Paylaş
Hayalinde ise rafineride çalışmak vardır, ama o yıllarda kamu kuruluşlarının eleman alımını durdurmasıyla işsiz kalır. Ayhan Seyfeli de tekstil sektörüne yönelir. Aydın’da çalıştığı firma bir süre sonra küçük gelince Ayhan Seyfeli, tüm olumsuz söylemlere rağmen İstanbul’un yolunu tutar. Ayhan Seyfeli, profesyonel iş yaşamında ‘hem kadın hem de taşralı’ diye zorluklar yaşasa da pes etmez, ihracat sorumluluğuna kadar yükselir. Avrupalıların tekstilde rotasını Uzakdoğu’ya çevirmesiyle yine işsiz kalan Ayhan Seyfeli, bu kez 1997’de kendi şirketini kurar. Organik ürünlere odaklanan Ayhan Seyfeli, bugün İzmir’den birçok Avrupa ülkesine ihracat yapıyor. Ayhan Seyfeli’nin, şimdi de kendi markasıyla iç piyasada mağazalaşma planları var.
AYHAN Seyfeli... Hayatının her 10 yılında yaşadığı işsizlik krizlerine rağmen mücadeleci kişiliğiyle ayakta kalan bir isim. Bu süreçte edindiği deneyimlerle de basamakları temkinli çıkarak başarıyı yakalamış bir kadın girişimci. Seyfeli Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Seyfeli, hem girişimciliğini hem de geleceğe dair planlarını anlattı. 1958 Ankara doğumlu olan Ayhan Seyfeli, hikayesinin devamını şöyle paylaştı:
MAHALLELİYE SIVI SABUN
“Babam memurdu. Memur maaşıyla üç çocuk okuturken, yaşadığı sıkıntılara da tanıklık ettim. Öyle olunca da içten içe ‘ben memur olmayacağım, bir gün kendi işimi yapacağım’ diye iç geçiriyordum. Bir süre sonra Ankara’dan Aydın’a taşındık. Ortaokul ve liseyi bu kentte okuduktan sonra üniversite için tekrar Ankara’nın yolunu tuttum. 1975’te Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği’ni kazandım. Siyasi karışıklıklar nedeniyle o yıllarda üniversite okumak çok zordu. İlk girişimcilik adımımı da aslında o yıllarda attım. Arkadaşlarla birlikte sıvı sabun ürettik. Ve ‘herkes memleketinde bunları satsın’ dedik. Ben de Aydın’da kolu komşuya litre litre sıvı sabun sattım, ama arkasını getiremedim. Hem hammadde alacak param hem de üretecek yerim yoktu. Babamın, ‘Bırak bu işleri. Elindekini sat, bir daha da karışma’ sözü bu serüvene noktayı koymama neden oldu.”
TÜM OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN
Ayhan Seyfeli, 1980’de üniversitenin ardından kamuda özellikle de rafineride çalışma planları yapar. Ama o yıllarda kamu kuruluşlarına eleman alımının durdurulması Ayhan Seyfeli’nin tüm planlarını altüst eder. Yönünü özel sektöre çeviren Ayhan Seyfeli, “Aydın Nazilli’de bir tekstil fabrikasında işe girdim. Laboratuvarda kimyasal ve boyaların analizini yaptım, boya konusunda reçeteler yazdım. Üç yılın ardından da bu iş bana küçük gelmeye başladı. Artık İstanbul’a gitmem gerektiğini düşündüm. Tabii, 80’lerde bir genç kadının taşradan İstanbul’a gitmesi, başta ailem olmak üzere çevremde olumsuz karşılandı. Ama ben bunu yaptım. Bir kumaş fabrikasında çalışmaya başladım. Burada da mühendis olsanız bile ‘hem kadın hem de taşralı’ mantığıyla işler pek de kolay olmadı. Bir süre sonra ise çalıştığım firma krize girdi, benimle birlikte onlarca mühendisin işine son verildi. Yine işsiz kaldım. Türkiye’nin ihracatı öğrenmeye başladığı dönemlerde yolum bu kez bir Alman firmasıyla kesişti” diyerek onlardan da kaliteli üretim anlayışını ve çalışma disiplinini öğrendiğini paylaştı.
KÜÇÜK BİR ATÖLYEDE BAŞLADI
Alman firmasında kazandığı güven ve başarıdan dolayı İzmir ofisinin başına yönetici olarak atanan Ayhan Seyfeli, şöyle devam etti: “90’larda başlayan krizlerle birlikte Avrupalı firmalar yönünü bu kez Uzakdoğu’ya çevirmeye başladı. Ve bizim Alman firması da Türkiye’den çekilince ben yine işsiz kaldım. Aslında hayatımın her 10 yılında bir yaşadığım bu işsizlik krizi benim sıçrama tahtam oldu. Bu kez 1997’de ‘artık kendi şirketimi kurmalıyım’ dedim ve İzmir’de Seyfeli Tekstil’in küçük bir ofiste faaliyetine başladık. Önce Almanlara erkek çocuk gömleği dikip gönderdim. 10 yıla yakın bu devam etti. Daha sonra ise organik tekstile yöneldik. Organik bebek ürünleriyle başladık. Çamdibi’nde küçük bir ofiste başlayan maceramız, bugün Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi’nde bir fabrikaya dönüştü. Avrupa’da birçok önemli markaya, başta organik tekstil olmak üzere üretim yapan bir firmaya dönüştük.”
MAĞAZALAŞMA HAMLESİ
AYHAN Seyfeli, üretimin tamamını ihraç ettiklerini belirterek, “Burada birçok ünlü marka için üretim yapıyoruz. Ama artık kendi markamızla da yürüyeceğiz. Organik tekstil konusunda markalaşma hamlesi başlattık. Organic Republic. Bunu da mağazalaşmayla desteklemek istiyoruz. Şu an iç piyasayla sadece fabrika satış mağazamızla çalışıyoruz. Hedefimiz önce Türkiye’de mağazalaşarak kendi markamızla gücümüze güç katmak istiyoruz” diyerek gelecek planlarını paylaştı.
MODA VE FİYAT BASKISI
ÜRETİMİNDE doğaya zarar vermeyen, insan sağlığına da başta kanserojen etki olmak üzere hiçbir olumsuzluk yaratmayan, geri dönüşümü olan ürünlere organik hazır giyim ürünleri dendiğini hatırlatan Ayhan Seyfeli, “Ciltle teması olan hazır giyim ürünleri eğer organik değilse ve üretiminde insan sağlığına zararlı kimyasallar kullanılırsa, cildin gözenekleri içinden ter yoluyla kana karışıyor. Bu kimyasallar, kanserojen etki yaparak, zamanla kansere neden oluyor. Bu nedenle organik hazır giyim ürünlerine talep, dünyada hızla artıyor. Ama Türkiye’de ise bu bilinç henüz oluşmadı. Türkiye’de tekstil moda ve fiyat endeksine bağlı gelişiyor. Bugün biz her ürettiğimiz için organik sertifika çıkararak yol alıyoruz” bilgisini aktardı.
KISA KISA
* Ayhan Seyfeli, aylık beş bin parçayla başlayan üretim serüveninin bugün 50 binlere çıktığını dile getirerek, “Ciromuz ise 500 bin eurolardan 10 milyona ulaştı” diyerek yakaladıkları başarının rakamlara da yansıdığını söyledi.
Paylaş