Gelişmiş ülkelerde, cinsel yolla bulaşan hastalıkların büyük çoğunluğu, seyahat sırasında rastgele kişilerle olan cinsel temastan kaynaklanıyor.
Bu hastalıkların bir kısmı tedavi edilebilirken, bazıları bir yaşam boyu sürüyor. Üstelik, eşlere, annelerden çocuklara da bulaştırılabiliyor. Bunlardan biri de AIDS. AIDS’in en yaygın bulaşma yolu cinsel ilişki. Seyahatlerde yeni tanıştıklarınızla cinsel ilişki kuracaksınız, koruyucu önleminizi mutlaka alın diyoruz... Prezervatifle hastalığa yakalanma riskini en aza indirmek mümkün.
AIDS’e yol açan HIV virüsü cinsel ilişki, kan ve anneden bebeğine olmak üzere üç yolla bulaşıyor. Tüm bulaşmaların yüzde 80-85’i bu yolla gerçekleşiyor.
HIV kanda, erkeğin sperm sıvısında, kadının vajina salgısında bulunur. Cinsel ilişki sırasında vajina, penis, anüs mukozası veya ağızdaki zedelenmiş doku ve çatlaklardan vücuda girer. Erkekten kadına, kadından erkeğe, erkekten erkeğe veya kadından kadına bulaşabilir.
ŞIRINGA, DÖVME, AKUPUNKTUR İĞNELERİNE DİKKAT
Tüm bulaşmaların yüzde 10-15’i kan yoluyla oluyor. Test edilmemiş kanın verilmesi, kullanılmış ve dezenfekte edilmemiş şırınga, iğne, cerrahi aletler, diş hekimliği ve dövme aletleri, akupunktur iğneleri, jilet, makas gibi tüm kesici ve delici aletlerle bulaşabiliyor. HIV’li erkek ve kadının cinsel organlarındaki kanamaların veya adet kanının penise, vajinaya ve ağıza temasıyla da geçebiliyor. Damar içi uyuşturucu kullananların paylaştıkları iğne, enjektör ve uyuşturucu madde eritilen kaşıklarla da...
Bulaşmaların yüzde 3-5’i ise anneden bebeğine oluyor. Hasta veya taşıyıcı anneden bebeğine gebelik, doğum veya emzirme sırasında bulaşabiliyor. HIV pozitif kadının doğuracağı çocuğa HIV’in geçme oranı yüzde 30 dolayında. Gebe annenin tedavisiyle bu oran yüzde 7’ye düşüyor.
HIV’in bulaşmadığı durumlar
* Günlük yaşamda, aynı odada bulunma, aynı okulda okuma, aynı havayı soluma, sağlam deri,
*Sivrisinek ve diğer böceklerin sokması, kedi köpek ve diğer hayvanlarla yaşamak.
Hızlı testlere dikkat
HIV enfeksiyonunun tanısı için kan testi yapılıyor. HIV’e karşı oluşan anti- HIV antikorlara ELISA testiyle bakılıyor. Ancak vücuda giren yabancı etkene karşı geliştirilen bu antikorların kanda görülmesi için üç aya ihtiyaç var. "Riskli davranışta bulundum, hemen test yaptırayım" demekle iş bitmiyor. Virüsle enfekte olduğunu düşünerek test yaptırmak isteyenlerin temastan üç ay sonra test yaptırması gerekiyor. Duyarlıkları artmış serolojik testlerle de temastan ortalama dört hafta sonra da anti-HIV antikorları saptamak olası. "Serolojik pencere dönemi" denilen dört haftalık dönem sonunda eğer ELISA testi "pozitif" bulunursa, kişi virüsle temas etmiş demek. Yine de doğrulayıcı testler yapılması gerekiyor. Bu amaçla en sık başvurulan test "Western Blot" doğrulama tekniği. Bunun da pozitif çıkması hastalığı kesin gösteriyor. Hızlı testlerde yalancı pozitiflik olabilir. Özellikle kalite kontrolünün ve danışmanlık hizmetinin bulunmadığı ortamlarda (muayenehaneler, acil servisler veya bireylerin testi satın alarak bizzat evlerinde kullanmaları gibi) uygulanmalarının sakıncalı olabileceği görüşü ağır basıyor.