Paylaş
ELLİLİ yıllarda dedeleri girişimin ilk adımlarını, değirmenlerde buğdayı öğüterek elde ettikleri unu satarak atar. Unun önce Afyon, ardından Konya’da başlayan yolculuğu, 1991’de hiç akılda olmayan İzmir’de devam eder. Hem anne, hem de baba tarafından uncu ailenin ferdi olan Haluk Tezcan, merhum Yüksel Tezcan ile adım attığı sektörde bugün babasından aldığı bayrağı daha da yukarı taşımak için mücadele veriyor. 2005’te Tezcan Un’u dünyaya açan Haluk Tezcan, sanayi tipi üretimin yanına ev tipini de ekledi. ‘Egem’ markasıyla şubat ayında market raflarında yerini alan Haluk Tezcan’ın gündeminde hem inşaat, hem de soğuk hava alanında ses getiren projeler bulunuyor. Unlu mamuller sektörünün tanıtımı ve bilinçli tüketim için de emek veren Haluk Tezcan, önümüzdeki süreçte sembolik ‘ekmek kafe’ler açmayı hedefliyor.
Değirmencilikten gelen başarı
Çocukluk yıllarında un sektörüyle haşır neşir olan Tezcan Un Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan’la şirketin dünü, bugünü ve yarınını konuştuk. 3’üncü kuşak temsilcisi Haluk Tezcan, hem anne, hem de baba dedesi 1950’li yıllarda geçimini değirmencilikten sağlayan bir ailenin üyesi. Tezcan, o süreci şöyle özetledi:
“Baba dedem Afyon’da, anne dedem ise Isparta’da değirmencilik yaparmış. Daha sonra baba dedem, Atatürk’ün silah arkadaşlarından biriyle Afyon’da o dönemin ilk sanayi tipi un fabrikasını kurmuş. Ancak daha sonra dedem bu ortaklıktan ayrılarak o dönem belediyeye ait atıl durumdaki un tesisini kurma yoluna gitmiş. Bir süre sonra da kendi tesisinde üretim yapmak için iki oğluyla rotalarını Konya’ya çevirir. Burada kurulan fabrikada un üretilir. Daha sonra ise amcam ve kuzenimizle Konya’daki ortaklığımızı sonlandırma kararı aldık. Amcam büyük olduğu için Konya tesisini almak istedi.”
İzmir akılda yoktu
Baba merhum Yüksel Tezcan’ın İstanbul hayranı olması nedeniyle yeni yatırım için bu bölgeye ağırlık verdiklerini anlatan Haluk Tezcan, ancak burada üretimde su sıkıntısını fark ettiklerini belirterek, “Bir dostumuzun önerisiyle o dönem Bornova’da satılık olan bir un fabrikasını görmeye geldik. Ve hiç aklımızda yokken 1991’de İzmir’de yatırım kararı aldık. Tezcan Un’u kurduk. Tabii zamanla Bornova fabrikası kentin içinde kalınca, 1999’da Menemen’de yeni bir fabrika kurma kararı aldık. Bugün hem Türkiye’de, hem de yurt dışında birçok noktaya ürün gönderiyoruz. Ben çocukluk yıllarından itibaren işin içindeyim. Babamın tek oğlu olduğum için işin devamı adına yaz tatillerim fabrikada geçti. Üniversitenin ardından da resmen çalışma hayatına adım attım. Babam gibi oğlumu bu işe kanalize ettim. O da bugün 4’üncü kuşak olarak şirkette çalışıyor.”
EV HANIMLARIYLA TANIŞTI
Tezcan Un olarak yıllardır endüstriyel pazarın taleplerine cevap verdiklerini ifade eden Haluk Tezcan, bir dönem bir firma için paket un ürettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Marka bir süre sonra bu ürünü üretmeme kararı aldı. Bizim sanayi tipi un sektöründe önemli yerimiz var. Zamanla ev tipine de girme ihtiyacı belirdi. Geçmişte deneyimimiz de olduğu için ev hanımlarıyla tanışmak adına paketli ürün grubuna girme kararı aldık. Bunun için Turgutlu’da atıl duran bir tesisi satın aldık. Ve 20 milyon liraya yakın yatırım yaptık. Ve Egem markasıyla da şubat ayında market raflarında yerimizi aldık. Çeşitli zincir marketleriyle de görüşüyoruz. Şu anda ev tipi un sektöründe 6-7 aktör var. Egem olarak 5 yıl içinde bu pazarın lideri olmak gibi hedefimiz var. Şu anda günde günlük 250 ton un üretim
kapasitemiz bulunuyor.”
