Paylaş
Buradan kazandığı parayla da zeytinyağı sektörüne yatırım yapar. Sedat Kiracı, bugün As Gümrük, Taş Yapı ve Aspirina Gıda ile yoluna devam ediyor. Taş Yapı ile eski yapıları restore ederek yeni değerler yaratan Kiracı, bir dönem okul, ardından da zeytinyağı fabrikası olarak kullanılan atıl yapıdan yarattığı eserde ise otel ya da sağlık merkezi kurmayı hedefliyor.
SEDAT Kiracı... Kimi zaman tesadüf, kimi zaman ise yanlış rota sonucu tanıştığı sektörlerde başarıyı elde etmiş bir girişimci. Bugün her birinin ilginç öyküsü olan üç farklı kulvarda yoluna devam ediyor. As Gümrük, Taş Yapı ve Aspirina Gıda’nın kurucularından Sedat Kiracı ile hem girişimcilik serüvenini hem de gelecek planlarını konuştuk. Asker babanın üç çocuğundan biri olan Sedat Kiracı, yeri gelmiş gazoz kapağı da satmış, şans talih kader kısmet de... Yaz tatillerinde de hep çalıştığını söyleyen Kiracı, ayakkabıcı, fotoğrafçı, bakkal gibi birçok alanda itiraz etmeden çalıştığını paylaşarak, öykünün devamını şöyle aktarıyor:
TERCİHİ YOLDA DEĞİŞTİ
“Esnaflığı, piyasayı tanımak ve öğrenmek bana ilginç geliyordu. Babam hep okumamı istiyordu. Ben ise ortaokulda çok da başarılı bir öğrenci değildim. Lisede ise o dönem yeni kurulan Eşrefpaşa Lisesi’ne kaydoldum. Öğretmen eksiği de vardı. Pek okumak istemiyordum. Eğitim sistemini kendime uyduramadım. İkinci sınıfta kaldım. Babam da, ‘Senin okumaya niyetin yok. O zaman çalışmaya’ dedi. Ve İzmir Konak’ta ticaretle uğraşan bir tanıdığına yönlendirdi. İş görüşmesine giderken yolda karşılaştığım gümrük komisyoncusunda çalışan arkadaşım, patronunun da eleman aradığını söyledi. Çevremde iki arkadaşımın bu alanda iş yapması nedeniyle tercihimi gümrük komisyoncusundan yana kullanıp, rotayı değiştirdim. Ve gümrük komisyoncusunun yanında çırak olarak işe girdim.”
HAYALİ KUAFÖRLÜKTÜ AMA...
Hayalindeki meslek kadın kuaförlüğü olan, ancak kariyerine başka bir meslekte yön veren Sedat Kiracı, “Aktif bir iş olduğu için zamanla gümrük komisyonculuğundan da büyük keyif almaya başladım. Limana girdiğimde koca koca gemiler bana ilginç geldi. Hatta bu gemilerde tayfa olmak istedim, ama annem karşı çıkınca olmadı. Gümrük komisyonculuğu konusunda zamanla farklı şirketlerde deneyim kazandım. Ve en son çalıştığım şirkette bir firma sahibi, bana iş teklif etti. Ben de bu teklifi mevcut patronumun yerinden değerlendirdim. Adıma 1975’te ilk şirket kuruldu. Ama ben çalışan olmaya devam ettim. Asker dönüşü ise oradan ayrılarak ortaklı bir yapıyla yeni bir şirket kurdum. Ortağım finans işine girince yollar ayrıldı. Yeni bir şirket daha kurdum. Ancak lise terk olduğum için bir süre sonra gümrük müşavirliğinde ana karne alma konusunda sıkıntı çıktı. O dönem bu sorunu şirkete ortak alarak çözdüm ve As Gümrük kuruldu. O günden bu yana da butik bir anlayışla hizmet vermeye devam ediyoruz” diyerek gümrük müşavirliği alanında geldiği noktayı paylaştı.
KAÇ PARA BURASI ABLA DEDİ VE...
Gümrük komisyonculuğu alanında elde ettiği başarıyla birlikte Sedat Kiracı, bir yandan da gezilere merak salar. “İyi bir piknikçiyim” diyen Sedat Kiracı, yine bir hafta sonu İzmir Kemalpaşa’da düzenlenen festivale gitmek için yola çıkar. Kiracı, hikayenin devamını şöyle anlattı:
“Yolu karıştırdık. Festival yeri diye dere kenarında bulunan ve tapulu bir kiraz bahçesine girdik. Ortamın keyfini çıkarırken tarlanın sahibinin eşi geldi. Tartışma çıktı. Benim ağzımdan ‘kaç para burası abla’ diye bir laf çıktı. Kadıncağız ‘alıcıysan kocama sorup geleyim’ dedi. Yıl 1984. O hatadan sonra ilk mülkümü aldım. Seyyar piknikçiliğin bana kazandırmış olduğu arazideki taşlardan tuvalet, rüzgardan korunma duvarı, ocak inşa çalışmalarındaki başarılı oluşum bana bu sefer de farklı hayallerin kapısını açtı. Artık hedefimde taş bina yapmak vardı. Bunu gerçekleştirmek için de ilk başta kiraz bahçesinin olduğu alana bir taş ev yaptım. Yakın çevremden gelen taleple bu evi sattım. Hemen yanındaki arsaları da alıp iki tane daha iki tane daha taş bina inşa ettim. Böylece yeni bir mecraya da adım atmış oldum.”
