Paylaş
Artık sadece bireyler değil, ülkeler de kalp ve damar hastalıkları riskinin iyi yönetilmesi üzerinde duruyor. Nedeni açık ve basit, hastalık gelişince maliyetin faturası bireylere ve ülkelere
ağır geliyor.
Bayer İlaç Firması’nın iki hafta önce Fransa’nın Cannes kentinde düzenlediği Kalp ve Damar Hastalıkları Risk Yönetimi toplantısında kardiyologlar risklere dikkat çekti. İngiltere’den Prof. Dr. Peter Meredith, Almanya’dan Prof. Dr. Oliver Schnell, İspanya’dan Prof. Dr. Hector Bueno gibi önemli uzmanların katıldığı toplantıda Frank Misselwitz, kalp ve damar hastalıklarındaki risk faktörlerini iki kategoride değerlendirdi:
- Yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol edilebilir riskler: Obezite, sigara, fiziksel aktive, hafif hipertansiyon, yüksek kan şekeri, hafif kan lipit düzeyleri.
- Tedaviyle değiştirebilir riskler: Hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi (kan lipit yüksekliği).
İlk sıradaki riskler, henüz ilaç almanızın gerektiği bir safha değil. Günlük hayatınızda yapacağınız ufak tefek değişikliklerle baş etmeniz mümkün. Kontrollü yemek, sigarayla vedalaşmak, daha aktif, içinde egzersizin yer aldığı bir hayat sürdürmek ilk akla gelen önlemler.
Hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi (kan lipit yüksekliği) hastalıkları en önemli kalp damar hastalıkları risklerinden. Bunları da kontrol altına almak için doktorunuzun uygun göreceği tedavileri uygulamanız gerekebilir. Yaşam tarzı değişikliklerini bir kenara bırakmadan, ilaç tedavisini düzenli sürdürerek, yol açabilecekleri hasar ve ölümleri önlemek mümkün.
ÖNCELİKLİ RİSK HİPERTANSİYON
Dolasıyla “Nasılsa tatildeyim, birkaç gün dinleneyim” demek lüksüne sahip değilsiniz maalesef. İlgili ilaçları kullanıyorsanız, seyahat çantanızı hazırlarken önce ilaçlarınızı yerleştirin. Tatilde de doğru beslenme kurallarına mutlaka uyun.
Kalp ve damar hastalıkları risklerinin başında yer alan hipertansiyon ilk etapta kontrol edilmesi gereken faktörlerden. Prof. Dr. Meredith, “Hipertansiyon başladığında damarlar da bozulmamaya başlıyor. Hipertansiyona en az iki risk faktörü daha eşlik ediyor. Hipertansiyonun mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor” diyor. Diyabetli hastalarda kalp ve damar hastalığı gelişme riskinin dört kat fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Schnell, açlık kan şekeri gibi, tokluk kan şekeri yüksekliğinin de önemsenmesi gerektiğini söylüyor. Prof. Dr. Schnell, yemekten iki saat sonra ölçülen tokluk kan şekeri değerinin 140’ın altında olması gerektiğini hatırlatıyor. Prof. Dr. Bueno ise erkeklerin 45 yaşından itibaren kalp krizini, kadınlarınsa 55 yaşından itibaren felci önlemek için, doktorun önerdiği dozda Aspirin içmelerini önerdi.
Paylaş