Paylaş
Türkiye’ye döndüğünde de orkinos yetiştirme kararı alır. Çanakkale Boğaz Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinde iken kendi isteğiyle emekli olur. Ve Nedim Anbar, 2002’de 7 ortakla Akua-Dem’i kurar. Bugün ise 4 ortakla Akua Group olarak Nedim Anbar, Japonya başta olmak üzere, Çin, Amerika ve bazı Avrupa ülkelerine orkinos ihraç ediyor. Denizlerin hızlı çocuğu orkinosla her yıl Türkiye’ye milyonlarca dolar kazandırıyor.
NEDİM Anbar... Hem asker hem de girişimci olarak önemli ve zor işlerin altında imzası olan biri. Daha düne kadar Türkiye’nin, hatta dünyanın da pek az bildiği orkinos yetiştiriciliği konusunda elini taşın altına koyanlardan. İzmirli Akua Group ortaklarından Nedim Anbar ile hem girişimcilik serüveni, hem zorluklarla dolu orkinos sektörünü, hem de gelecek planlarını konuştuk. Memur bir babanın çocuğu olan Nedim Anbar’ın ilk girişimcilik serüveni aslında ilkokul yıllarında başlıyor. Nedim Anbar, o dönemi şöyle anlattı:
İLK ADIM GAZOZ SATIŞINDAN
“Babamın memuriyeti nedeniyle bulunduğumuz Elazığ’daki gazoz fabrikasından gazoz, buz fabrikasından da buz alıyordum. Sonra buzların içinde bekleyen gazozları satıyordum. O yıllarda bol harçlığımız yoktu. Hem yaz tatilini boş geçmemek hem de harçlığımı çıkarmak adına böyle bir yol izledim. Daha sonra ise askeri liseyi kazandım. 1975’te Deniz Harp Okulu’ndan, 1984’te ise Harp Akademileri’nden mezun oldum. Denizde ve karada yaptığı görevlerden sonra 1996’da da iki yıllık Tokyo Askeri Ataşeliği görevim başladı. Sorumluluklarım arasında Oshima Adası’nda bulunan Ertuğrul Şehitliği de vardı.”
GİRİŞİMCİ ÜNİFORMASINI GİYDİ
Nedim Anbar, Ertuğrul Şehitliği’ne ziyaret sırasında üniversitenin çalışması olan kafeslerdeki orkinoslarla karşılaşır. İşte girişimin fitilinin ateşlendiği an ve yer de tam orası olur. Nedim Anbar, hikayenin devamını şöyle aktardı:
“Orkinoslar çok ilgimi çekti. Ataşelik görevim sırasında orkinos geliştirme yöntemlerini ve pazarlamasını yakından inceledim. O sırada dünyada sadece Hırvatistan’da bunun yetiştiriciliğinin yapıldığını öğrendim. Artık Türkiye’ye döndüğümde ayrılıp, bu işe odaklanmayı kafama koymuştum. 1999’da Çanakkale Boğaz Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinde iken kendi isteğimle emekli oldum. Ve hemen orkinos yetiştiriciliği için kolları sıvadım. Bu sırada İspanya ve Tunus’ta da çiftlikler kurulmuştu. İş kurmak için sağa sola gittim. Yatırımcıların kapısını çaldım. Ama sonuç alamadım. Benim öyle büyük sermayem yoktu. Girişimlerim sürerken bir yandan da yat kaptanlığı yapıyordum. Bu sürede askeriyeden benim gibi ayrılan arkadaşım Hasan Şerefoğlu’ndan (eski ortaklardan) bir tek teklif geldi. Çalışmalar başladı. Ve 7 ortakla Akua-Dem 2002’de kuruldu. 2003’te kafeslere balıklar girdi ve ilk ihracat yapıldı. Aradan geçen zaman içinde ortak sayısı 4 oldu. Bugün Akua Group olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.”
MİŞLE MUŞLA YOL ALINMAZ
NEDİM Anbar, 2 binli yılların başında Türkiye’de orkinos yetiştiriciliği üzerine çiftlik kurma sürecinin de hayli zorlu aşamadan geçtiğini hatırlatarak, “Sektörü anlattık. Çok sıkıntı yaşandı. Birçok kurumdan onay almak gerekti. Hatta gerekli olan imzaların sayısı 85’i bulunca saymayı bıraktım. Ana problemlerden bir tanesi de çevre adını kullanıp ama çevreci olmayanların tepkileriydi. Bu anlamda sayılı çevrecilerden biri olan Güven İslamoğlu hem bizi dinledi hem de karşı tarafı. Yorumu da halka bıraktı. Biz her şeyi bilimsel normlar seviyesinde yapıyoruz. Hatta yükümlülüğümüz olmamasına rağmen ilk başta Ege Üniversitesi’nin kapısını çaldık ve ‘bizi denetleyin’ dedik. Mutlaka çevreye bir etki vardır. Önemli olan bunun bilimin kabul ettiği sınırlar içinde olması. 3 yıl bizi incelediler, analizler aldılar. Ve o aşamada hem bizim hem onların doğru bildiği bir yanlış ortaya çıktı. Hasat sırasında kan denize boşaltılıyordu. Bunun çevreye bir süre sonra zarar vereceği ortaya çıktı. Ve biz teknelerimizin etrafını kapatıp, kan tankı koyduk. Sorunu çözdük. Miş muş ile yol alınmaz” diyerek çevre hassasiyetini dile getirdi.
SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ GİBİ
ORKİNOS yetiştiriciliği tam bir kültür balıkçılığı değil. Uluslararası Ton Balıklarını Koruma Komisyonu’nun (ICCAT) ülkelere verdiği kotaya göre 1 ay süren avlanma süreci olduğunu belirten Nedim Anbar, “ICCAT’ın denetiminde avlanma yapılır. Örneğin bir orkinos için alt limit 30 kilo. Ve avlanmanın her aşaması kayıt altına alınıyor. Yakalanan balıklar saate 1 mil hızla ilerleyen teknelerle çiftliklere getirilir. Biz burada 6-7 ay orkinosları balıkla besleriz. Başka yem kullanılmaz. İşimiz sığır yetiştiriciliği gibi. Belli bir büyüklüğe de ulaştığında orkinos hasat edilir ve ihracatı yapılır. Larvadan büyütmeyle ilgili Japonya’da çalışmalar var, ama bu çok maliyetli. Bir de lezzet farkı var. Doğadan yakalanıp beslenenin lezzeti farklı oluyor” bilgisini paylaştı.
SADECE TÜRKİYE
KARASULARINDA YOKUZ
NEDİM Anbar, Akua Group olarak sadece Türkiye’ye yatırım yapmadıklarını söyledi. Kimi zaman mevzuatlara kızdığı için kimi zamanda fırsatları değerlendirmek adına yurtdışında da önemli yatırımlara imza atan Nedim Anbar, “2007-2008’de Türkiye’deki mevzuatların ağırlığı nedeniyle rotayı İtalya’ya çevirdik. Yatırım yaptık. Orada mevzuat anlamında bir sıkıntı yoktu, ama yerel aktörlerin baskıları nedeniyle o yatırımı dondurduk. Aynı şekilde Yunanistan’da da avcılık odaklı bir yatırım yaptık. Ama onlarla ortaklık zor. O yatırımı da sonlandırdık. Şu an Fas’ta bir yatırımız var. Orada da gemiler Fas’ın kotasını kullanarak orkinos avlıyoruz. Sonra Türkiye’ye ihraç ediyoruz. Orkinos dışında bir teknemiz de farklı balıklar avlayıp yeni birçok ülkeye ihraç ediyoruz. Bu kapsamda yine avcılık yapan bir teknemiz de Moritanya’da balık avlıyor” diyerek yurtdışı yatırımları hakkında bilgi verdi.
CENTİLMEN ORTAKLAR
NEDİM Anbar, ilk günden beri işlerini, aslında Ege’nin pek alışık olmadığı ortaklık kültürüyle büyütüyor. 7 ortakla başladığı orkinos yetiştiriciliğinde bir süre sonra bu sayı 9’a çıkmış. Bugün 4 ortaklı bir yapıyla yoluna devam eden Nedim Anbar, “Ortaklık ciddi iş” diyerek şöyle devam etti:
“En başından bir kural konuldu. Her ortağın bir sorumluluk alanı var. Görev alanı belli. Ve bir yıl boyunca kimse kimsenin sorumluluk alanına müdahale etmez. Sadece tavsiye niyetinde bilgilendirmeler olabilir. Yıl sonunda oturulur. Sorumlu olunan alanlarda alınan kararlar sonucu oluşan bir zarar varsa o ortağa hesap sorulur. Ve helalleşilir, bir daha o konu açılmaz. 14 yıldır bu ruhla sorunsuz şekilde yolumuza devam ediyoruz. Aramızda güzel bir centilmenlik var. İdari konular, devletle ilişkiler, oda-borsa-dernekler, STK’lar ve Fas’taki faaliyetlerden ben sorumluyum.”
ALICI GIRTLAĞIMIZI
SIKMASIN DİYE YENİ PAZAR
ORKİNOSUN malum suşiden dolayı ana pazarı Japonya... Orkinosların yüzde 90’nın suşi ve saşimi yapımında kullanıldığına dikkat çeken Nedim Anbar, son dönemde Japonya dışında da yeni pazarların geliştiğini söylüyor. Anbar, “Şu an Amerika pazarı büyüyor. Buraya ihracata başladık. Aynı şekilde Çin’de de pazar açıldı. Burada da yerimizi aldık. Avrupa’ya ihracatımız başladı. İngiltere ve Almanya gibi ülkeler var. Pazar tek olunca alıcı sizi gırtlağınızdan yakalıyor. Onun için elimizi güçlendirmek adına pazarı çeşitlendirmeye başladık ve devam edecek” diyor.
KISA KISA
* Nedim Anbar, bugüne kadar çiftlikte büyüyüp ihraç ettikleri en büyük orkinosun 650 kilo olduğunu paylaştı.
* Orkinosun fiyatı kilosuyla orantılı. Ne kadar büyükse bir balık o kadar iyi para ediyor.
* Orkinos ile her yıl Türkiye’ye 75-80 milyon dolarlık döviz kazandırıldığını aktaran Nedim Anbar, Akdeniz’de ise sektörün ekonomik büyüklüğünün 1 milyar doları bulduğunu söylüyor.
* Nedim Anbar, Türkiye’de orkinos yetiştiriciliği yapan 5 kurumun olduğu söylüyor.
* Nedim Anbar, Akua Group’un bin 600 ton kapasitesi olduğunu belirterek, geçen yıl 500 ton civarında ihracat yaptıklarını söyledi, “Bu yıl da 600-650 ton ihracatımız olacak” bilgisini verdi.
Paylaş