Ülkede bu kadar ödül enflasyonu varken, neredeyse her üniversite ödül dağıtırken neden kimsenin aklına ABD’de düzenlenen, yılın en başarısızlarının seçildiği Razzie Awards (Altın Ahududu Ödülleri) benzeri bir seçme yapmak gelmiyor.
Fena mı olur? Hem eğleniriz hem de yaratıcı tartışma ortamları açılmış olur.
Efendim affınıza sığınarak, fikirlerine değer verdiğim basından birkaç arkadaşa da danışarak 2007 yılına dair kişisel bir "Altın Ahududu" listesi hazırladım. Tekrar söylüyorum kişisel bir liste, maksat muhabbet olsun.
Anchorman: Mehmet Barlas... Öyle hayattan bezmiş bir halde haberleri sunuyor ki, ATV Ana Haber tarihinde hiçbir zaman rakiplerinin bu kadar gerisinde kalmadı...
Yapımcı: Okan Bayülgen... Şovmenlikteki enerjisini yapımcılığını üstlendiği programlara aktaramadı. Ayşe Özgün’lü "İşte Bu Bizim Hikayemiz" iki hafta, Ata Demirer’li "Hacıyatmaz" ise dokuz hafta sonra yayından kaldırıldı. Korkarım "Gülben Ergen’le Sürpriz"i de aynı tehlike bekliyor.
Dizi: Mahşer... "24’ün yerli versiyonu olarak lanse edildi, dev bir oyuncu kadrosu vardı ama dördüncü bölümde yayından kalktı. Suçlu, reçel kavanozuna bile zoom yapan çılgın kameraman değildi elbet.
Talk Show: "Hacıyatmaz"... Ata Demirer, ne Okan Bayülgen’in istediklerini yapabildi ne de kendi gibi olabildi. Konuklarının yerine şarkı söyleyince, Metin Akpınar taklidi yapınca program yayından kaldırıldı.
Şarkıcı: Tuğba Ekinci... Yine poposuyla ve Hülya Avşar’a attığı laflarla var olmaya çalıştı. Ajdar’ın en büyük rakibi...
Şarkı: "Kondom"... "Tak derim kendine kondom / Kondom, dünyaya kondom / Herkese kondom / Eline, beline, cebine kondom..." Sözlerde gizli bir sürrealizm var ama daha çözen olmadı.
Film: "Anka Kuşu: Bana Sırrını Aç"... Mesut Uçakan, sırrını açtı, "Yerli Matrix’i çektim" dedi ama onun idealler dünyasını anlayan pek çıkmadı.57 salonda vizyona giren filmi sadece 21 bin kişi izledi.
Kadın Oyuncu: Yasemin Kozanoğlu... "Avrupalı"ya yerli güzel kontenjanından girdi ama filmdeki gerçeklik atmosferini bozacak derecede gerçekçiydi. "Benim burada ne işim var" dercesine kameranın önünde sadece durdu.
Bu liste uzar gider... Başta da belirttiğim gibi başarısızlığın da adını koymakta fayda var. Tabii bu ödülleri almaya kaç sanatçı gelir orasını bilmem. Umarım Halle Berry gibi Oscar kazandıktan üç yıl sonra "Catwoman"daki berbat performansı yüzünden En Kötü Oyuncu ödülünü almak için kürsüye çıkacak kadar olgun, eleştiriye açık sanatçılar da vardır ülkemizde.
n "Nasıl bıraktın o mübarek sakalı / Nasıl yıktın Amerika’yı / Usame Baba bize kıyak yapsana / Kadıköy’ü bombalasana."
(Çarşı grubu tezahüratta yaratıcılık konusunda sınırları zorlarken...)
n Muhabir: "Oğlunuz gelse ’Baba, ben gay’im’ dese, ne yapardınız?"
İsmail Hacıoğlu: "Oğlunun kafasındaki baba resmini yıkarsan, tabii ki anneyi örnek alır. Ondan sonra da kadın gibi davranmaya başlar."
n "Bak, kepçe operatörü aranıyormuş. Fuhuş yapacağına kepçe operatörü olsana!"
(Kadir Çelik, programına telefon bağlantısıyla katılan travestiye kariyer planlaması yaparken...)
Tümer, Antalya’da neden yaşlandı
A Milli Futbol Takımı’nın Antalya kampından yansıyan görüntülerde hiç topa vuran bir futbolcu gördünüz mü? Milliler ya barbekü partisindeler, ya ailece pikniği çıkmışlar ya da sponsor firmaların fotoğraf çekimlerinde poz veriyorlar...
Tamam ligler yeni bitti, futbolcular dinleniyor ama muhabir arkadaşlarımız aynı fikirde değil. Futbolcuların yorgunluktan adım atacak halleri kalmamış. Hatta bu durumu ti’ye bile almaya başlamışlar: Kampa geç katılan Tuncay, Tümer’e "Abi yaşlanmışsın sen. Herhalde Yunanistan pek yaramadı sana" demiş. Tümer de "Dün burada olsaydın sen de yaşlanırdın" demiş. Tuncay’ın yanıtı daha ilginç: "Ben niye geç geldim sanıyorsun abi. Fatih Hoca programı geçti." Kamptaki Rock’n Coke havasını özetleyen kare ise Mustafa Erdoğan, Fatih Terim ve futbolcuların barbekü partisindeki çakırkeyif görüntüleri oldu. Fatih Hoca acilen, sponsorların ablukasından kurtulup çalışmalara başlasa iyi olur!
Sezen Aksu’yu övmek
Sezen Aksu’yu o kadar çok seviyoruz ki, sevgimizi ifade ederken ona zarar veriyoruz! Bazen o kadar alakasız bir röportajda Sezen Aksu övgüsüyle karşılaşıyorsunuz ki, bu sizde bıkkınlık duygusu yaratıyor...
Müzik dünyasında şöyle bir gerçek var: Eğer Aksu’dan kazara bir şarkı aldıysanız bu başlı başına bir promosyon malzemesine dönüşüyor. Hele Aksu’nun yanında çalışma fırsatı bulduysanız, tedavülden kalkana kadar pr’ınızı yapıyorsunuz. Çünkü Aksu hakkında konuşmak her zaman haber değeri taşıyor. Örnek çok: Levent Yüksel hálá Aksu’ya aşık. Işın Karaca keza öyle...
Bunları niye mi yazıyorum? Geçtiğimiz hafta bu yersiz övgü korosuna iki isim daha eklendi de ondan. Eylülde albümü çıkacak olan Cihan Okan "Sezen Aksu; evliya olmuş bir kadın. Benim şansıma bakar mısınız?... Sezen Aksu ile 12 senedir çalışıyoruz" diyor.
Albümü haftaya çıkacak olan Murat Evgin ise "3 yaşında Sezen beni dudaklarımdan öpmüş. Hayatıma giren ilk kadın o. Ona platonik aşıktım. ’Seni Uzaktan Sevmeme İzin Ver’ şarkısını onun için yazdım" diyor. Okan Cihan’ın açıklaması Sezen Aksu sevgisine yeni, metafiziksel bir boyut kattı. Evgin’e gelince... Eğer sözlerinde samimiyse ortada psikolojik bir sorun var demektir. Bu duruma canı en çok sıkılanın Sezen Aksu olduğuna eminim. Bu yersiz övgüleri nasıl engeller bilmiyorum ama acilen bir şeyler yapmalı.