Paylaş
Ülkesi İtalya ve Türkiye arasında kurduğu gastronomik bağ ve mesleğine saygısı ona ‘Cavaliere dell’Ordine della Stella d’Italia’ devlet nişanı kazandırdı.
Şef Chinali ve İtalya ile Türkiye arasında gastro- ekonominin gelişmesi için çalışmalar yapan iş insanı, Accademia Italiana della Cucina’nın Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dilek Bil, nişanlarını “Venedik Sarayı” bahçesinde 9 Eylül’de düzenlenen törende aldılar.
Törene yurtdışında olduğum için maalesef katılamamıştım.
Şimdi buradan hem Dilek Hanım’ı hem de Claudio şefi bir kez daha kutluyorum.
Kültürler arası köprü kuran bu nişan onlar kadar bizler için de gurur kaynağı...
TERRAZZA ITALIA
Şef Chinali’yle Eataly’nin içinde açılan onun imzasını taşıyan Terrazza Italia adlı gelenekseli yorumlayarak sunduğu İtalyan restoranında buluştuk.
Biraz kendisinden, biraz da yaptığı yemeklerden konuştuk. Ailesi eğitimini aldığı teknoloji alanında çalışmayıp şef olmaya karar verince hayal kırıklığına uğramış fakat o bildiği yoldan dönmemiş. Mutfakta özü ve özgün olanı arıyor, geleneksele sahip çıkıyor.
Yaptıklarının değer görmesi, İtalyan mutfağına katkısının devlet nişanıyla taçlandırılması onu ama en çok da ailesini mutlu etmiş. “Sanırım şimdi beni daha iyi anlayıp takdir ediyorlar” diyor gözleri dolarak.
İtalyan kültürünü, gustosunu yansıtan, kapısından girdiğiniz andan itibaren abartısız dekorasyonu, açık mutfağındaki enerjiyle insanı sarıp sarmalayan Terrazza ise Piemonte mutfağı ağırlıklı.
Şef, yerli küçük üreticilerin ürünlerini bir sosyal sorumluluk projesi gibi sahiplenip kullanıyor. “İtalyan restoranıyız ama yaşadığımız ülkenin toprağına, ürünlerine sahip çıkmalıyız” diyor mükemmel Türkçesiyle.
Menü, kültürler arası psikoloji alanında çalışan W. Berry’nin “Yemek tarımsal bir eylemdir” sözüyle başlıyor ve altında işbirliği yapılan yerel üreticilere yer veriliyor.
Sıra sonra yemeklere geliyor. Menüde en hoşuma giden ayrıntılardan biri de İtalyan ve Türk geleneksel peynirlerinin birlikte sunulması oldu.
Domates sos, maydanoz köpüğü ve acı zeytinyağıyla sunulan marine edilmiş ızgara ahtapot, stracciatella peyniri ve Ayvalık sızma zeytinyağlı Mersin kırmızı şeker karides carpaccio, domates soslu karışık deniz ürünlü patates gnocchi, Karadeniz çayı ile marine edilmiş kuru kuzu küşneme ve sarıkız mantarlı risotto ile Chinali’nin tatlı şefiyle birlikte masaya gelerek hazırladığı mascarpone dondurmalı tiramisu olmak üzere tüm yemekler çok başarılıydı.
KİLİMANJARO’YA YENİ ŞEF
Kilimanjaro 2016’da Bomontiada’nın içinde açıldığında “İstanbul’da her gidişimde mutlu ayrıldığım, en iyi gastronomik deneyim yaşatan restoranlardan biri diyerek söze başlamış” ve Mustafa Otar’ın başında olduğu restoranı anlatmışım.
Şef Otar restorandan ayrıldıktan sonra gittiğimde ise aynı duyguları ne yazık ki yaşaya-mamıştım.