DOĞA TUTKUSU YENİ BİR İŞ KAPISI AÇTI
Doğaya düşkün olan Sedat Kiracı, kirazdan sonra zeytin ağacıyla tanışır. Zeytine olan tutkusu Sedat Kiracı’yı bir süre sonra zeytinyağı fabrikası inşa etmeye götürür. Sedat Kiracı, “O dönem Kemalpaşa’da yapıp sattığım taş evlerden kazandığım parayla zeytinyağı işine girdim. Şimdi hala 2 ortağımla Selçuk Gökçealan Köyü’nde butik bir zeytinyağı imal eden işletmemiz var. Ortaklarımın da ayrı işleri var. Burası bir yerde hepimizin hobisi. Köylünün zeytinini değerlendiriyoruz. Şimdi hedefte üretimi artırmak var. Ayrıca ‘Banım’ markamızla ileride butik olarak perakende ayağında da yer alma gibi düşüncelerimiz bulunuyor” ifadesini kullanarak hedeflerini aktardı.
YANLIŞ YOLA GİRDİ İNŞAATÇI OLDU
Sedat Kiracı, çalışanıyla dost olanlardan. Öyle ki, Kemalpaşa’da taş ev yaptığı sırada yanında çalışıp, emekli olan dostunun bir süre sonra tekrar kendini bulduğunu anlatan Sedat Kiracı, “Kemalpaşa dağlarında üç tane kayrak taşı ocağı açtığını, fakat yeterli sermayesinin olmadığını söyledi. Ortak olmamı istedi. Böylece maden sektörüne de atım atmış oldum. Çıkardığımız taşları başlangıçta Japonya, Yunanistan, İtalya’ya ihraç ettik. Ama bir süre sonra ortağımın oğlunun da işe dahil olması sistemi bozdu. Ben de hissemi alarak bu maceramı sonlandırdım. Tam bu aşamada madene gidip gelirken bir gün yine yolu karıştırdım. Benim yön duygum zayıftır. Ve yanlış yol karşıma, 1930’larda yapılmış olan köy okulunu çıkardı. Okul bir süre sonra da zeytinyağı fabrikası olarak kullanılmış. En sonunda yıldırım düşmesi sonucu fabrika yanmış ve atıl durumda kalmış. O harabenin üzerinde satılık ilanı gördüm. İçimde mimari fırtınalar kopmaya başladı. Ve o yapıyı aldım. Restore edip ayağa kaldırdım” diyerek Taş Yapı’nın kuruluş sürecini anlattı.
ESKİYİ ALIP YENİLİYOR
Taş Yapı’nın kuruluş felsefesinin eski yapıları alıp, yeniden ayağa kaldırmak olduğunu söyleyen Sedat Kiracı, “Restore ediyorum. Yeniden ekonomik değer yaratıyorum. Kemalpaşa’da bulunan eski okul ve zeytinyağı fabrikasını da bu amaçla ele aldık. Burada da esas amacımız bir sağlık merkezi kurmak. Ya da butik otel. Bu anlamda her türlü teklife açığım. Şimdi Muğla Akyaka’da 3 tane köy evi aldım. Onları da bu kış restore edip ekonomik bir değer haline getireceğim. Bu köy evlerini de ya butik otel ya da sağlık merkezi olarak değerlendirilmesini istiyorum. Taş Yapı eskiye değer katma misyonuyla yoluna devam edecek” diyerek yol haritasını paylaştı.
KISA KISA
* Sedat Kiracı, taş evlerle mimarların da dikkatini çekmiş biri. Mimar merhum Fikret Tan’ın kendisi için ‘Biz sana mimarlık okutsaydık sen bu başarıları asla gösteremezdin’ dediğini söylüyor.
* Mevcut işlerinin yanı sıra Kemalpaşa’nın köylülerinden aldığı adaçayı gibi bazı şifalı bitkilerin de ticaretini yapan Sedat Kiracı, ayrıca sanal ortamda müzayede düzenliyor.
* Sedat Kiracı, restore ettiği ya da yeniden yaptığı taş yapılarda genelde eski malzemeleri değerlendiriyor. Kiracı, “Hurdaya atılan tahtaları, taşları toplayıp yeniden değerlendiriyorum” diyor.
Paylaş