Paylaş
Liste çok uzun... Gıda sektöründe 46 yıllık tecrübesi olan Mehmet Akbalık, 2015’te de daha önce adını dahi hiç duymadığı waffle için fabrika kurdu. Mehmet Akbalık, kendisi gibi mücadele dolu bir yaşamdan gelen Yaşar Üre ile ortak Akhisar’da Belçika usulü waffle üretiyor. Bu yıl ürün çeşidini artırarak zincir marketlerde yerini almayı hedefleyen iki ortağın gündeminde ihracat ile farklı ürün planları da var.
MEHMET Akbalık, imkanların kısıtlı olmasına, sıkıntılara, umutsuzluklara rağmen yılmayanlardan. Birçok iş yapan, tesisler kuran, üreten Mehmet Akbalık, emeklilik yerine bugün 5’inci fabrikasında farklı bir işe soyundu. Yanına da onu gibi müteşebbis ruha sahip Yaşar Üre’yi alan TBG Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akbalık ile ilginç ve macera dolu girişimcilik öyküsünü konuştuk.
Sermayeyi kediler yedi
Akhisar Gölmarmara’da geçimini tarım sağlayan bir ailenin ferdi olan Mehmet Akbalık, daha çocukluk yıllarında kendini hayatın içine atanlardan. Akbalık, o süreci şöyle aktardı: “İlkokula kadar okudum. Gölmarmara’dan at arabasına karpuzları yükleyip Akhisar’da sattım. Tütün kırdım. Simit, domates, balık sattım. Gerçi balıkların çoğunu kediler yedi, ama onu da yaptım. Hep mücadele ettim. Bu askere kadar böyle devam etti. Asker dönüşü ise Akhisar’da imkanlar kısıtlı olduğu için İstanbul’daki akrabalarımın yanına gittim.”
Koli koli sakız
Girişimciliğin temellerini Akhisar’da birçok iş yaparak atan Mehmet Akbalık, 70’de geldiği İstanbul’da da boş durmaz. Bir süre işportacılık yapan Akbalık, daha sonra evde yaptıkları limon tuzu gibi baharatları işportacı ve bakkallara vermeye başlar. Öykünün devamını Mehmet Akbalık, şöyle anlattı:
“Paramız yok. Bir süre sonra toptancılara da mal vermeye başladık. Tabii para yerine sakız, tarak, jilet gibi farklı ürünler veriyorlardı. Biz de onları satıp, yeni ürün alıyorduk. Takas sistemiyle çarkı çevirmeye çalıştık. Yoğun çalışma temposuyla işleri büyüttük. Ve gıda toptancısı olduk. 1985’e kadar gıda toptancısı olarak çalıştık. Ve daha sonra küçük küçük şekerleme üretimine yöneldik. Orada da ilk ürünümüz emzik şeker oldu. Oyuncaklı ürünler yaptık. Bir kutu içine sakız, maket uçak ya da araba koyduk. Bunun için İtalya’dan kalıplar getirdim. Çok iyi paralar kazandık. Sakız üretmeye başladık. O dönem Cindy yeni çıkmıştı. Bende gidip onların lisansını alıp sakız ürettim. Cindy bebeklerin resimlerini koyduk. 51’i tamamlayana bir bebek dedik. Ve ortalık yıkıldı. Yurtdışından bile koli koli sakız almaya gelenler oldu. İhracat yaptık. Bu tip birçok oyuncağın lisansını aldım. Romanya’ya fabrika kurduk. Lolipop, bonbon şekeri ürettik. Akaş Gıda olarak bunları yaptım. İstanbul’daki tesis organize sanayi bölgesinin içerisinde olmadığı için sürekli ruhsat sorunu çıkıyordu. Önce Akhisar’a ikinci bir tesis kurduk. Daha sonra ise tamamen buraya taşındık. 2010’da Kervan Gıda ile ortak olduk. 2015’de ise şirketi tamamen onlara satarak, o maceramı da sonlandırmış oydum.”
NE ADINI DUYDU NE DE YEDİ
Yıllarca üretimin içinde olan, fabrikalar kuran, ihracat yapan Mehmet Akbalık, Akaş’ı sattıktan sonra boş duramaz. Almanya’da katıldığı bir fuarda tanıştığı Yaşar Üre ile yeni bir girişimi hayata geçirir. “Ben hayatımda ne waffle yedim, ne de adını duydum” diyen Mehmet Akbalık, 2015’te Akhisar Organize Sanayi Bölgesi’nde adını bile duymadığı waffle için 3 milyon euro yatırım yapar. Akbalık, “6 ay içinde fabrikayı bitirdik. Yıl sonunda deneme üretimleri başladı. Ve bu yıl da seri üretime geçtik. Bunu Türkiye’de ilk yapan biz olduk. Şu an belirli noktalarda varız. Yakında zincir marketlerde de yerimizi alacağız” diyerek geldikleri noktayı aktardı.
ÇOCUKLUK ANISI WAFFLE İLE HAYAT BULDU
1977’de Samsun’dan işçi bir ailenin çocuğu olarak Almanya’ya giden Yaşar Üre de, elektronik üzerine eğitim almış biri. 11 yaşında adım attığı Almanya’da uzun yıllar bu alanda çalışan Yaşar Üre, 1997’de tesadüf eseri Almanya’da bir fuarda tanıştığı Mehmet Akbalık ile birlikte gıda sektörüne yöneldiğini aktararak, “O tarihten sonra gıda alanında Türk firmalara danışmanlık yaptım. Tabii daha sora aralarından Mehmet Akbalık’ın da olduğu birçok firmanın Almanya bayiliğini aldım. Ama aklımda hep farklı bir şey vardı. 90’lı yıllarda Belçika’da yediğim ve beni çocukluğumdaki üzerine şeker tozu serpiştirilen yağlı ekmeğe götüren waffle, yeni bir kapı açtı bana. Yemekten büyük keyif aldığım waffleı, Belçika’da bir firmaya ürettirmeye başladım. Ama daha sonra Mehmet Akbalık ile bunu Türkiye’de yapma fikri ortaya çıktı. O fabrikanın bütün ekipmanlarını alarak Akhisar’a getirdik” diyerek waffle üretiminin ortaya çıkış öyküsünü paylaştı.
Yaşar Üre, şu an biri sade biri de çikolatalı iki tür waffle ürettiklerini söyleyerek, “Hedefimiz bunu 20’ye çıkarmak. Üzümlü, kayısı, incirli, vişneli gibi wafflelarımız geliyor. Günlük 50 bin adetlik bir üretim kapasitemiz var. Biz tamamen Belçika usulü waffle yapıyoruz. Hedefimizde de ihracat var. Bugün Belçika’dan dünyanın dört bir yanına ürün gidiyor. Burada bizde olacağız. Ayrıca unlu mamullerle ilgili de farklı planlarımız var” diyerek hedeflerini aktardı.
Kısa kısa
* Yaşar Üre, Türkiye’de simit ne anlama geliyorsa, Belçika’da da waffleın aynı manaya geldiğini paylaştı.
* Mehmet Akbalık, insanların evlerinde kendi arzu ettikleri şekilde tüketecekleri bir ürün yaptıklarını söylüyor.
* Yaşar Üre, hedef kitlelerinin ağırlıklı gençler olduğunu paylaştı.
* Yaşar Üre, Belçika asıllı bir hamur işi tatlısı olan waffle efsanelere göre 18. yüzyıldan beri dünyayı kasıp kavurduğunu aktardı.
Paylaş