Paylaş
...
Fransa’da 30 yıldır Emlak danışmanlığı yapan Lütfi Bilgen’den bir mail adım.
Bilgen’le 25 yıla dayanan yakın dostluğumuz var. Hiçbir zaman fevri hareket ettiğine şahit olmadım. Her zaman olaylara insani yaklaşır, haksızlığa uğrasa bile sorunu çözmek için iyi niyetle nedenini araştırır. Birçok Ermeni ve Yahudi dostu vardır, her din ve mezhepten dostlarıyla çok iyi anlaşır, onlarla iş yapar. Lütfi’nin gönderdiği e-mail adeta bir S.O.S çağrısı…
Şöyle başlıyor
Sevgili Dostlar, Ermeni lobisi yine harekete geçti ve Fransa Ulusal Meclisine “Yirminci yüzyılda soykırımların inkârını ve insanlığa karşı suçları cezalandırmayı amaçlayan bir kanun teklifi” verdi. Fransa derin bir ekonomik ve sosyal kriz yaşarken, totaliter rejimlerdeki gibi ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı bu kanunu teklif edenler daha önce ‘İnkâr Yasası’nı gündeme getiren Sarkozy'nin 'Halk Hareketi İçin Birlik-UMP partisi Milletvekili Valerie Boyer ve arkadaşları.
MÜSAADE ETSİNLER BİZDE KONUŞALIM
Bizler, hiçbirimiz Ermenilerin çektikleri çileleri, felaketi küçümsemek, hafife almak veya çarpıtmak çabasında değiliz. Ama müsaade etsinler de, bizde duyduklarımızı gördüklerimizi aktaralım, kafamıza takılan soruları sorabilelim. Anadolu insanının, yani Türklerin çektikleri çileyi, uğradıkları felaketi, işgal kuvvetleri ve onların yerli işbirlikçisi Ermeni çetelerinin bizlere yaptıklarını biz de söyleyebilelim.
Tarafsız tarihçiler arşivlere girip araştırabilsinler, arkeologlar, etnologlar, sosyologlar, kriminoloji uzmanları modern yöntemlerle incelemeler yapabilsinler. Mesela, o dönemde katliama uğramış insanların oluşturduğu bazı toplu mezarlar, geçtiğimiz yıllarda açılarak ilmi incelemeler sonunda Müslüman halka ait olduğu bulgularına ulaşılmıştı. Niçin pozitif ilimlerden, araştırmalardan, arşivlerin açılmasından korkuyorlar? Ermeni internet sitelerinde 2015 yılında Ermeni militanlar, dernekleri, entelektüelleri ve Papazları ile 100. yıl etkinlikleri için Fransa da Türklerin yogun yaşadığı şehirleri hedef aldıklarını duyurdular. Türklerin yoğun olduğu yerleri hedef almak niye? Fransa da yaşayan Türkleri provoke etme planımı tezgâhlanıyor?
DÜSTURUMUZ "YURTTA BARIŞ, CİHANDA BARIŞ"
Fransa da 20 şehirde birden ayni anda aynı sergi açarak Türk Sivil Toplum kuruluşlarını gafil avlayacaklar, dirençlerini kıracaklarmış güya. Sanki adamlar bizimle savaşa giriyor, 20 cephede birden savaşacaklar! Bütün dertleri, sürtüşme ortamı yaratmak. Ama unuttukları bir şey var, o da bizlerin düsturu "Yurtta barış, Cihanda barış". Pek çoğumuz için, Fransa doğduğumuz yer olmasa da, doyduğumuz yer. Yani burasıda bizim yurdumuz. Onlar kadar bizim de sesimiz çıkabilir, demokratik tepki verebilir, oyunlarını bozabiliriz. Zira ne Türkiye de, ne Fransa da, nede diğer ülkelerde yaşayan Türk toplumlarında hiçbir zaman "Ermeni düşmanlığı" olmadı, bizim Ermeni halkıyla hiçbir sorunumuz yok, aksine pek çoğu ile dostuz. Birçok kültürel birlikteliğimiz var.
