Paylaş
Okul sonrası Süleyman Atay, madencilik alanında faaliyet gösteren aile şirketinde, Tarık Nasser de turizm sektöründe kariyerine yön verir. Denize olan merak ise iki arkadaşı, yeni arayışlara iter. Marinacılık alanındaki yatırım araştırmaları Süleyman Atay ile Tarık Nasser’in karşısına ulaşım amaçlı tekneyi çıkarır. Ortak tutkularını girişme dönüştürme kararı alan Atay ve Nasser, bayilik almak için kapısını çaldıkları İngiliz şirketin bir anda sahibi olur. 2014’te İzmir’de Next Marine’yi kuran ikili, 5 yıllık yoğun mesainin ardından da Chameleon Craft markasıyla ilk teknelerini denize indirdi. Önce Türkiye’de markalaşmayı hedefleyen Atay ve Nasser’in gündeminde ise hem ihracat hem de farklı tekne çeşitleri var.
TARIK Nasser ve Süleyman Atay... Farklı sektörlerdeki iş deneyimlerini deniz tutkularında girişime dönüştürmeyi başaran iki iş insanı. Deniz taşımacılığına geliştirdikleri tekneyle iddialı bir giriş yapan yenilikçi iki girişimci. Next Marine’nin kurucuları Süleyman Atay ile Tarık Nasser ile firmanın kuruluş hikayesinden gelecek planlarına kadar birçok şeyi konuştuk. 1970 İzmir doğumlu olan Süleyman Atay, madenci bir ailede büyüdüğünü söyleyerek, şöyle devam etti:
YENİ BİR PENCERE AÇTI
“Üç kardeşin en küçüğüyüm. Aile şirketinin ana işi madencilik ama onun yanında tarım ve gıda alanında da yatırımlar var. Bunların dışında benim de zaman zaman bireysel girişimlerim oldu. Otomobil yarışı geçmişim var. Yaklaşık 17 yıl yarış yaptım. Bu süreçte de catering odağında çeşitli girişimlerim oldu. Otomobilin yanısıra denize de merakım var. Bu merak üniversite yıllarından arkadaşım olan Tarık Nasser ile yeni bir boyut kazandı. İkimizin de teknesi olunca yeni bir ortak alanımız ortaya çıktı. Teknelerin eksiği, ihtiyacı gibi konular bizde yeni bir pencere açtı.”
KRİZİ FIRSATA ÇEVİRELİM
1971 Lübnan doğumlu olan ve 3 yaşından bu yana da Türkiye’de yaşayan Tarık Nasser ise İsviçre’de turizm ve otelcilik okuduğu dönemde yolunun Süleyman Atay ile kesiştiğini anlattı. Üniversite sonrası turizm alanında yatırım, yatırım danışmanlığı, profesyonel yöneticilik ve ufak girişimcilik denemeleri olduğunu paylaşan Nasser, hikayenin devamını şöyle aktardı:
“Süleyman Atay ile üniversitede başlayan dostluğumuzu denizde pekiştirdik. Teknelerle Ege kıyılarını gezerken yarım kalmış marina projeleri dikkatimizi çekti. Turizm kökenli olunca buralarda bir fırsat olduğunu düşündüm. O süreçte de ‘Yunanistan’da yaşanan ekonomik krizi fırsata çevirebilir miyiz’ diye araştırdık. Sadece deniz yoluyla gidilebilen bu adalara mevcut araçlar dışında ulaşımın nasıl sağlanabileceğini de sorguladık. Bu süreçte karşımıza İngiliz Chameleon Craft çıktı.”
