Paylaş
Terzide çıraklık da yapar, tatlıcıda ezme de. Ve ezme konusunda da ustasından el alır. Erhan Cem Harmanda, çocuklarının eğitimi için Burdur’dan İzmir’e taşınır. Ve Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda Elgani Ezmecizade ismiyle 10 metrekarelik dükkanda kendi işini kurar. Erhan Cem Harmanda, ceviz ezmesinin yanına zamanla Antep fıstığı ve bademi ekler. Bugün küçük dükkanında ürettiği ezmeleriyle ünü İzmir sınırlarının dışına taşan Erhan Cem Harmanda, şimdi de oğullarıyla geleneksel lezzeti daha da büyütmeyi hedefliyor.
ERHAN Cem Harmanda... Küçük yaşta adım attığı ezme işinde usta-çırak ilişkisiyle kendi hikayesini yazan bir iş insanı. Osmanlı geleneğini bugün yaşatan ve gelecek kuşaklara da taşımak için uğraş veren bir usta. Elgani Ezmecizade’nin kurucusu Erhan Cem Harmanda ile hem girişimcilik hem de gelecek planlarını konuştuk. 1958 Gaziantep İslahiye doğumlu olan Erhan Cem Harmanda, asker olan babasının mesleği nedeniyle Türkiye’nin birçok kentinde bulunduğunu söyleyerek, hikayesinin devamını şöyle aktardı:
REMZİ USTA’DAN EL ALDI
“Birçok kenti dolaşsak da Burdurluyuz. Hayatımın büyük kısmı da Burdur’da geçti. Evimiz, her şeyimiz orada. Babam asker olduğu için çok disiplinliydi. Küçük yaşta hayatı öğrenmem adına beni terzi yanına çırak olarak verdi. Ortaokul döneminde de tatlı sektörüne adım attım. Burdur’da meşhur olan ceviz ezmesi üzerine çalışan Remzi Usta’nın yanına çırak olarak girdim. Remzi Usta, bir Osmanlı saray tatlısı olan cevizli ezmeyi üreten ailenin üçüncü kuşak temsilcisiydi. Okuldan arta kalan tüm zamanımı burada geçirdim. Ceviz ezmesini öğrendim ve Remzi Usta’dan el aldım. Bir süre sonra da kızıyla evlendim.”
SANATLA ZANAATI BİRLEŞTİRDİ
“Genelde ustalık babadan oğula geçer ama benim kayınbabamdan geçti” diyen Erhan Cem Harmanda, çocuklarının olmasıyla birlikte farklı düşünmeye başlar. Harmanda, “Eşimle birlikte çocuklarımızın iyi bir eğitim almasını istedik ve karşımıza İzmir seçeneği çıktı. Burdur’dan İzmir’e geldik. Bu arada, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni bitirdim. Sanatla zanaatı birleştirerek çıraklığından geldiğim ceviz ezmesini işim yapmaya karar verdim. 1999’de Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda 10 metrekarelik bir dükkanda işe koyuldum” diyerek Elgani Ezmecizade’nin kuruluş hikayesini paylaştı.
ÜNÜ ÜLKE SINIRLARINI AŞTI
İlk zamanlar ceviz ezmesini evinde ürettiğini söyleyen Erhan Cem Harmanda, şöyle devam etti: “Evde üretip 10 metrekarelik dükkanda satış yaptım. Daha sonra 25 metrekarelik bir yere geçtim ve üretimi de orada yapmaya başladım. Burdur’a özgü ceviz ezmesinin ardından gelen taleple birlikte badem ve Antep ezmesini de ürün portföyüne ekledim. Bugün bu üç çeşidi ana işi olarak yapan kimse yok. Ezme yapanlar var, ama yanında pasta ya da tatlı da üretiyorlar. Ekmeği sadece fırından alacaksın prensibiyle yapılan bir iş bu. Bu haliyle dünyada tek olduğumuzu söylüyorum. Benim tek işim bu. Böyle olunca da ünümüz 25 metrekarelik dükkanın dışına taştı. Sadece Türkiye’de değil, Kanada’dan Japonya’ya kadar dünyanın birçok yerinde biliniyoruz. İzmir’e gelip benden ezme satın alan turistler, sonraki yıllarda da hep ziyaretimize geldi. Ayrıca, ünlenmemizde 4-5 yıllık periyotta sosyal medyanın payı büyük.”
BEŞİNCİ KUŞAK İŞBAŞINDA
ELGANİ Ezmecizade, aslında bir aile işletmesi. Erhan Cem Harmanda, “Yıllardır üretimi ben yapıyorum. İktisatçı olan eşim de finans ayağında hep yardımcı oldu. İlk günden beri oğullarımız Görkem ve Cenk’in eğitimine önem verdik. Okuyup kendi işlerini yapsınlar dedik. Açıkçası pek de ezme işine bulaştırmadık. Büyük oğlum Görkem Harmanda, avukat oldu. Küçük oğlum Cenk Harmanda ise elektrik ve elektronik mühendisliği okuyor. Ama bir yıl önce her ikisi de ezme işini devam ettirme kararı aldı. Ve beşinci kuşak olarak kolları sıvadılar. Cenk, üretim alanında kendini geliştiriyor. Görkem ise satış ve pazarlamaya odaklandı. Hammadde temini de yine ondan soruluyor. Onların desteğiyle kapasitemizi artırmak için çalışma başlattık. Çünkü, çok talep geliyor. Buna tek başıma cevap vermem mümkün değil. Üretim için yeni bir yer hazırlıyoruz” diyor.
HAMMADDE
MEMLEKETİNDEN
“BU iş gönül işi” diyen Erhan Cem Harmanda, şöyle devam etti: “Yıllardır bizi biz yapan şey değişmeyen lezzetimiz. Bunun arkasında ise hammadde konusundaki hassasiyetimiz var. Antep fıstığı almak için hususi Gaziantep’e giderim. Cevizi memleketim Burdur’a gidip alırım. Orada kurulan pazarları dolaşıp kalitelisini seçerim. Bademi de aynı şekilde Datça’dan alırım. Ürünlerin içerisinde yağ, glikoz şurubu veya herhangi bir katkı maddesi yok. Çeşme suyu dahi kullanmam. Doğal kaynak suyuyla yaparım. Bu yüzden klor kokusu gelmez ve ürünler sert olmaz.”
KISA KISA
* Güne 04.00’te başladığını söyleyen Erhan Cem Harmanda, “Evim Hatay’da özellikle yaz dönemlerinde yürüyerek işime geliyorum. Saat 05.00 gibi işe başlıyorum. Ve 09.00-09.30 gibi de üretimi bitiriyorum. Vitrine hep taze günlük ürün koyarım” diyor.
Paylaş