PaylaÅŸ
DerneÄŸinin 2. BaÅŸkanı Onur Yıldız, Darwin’in Evrim Teorisi’nin saçmalık olduÄŸunu güzel güzel anlatırken Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Ãœyesi Prof. Dr. Ä°brahim Özkoç araya girmiÅŸ ve "Anlattıklarınız doÄŸruyu yansıtmıyor... Sergiyi önceden gezdim. ÖrneÄŸin, bir leoparın 80 milyon yıllık olduÄŸu belirtilmiÅŸ. Literatüre baktım, ancak bulamadım ve bu tip memelilerin ortaya çıkış tarihi 3 milyon yılı geçmiyor. Nasıl 80 milyon yıl olmuÅŸ, ben bunu anlamış deÄŸilim" demiÅŸ. Â
Ah profesörüm, belki siz bilmiyorsunuzdur... İstanbul Paleontoloji Derneği’nin arkasında Adnan Oktar nam-ı diğer Adnan Hoca var ve bu onun ilk marifeti değil.
Adnan Hoca, Atlas of Creation kitabında kıçında kanca bulunan balık yemini, caddisfly adlı böceğin fosil diye yutturmaya çalışmıştı. Yemi yutmayan ve kendisini ti’ye alan Prof. Richard Dawkins’in de dünyaca ünlü internet sitesini kapattırmıştı.
Gelelim "Yaşayan Fosiller" sergisine... Öyle acayip bir sergi ki bu, Beyoğlu’nda sokak ortasında, İstanbul’un metro duraklarında da sergilendi. Fosillerin yanlarında kimler tarafından, nerede bulunduğu gibi dipnotları yazmıyor. Üstelik Darwin’in sözleri bilinçli bir şekilde çarpıtılıyor.
Daha da kötüsü bilimsel verileri şaibeli bu sergi, okul okul dolaştırılıyor ve kimse ses çıkarmıyor.
3G teknolojisinin en büyük faydası
3G teknolojisi sayesinde artık cep telefonundan görüntülü konuşabilecek, TV izleyebilecek, güvenlik kamerasına bağlanarak evde hırsız var mı yok mu öğreneceğiz... Böyleydi reklam değil mi?
3G ile ilgili çok şey yazılıp çizildi ama bu teknolojinin sağlayacağı en büyük faydadan hálá bahsedilmedi.
Zaten hatırlasalardı şaşardım!
Engelli vatandaşlarımızdan bahsediyorum efendim. 3G teknolojisi sayesinde artık konuşma ve duyma engelliler de cep telefonu kullanabilecek.
Çok yaratıcı reklam yazarlarına duyurulur!
Çapkın erkek engel tanımaz
Fotoğrafın deşifresini geçmeden önce geçmişe dair kısa bir özet: Yaptığı dalış sırasında vurgun yiyen ve boynundan aşağısı felç olan ünlü işadamı Ahmet Bayer, Almanya’da kendisine uygulanan fizik tedavinin ardından "Yakında yürüyeceğim" diyordu. Almanya’daki rehabilitasyon merkezinin bir şubesini Türkiye’de açmayı planlayan Ahmet Bey, eşi Sinem Hanım’la boşanmanın eşiğine gelmişti.
Şimdi bu haftaya dönelim...
Ahmet Bey, geçtiğimiz günlerde çok bildik bir paparazzi haberinin kahramanı oldu. Genç bir kadınla birlikte görüntülendi ve patlayan flaşları arkasından bırakarak Bebek trafiğine daldı.
Ama ne dalış!
Sanki Ahmet Bey’in altında Ferrari var, son sürat trafiğe karışıyor. Fotoğraf gerçekten komik. İlginçtir Ahmet Bey de fotoğrafta gülüyor.
Ne diyelim çapkın erkek, engel tanımaz.
KÄ°M NE DEDÄ°
"Özünde iyi insan ama çok sert özellikleri var. Bana ettiği küfürün sayısını hatırlamıyorum. Birebir de küfür ediyor. Bir gün, maçta oynamamama rağmen beni odasına çağırdı, bir dünya küfür etti. Sadettin Saran ’Başkan yeter, yazıktır’ demesine rağmen ’Sen karışma’ diyerek ona da kızdı. Futbolcular motive olsun istiyor. Ve motivasyonun böyle olacağını zannediyor."
(Fenerbahçe’nin eski futbolcusu Serhat Akın, Aziz Yıldırım’ın motivasyon anlayışını özetlerken)
"Eğer yanıma gelip ’İyi ki doğdun Aguş’um’ derse, bin dönümlük erikliğimi ona bağışlarım."
(Bugüne kadar doğum gününü kutlamadığını söyleyen 99 yaşındaki Aguş Sessiz, doğum gününde Sibel Can’ı görmek istediğini belirtirken...)
Rupert Murdoch: Gazetenin en önemli varlık sebebinin ’okuyucusu ile bağı olduğu’ gerçeğini unutan editörlerin, muhabirlerin ve patronların modası geçiyor. Editörler yarı-tanrı gibiydi. Bir grup editör, bir şeyin haber olup olamayacağına karar verebiliyordu. Yaşadığımız değişimle bu editörler artık eski gücünü kaybediyor. Online dünya sayesinde okuyucular istedikleri tüm bilgiye ulaşabiliyor.
PaylaÅŸ