ARTIK SUÇLAMALARDAN BIKTIK
Seçimlerde oy olmak isteyen bazı politikacılar ve geçimini "Türk düşmanlığı" yaparak sağlayan bazı diaspora derneklerine karşı uyanık olalım. Amaçları kanun teklifini geçirmek için Türklerin yoğun olduğu birkaç yerde olay çıkarmak ve ‘3 T’ olarak tanımladıkları “Tanıtma-Tazminat-Toprak” hedefine ulaşmak. Avrupa’da yaşayan vatandaşlar olarak artık bu işten bıktık, ırkçı saldırılara, baskılara, aşağılanmalara, 'Katillerin torunları' suçlamalarına siyasiler ve yöneticiler artık bir son verdirsin. Kaçak güreşmeyi bırakıp, toplum olarak geçmişimizle yüzleşmekten korkmayan, ama asılsız suçlama ve polemiklere de pabuç bırakmayacak kadar cesur, yanlışlarımız varsa da özür dileyecek kadar dürüst olduğumuzu göstermek için birlik olmalıyız. Bu sorun bizden sonraki nesillere havale edilip onları da zehirlememeli. İki tarafın sorumluları artık bu sorunu çözmeli…
...
İşte Fransa ulusal Meclisine verilen Kanun teklifinin ilk sayfası
…
AYNI LOBİ İLE FIRTINANIN GELİŞİ
Evet... Lütfi Bilgen’in dikkat çektiği konular böyle… Fırtınanın gelişini önceden haber veriyor. Bahsettiği Milletvekilleri daha öncede Fransa Ulusal Meclisi ve Senato’sunda kabul edildiği halde ‘Fransa Anayasa Mahkemesi’nin İptal ettiği ‘İnkâr Yasası’nı hazırlayan Valerie Boyer ve arkadaşları… Fransa Anayasa Mahkemesi, 2012 de Ermeni soykırımı inkârını suç sayıp 45.000 Euro para ve hapis cezasını içeren yasa teklifini 1789 tarihli İnsan Hakları Beyannamesi'ne göre Anayasaya aykırı bularak iptal etmişti.
Yeni kanun teklifine Valerie Boyer ile birlikte imza atan diğer Milletvekilleri : Olivier Audibert Troin, Sylvain Berrios, Bernard Brochand, Dino Cinieri, Éric CiottiI, Charles de Courson,Marc-Philippe Daubresse, Bernard Deflesseles, Patrick Devedjian, Dominique Dord, Charles-Ange Ginesy, Arlette Grosskost, Valérie Lacroute, Frédéric LefebvreE, Geneviève Levy, Josette Pons, Franck Riestier, Paul Salen, Guy Teissier, Michel Terrot, Dominique Tian, Philippe Vitel.
...
Kanun teklifinde “Yaşanan güncel olaylar bir kez daha soykırımların ve insanlığa karşı işlenen suçların inkârını cezalandıran bir kanuna acil ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Özellikle Ortadoğu’daki Hristiyanlara karşı trajik ve şok edici şekilde gerçekleştirilen zulüm belleklerimizden silinmeyen 100 yıl önceki Ermeni soykırımın acı gerçeklerini hatırlatıyor. O nedenle “Sadece Fransa’nın tanıdığı Yahudi soykırımı ile ilgili kanun ve cezalar yetmez onun yerine bütün soykırımlar ve insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili tek bir kanun olmalıdır" deniyor.
...
Yazık… Çok yazık, yıllar süren bu sürtüşmeyi oya tahvil etmek için pazarlayan siyasiler ve politikacılar 100.cü yıl arifesinde bu tür oyunlara kalkışmak yerine iki toplumu birbirine yaklaştıracak çözümler arasa daha iyi olmaz mı?
Paylaş