DJİBOUTİ’EN KORE’YE
Üretimin bir kısmını ihraç ettiklerini dile getiren Haluk Tezcan, “Yaklaşık 38 ülkeye ihracatımız var. Tayland, Kore, Filipinler, Endonezya, İsrail, Zimbabve, Kenya, Djibouti, Haiti bunlardan bazıları. Ayrıca BM’lerin tedarikçisiyiz. Geçtiğimiz yıl 18 milyon dolarlık ihracat yaptık. Bu yıl ise yüzde 10’luk bir büyüme bekliyoruz” bilgisini verdi.
BAYRAKLI’YA SİMGE YAPI
Unun yanı sıra inşaat ve soğuk havacılık sektörülerinde de faaliyet gösteren Haluk Tezcan, bu alandaki çalışmalarını şöyle aktardı:
“1997’den beri inşaat işi de yapıyoruz. Konut, iş merkezi ve otel gibi çeşitli projelere imza attık. Bu işin başında mimar olan kızım var. Burada da büyük hedeflerimiz var. Şu anda yeni kent merkezi olarak söyleyen Bayraklı’da 3 arsamız var. Buradaki mevzuatlarla ilgili sıkıntıları aşarsak kente simge yapılar kazandırmak için düğmeye basacağız. Bizim gibi birçok yatırımcı bu sorunun aşılmasını bekliyor.”
SOĞUK HAVANIN AVM’Sİ
Bornova’daki fabrikalarında soğuk hava deposu kurduklarını aktaran Haluk Tezcan, bu alanda yeni yatırımlarının bulunduğunu söylüyor:
“Pınarbaş’ında yeni bir soğuk hava deposu kuruyoruz. Bu biraz alışılmış yapılardan farklı olacak. AVM gibi bir mantıkla bu yatırımı hayata geçireceğiz. Önümüzdeki yıl tamamlanacak soğuk hava deposu için 20 milyon liralık yatırım yapacağız. Çağın ihtiyaçlarına hızlı cevap veren örnek bir merkez olacak.”
BİR GÜNLÜK İSRAFIN ANLAMI ÇOK BÜYÜK
Haluk Tezcan, ekmek israfı konusunda da yoğun mücadele veriyor. Bakanlığın çalışmalarının yanı sıra Haluk Tezcan, özellikle çocuklara okullarda ekmek israfı yapmamaları adına bilgilendirme toplantıları organize ediyor. Tezcan, “Bugün üretimde yaşanan israfla Manisa’nın bir günlük ekmek ihtiyacı giderilebilir. Aynı şekilde bir günlük israf, ihracatımız kadar unun çöpe gitmesi gibi bir anlam taşıyor” dedi.
KISA KISA
* Bugün Tezcan Un’un Menemen’de iki, Turgutlu’da bir tesisi bulunuyor. Turgutlu tesisi Egem markası için üretim yapıyor. Menemen’deki tesislerin biri de miks un hazırlıyor.
* Haluk Tezcan, son yıllarda ekmek tüketimindeki değişime dikkat çekiyor, “Hala beyaz ekmek ilk sırada ama yeni ürünler de var. Burada ilk sırada tam buğday ilk sırada” dedi.
*Bir yandan kendi markasını geliştirmek için yoğun mesai harcayan Haluk Tezcan öte yandan İzmir’in de adını duyurmak için mücadele veriyor. İzmirli’nin İzmir markalarına sahip çıkmak gerektiğini savunuyor.
* Unlu mamuller sektörünün tanıtımı için de çaba gösteren Haluk Tezcan’ın, hem markanın tanıtımı, hem de sektörünü gelişimi için sembolik ‘ekmek kafeler’ kurma gibi bir düşüncesi bulunuyor.
* Tezcan Un’un yaklaşık 40 yakın ürün çeşidi bulunuyor.
Paylaş