FARKINDALIK YARATTILAR
Tarık Nasser, süreç içinde marina yatırımından vazgeçtiklerini ama ulaşım amaçlı tekne fikrinin devam ettiğini söyledi. Nasser, “Daha önce temas kurduğumuz İngiliz Chameleon Craft’tan bayilik almaya karar verdik. Tabii İngiliz şirket ulaşım amaçlı teknenin prototipini yaptıktan sonra finansal sıkıntıya girmiş. Biz bayilik almak için çaldığımız kapıdan şirketi satın alarak çıktık. Sonuçta denizcilik alanında farkındalık yaratan işlere imza atmak gibi bir hedefimiz vardı. Bu satın alma da bu hedef için önemli bir adım oldu. Ülkeye bir değer kazandırma ve döviz getirme misyonuyla 2014’te İzmir’de Next Marine’yı kurduk. Yatlar, gezi tekneleri vardı ama deniz üzerinde giden bu tarz bir ulaşım aracı yoktu. Yurtdışından getirdiğimiz ‘know how’ı İzmir’de kendi potamızda erittik. Alanında uzman isimlerden bir kadro oluşturduk ve ulaşım amaçlı tekne üretimi için 3 yıl önce İTOB Organize Sanayi Bölgesi’nde tesis kurduk” diyerek, Next Marine’nın doğuş öyküsünü paylaştı.
DENİZLERİN
BUKALEMUNU
YOĞUN bir mesainin ardından Chameleon Craft markasıyla ilk teknelerini yakın zamanda denize indirdiklerini söyleyen Tarık Nasser, “İlk modelimiz ulaşım amaçlı bir tekne. Kaptanla birlikte 9 kişilik bir kapasitesi var. Bu artırılabiliyor. İlk hedefimiz oteller. Karadan ulaşımın saatlerce sürdüğü bir süreçte lüks teknemizle daha kısa sürede konforlu bir seyahat imkanı sunuyoruz. Fırtınalı havalarda bile ulaşımı aksatmayan bir yapısı var. Zor havaları da seven bir denizci tekne yaptık. Türkçe anlamı ‘bukalemun’ olan markamızın geliştirdiği tekne ihtiyaca göre farklı amaçlar içinde kullanılabilir bir yapıda tasarlandı. Ambulans da olabilir itfaiye aracı da” diyerek, ihtiyaca göre çözüm sunan bir araç geliştirdiklerini aktardı.
TASARIM DA
İHRAÇ EDECEKLER
“ÇEVREDEN ‘10 metrelik tekneye bu kadar para harcanır mı, deli misiniz?’ diyen çok oldu ama sonuçta denizlerin tankı oraya çıktı” diyen Süleyman Atay, gelecekle ilgili hedeflerini ise şöyle dile getirdi:
“Öncelikli hedefimiz Türkiye’de marka olmak. Türkiye’de kendimizi kanıtladıktan sonra asıl hedefimiz ihracat. Şu an kapasitemiz 20 teknelik ama büyümeyi hedefliyoruz. Yenilikçi ikinci bir markamız daha var. Balıkçı takalarını hızlı ve modern bir hale getirdik. Özgün bir tasarım. Gündemimizde çevreci ürünler de bulunuyor. Elektrikli tekne de bunun bir parçası. Bu hem çevre hem de maliyet açısından önemli. Kullanıcıya daha ekonomik bir yakıt seçeneği sunmak istiyoruz. Tekne ticari amaçla kullanıldığında bu daha da anlam kazanıyor. Denizcilik sektörüne ne katabiliriz onun peşindeyiz. Şimdi gündemde bir tasarım ofisi kurmak var. Bitmiş ürünün yanında yurtdışına tasarım da satmak istiyoruz. İnovatif ürünler geliştirmek ve olmayanı yapmak gibi bir amacımız var”
KISA KISA
* Ortaklıkta birbirini tamamlayan bir yapıyla ilerlediklerini söyleyen Tarık Nasser, “Yazılı kurallarımız yok ama mali ve idari kısım Süleyman Atay’ın sorumluğunda. Ben üretim ve pazarlamaya odaklanmış durumdayım. Tabii duruma göre bu roller değişebiliyor” diyor.
Paylaş