da yeni bir eski: Palaia

Avusturya’nın Klagenfurt kentinde doğup büyüyen Puck, ailevi koşulları nedeniyle 14 yaşında bir restoranda çalışmaya başlamış. Birkaç yıl sonra mutfakta olmayı, yemek yapmayı sevdiğini anlamış ve kendini geliştirmek için Fransa’ya gitmiş.
Basamakları hızlı tırmanarak çok ünlü restoranlarda çalışmış. 1973 yılında henüz 24 yaşındayken New York’a, istediği gibi bir iş bulamayınca da Los Angeles’e geçmiş. Ünlü Fransız bistrosu Ma Maison’ın şefi olmuş. Bu arada bölgede yeni yeni başlayan doğal, yerel gıda hareketi de ona ilginç gelmiş.
Ve tam 41 yıl önce 1982’de ilk restoranı Spago’yu açmış. Fransız yemeklerinin yanı sıra taş fırında odun ateşinde pişen, bölgeye ait farklı ürünleri kullandığı pizzalarıyla kısa sürede ünlenmiş.
Yıllar içinde de ortaya dünyanın farklı mutfak kültürlerinden esinlenen yemekler sunan Kaliforniya mutfağının önde gelen temsilcisi olmuş. Bugün dünyanın neredeyse dört bir yanında restoranları var. En önemlisi de enerjisi hiç bitmeden yoluna devam etmesi.
Kendisinin doğum gününü bir kez daha kutlarken, dokuz yıl önce açılan İstanbul Spago’nun yemekleriyle olduğu kadar başta işletme müdürü Deniz Zengin, bar ve içecek sorumlusu Mustafa Zorluoğlu olmak üzere güler yüzlü ve deneyimli ekibiyle İstanbul’a değer katan restoranlardan biri olduğunu belirtmem gerek...

Yazarın Tüm Yazıları