Yıllar önce Ankara’daki bir üniversitede konuşmam vardı.
Sohbet sırasında iki kişi yanıma gelip, şiir yazan genç bir arkadaşlarının benimle görüşmeyi çok istediğini, çekindiği için onu gönderdiklerini söyledi. Gecenin bir yarısı Kızılay’da bir bara götürdüler beni. Esmer tenli, bıyıklı, ağırbaşlı bir genç yanıma geldi.
Şiirlerinin birkaç tanesini okudum hemen. İlginç dizeler çarptı gözüme. Şiirlerinde garip bir enerji vardı ama daha çalışması gerekiyordu. ’Nereye gidiyorsunuz’ diye sordu. ’Otogara gidiyoruz’ dedim. ’Beni de bırakır mısınız, bu saatte otobüs bulamam, taksi tutacak param da yok’ dedi. Yola koyulduk. Çok soğuk, karlı bir kış gecesiydi. Bir ara, ’Abi ben beste de yapıyorum. Kaset çıkarmayı düşünüyorum, ama birinin desteğine ihtiyacım var’ dedi.
Bir çıkış arıyordu bu genç adam. Ama henüz her şeyin başındaydı. Üstelik oldukça yoksuldu da. Bir ara, ’Son bestemi size okuyayım mı’ diye sordu. Oku, dedik. ’Turnalar... Sevdiğim oy...’ Çok etkilenmiştik. Sonra otogara geldik, bizimle vedalaştı. Yanılmıyorsam parası olmadığı için evine yürüyerek gitmek zorundaydı. Bir süre arkasından seyrettim onu, boynu hafif öne eğik, karlara bata çıka gidiyordu...
Cezmi Ersöz’ün "Bana Türkçe Bir Ekmek Ver" kitabındaki "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" başlıklı yazısından özetleyerek yaptığım bu alıntındaki beş parasız ama umut dolu adam Yavuz Bingöl’dü.
Nereden nereye...
Yavuz, önümüzdeki ay Cannes Film Festivali’nde kırmızı halıda yürüyecek. Karlı bir Ankara akşamında Ersöz’e şiirlerini okumaya çalışan Yavuz, belki de sanat kariyerinin en büyük onurunu yaşayacak.
"Üç Maymun"u izlemedim ama filmden basına yansıyan o ’cool’ kareye bakıyorum ve hayatında kamera görmemiş Muzaffer Özdemir’e, Emin Toprak’a Cannes’da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandıran Ceylan bir ödül de Yavuz’a kazandıracak diyorum.
Ceylan’ın filminde rol alması Yavuz için çok büyük bir şans. Umarım Cannes deneyimi Yavuz’a yeni ufuklar açar.
Beleş Gaste + 2 kahve
Daha önce bu sütunda Gaste adlı ücretsiz gazetenin sokaklarda, otobüs duraklarında nasıl ısrarcı (almanız için üzerinize çullanıyorlar, ev ev dolaşıp dağıtıyorlar) bir şekilde dağıtıldığından bahsetmiştim. Objektif yayıncılık konusunda kafalarda soru işareti bırakan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin icraatlarını ballandıra ballandıra anlatan Gaste, promosyonda da atağa kalktı.
Geçenlerde Gaste’ciler iki adet ’üçü bir arada’ kahvelerinden dağıttılar. Bu kahveler bakkallarda 30 kuruşa satılıyor. Beleş gazetenin yanında 60 kuruş değerinde iki kahve dağıtmanın maliyeti büyük olsa gerek! İnsan nereden geliyor bu değirmenin suyu demekten kendini alamıyor...
n "Birçok gay futbolcu olduğunu düşünüyorum. Ancak böylesine maço bir organizasyonda kabul görmeyeceklerini bildikleri için bunu açıklamıyorlar."
(FIFA Başkanı Sepp Blatter yaptı bu açıklamayı. Galiba ünlü balet Tan Sağtürk haklı çıktı...)
n "Ormanı istediğimiz yerde kurarız ama turizmi istediğimiz yerde yapamayız."
(AKP Milletvekili Nuri Uslu, orman arazilerini turizme açmakta kararlı olduğunu vurgularken...)
n "Klipte Brad Pitt’in kısık ateşte pişmiş hali gibiydim."
(Ege, Şeytan Sev Diyor adlı şarkısına çektiği klipteki performansını değerlendirirken...)
n Murathan Mungan: "Kadınlar eşya, evlilik ve aşkla esir alınırlar."
n "Kişilerin bakan yakını olmaları anayasa ve yasalardan doğan vatandaşlık haklarını kullanmalarına mani teşkil etmez."
(Bakan Cemil Çiçek, hiçbir sınava girmeden Türk Akreditasyon Kurumu’nda işe giren gelini ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nda işe başlayan oğlunun hangi kriterlere göre işe alındıkları sorusuna yanıt verirken...)