Derken araya malum pandemi girdi. Şimdi Kilimanjaro bir kez daha açıldı ve sürdürülebilir mutfak anlayışı, taze, mevsiminde, yerel üreticilerin ürünlerini kullanmak gibi açılış felsefesinden ayrılmadan kendini yeniledi. En önemli yenilik de bir süre önce Dream grubuna geçen Melih Demirel’in mekânın executive şefliğini üstlenmesi.
Melih Şef Kilimanjaro’nun yemeğe ve dünyaya bakışını, odun ve kömür karışımı kullanan fırınlarda yemek pişirilmesi geleneğini kendi imzası tabaklarla sürdürüyor.
200 yıllık Karakılçık buğdayı unu ve Balandız ata tohumundan yapılan ekmekler, Konya küflü peyniriyle hazırlanan soslar, Çeşme’den gelen orkinos gibi hikayesi olan ürünler kullanıyor, turşuları, salçaları, sirke ve reçelleri de kendileri hazırlı-yorlar. Demirel işini aşkla yapan, yenilik peşinde koşan şefler arasın-dadır.
Öküz köftesi, deniz ürünlü gofret, ılık Çeşme orkinos dilimleri, çikolatalı bir kek üzerine vanilya köpüğü ve çikolata çekirdeği rendelenip servis edilen, altında da sürpriz süt reçeli olan yanık çikolatalı kek gibi tattığım çeşitlerin her biri yüksek, yaratıcı tabaklardı.
Ama galiba en çok balık suyuyla yapılan, arasına mavi kuyruk karides ve wasabi mayonezli harcın konduğu, yeşillik kıtırları ile servis edilen deniz ürünlü gofreti sevdim...
ADANA LEZZET FESTİVALİ
Beş yıl önce yola koyulan Uluslararası Adana Lezzet Festivali bu yıl ‘Coğrafya Lezzettir’ temasıyla düzenleniyor.
Adana Valiliği, Büyükşehir ve ilçe belediyelerin işbirliğiyle hayata geçen festivalin öncelikli hedefi Adana mutfağını tanıtmak ve kentin gastronomisiyle bir turizm kenti olmasına destek olmak.
Adana Lezzet Sahnesi başlığı altında şef dokunuşlu yöresel yemeklerin tadılacağı, gastroshow’ların düzenleneceği festivalin düşünsel bölümünde de konferanslar ve paneller yer alıyor.
Moderatörlüğünü üstleneceğim, cumartesi gerçekleşecek ilk panelde Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, TURYİD Başkanı Kaya Demirer, TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl, ÇUKTOP Başkanı Tayyar Zaimoğlu’nun katılımıyla “Pandemi Koşullarında Gastronomi Turizmi”ni konuşacağız...
ULUSLARARASI ŞARAP YARIŞMASI
20 yılı aşkın süredir Londra’ya yaşayan, kendisi de bir şarap uzmanı olan Serhat Narsap Türkiye şaraplarının bir tanıtım elçisi olarak çalışıyor. İşbirliği yaptığı markaların fuarlarda, SITT gibi önemli şarap etkinliklerinde tanıtımını üstleniyor ve talepler doğrultusunda ithalatını yapıyordu.
Narsap, şimdi uluslararası bir şarap yarışması olan Turkish Wine Challenge TWC 2021’i İstanbul’da düzenliyor.
Türk şarap üreticilerinin yanı sıra yarışmaya Arjantin, Fransa, Gürcistan, Yunanistan, İtalya, Lübnan, Yeni Zelanda, İspanya ve Birleşik Krallık’tan üreticiler ve firmalar katılıyor.
15-16 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek, farklı ülkelerden uzmanların hakem olarak katılacağı yarışmanın sonuçları 16 Ekim akşamı The Marmara Taksim’de yapılacak gala gecesinde açıklanıyor.
Umarız bu yarışma yıllar içinde bir klasiğe dönüşür ve şaraplarımızın yurtdışında tanıtımına katkısı çok olur...
Paylaş