Paylaş
Karabüklü kırtasiyeci Tuğrul Sazoğlu’nun hastalığıyla ilgili ilk belirtiler, 1995’de askerlikte acemi birliğinde çıkmaya başladı. Durumunu anlattığı herkes, “Askerliği kafana çok taktığın için bayılıyorsun” diyordu. Ancak Sazoğlu bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı. İzninde Karabük’te gittiği doktor, başka belirtileri de değerlendirerek Parkinson olabileceğini söyledi. Sazoğlu, bu hastalığı ünlü boksör Muhammed Ali’nin hastalığı olarak biliyor, yumruk darbelerinden dolayı genellikle boksörlerin başına geldiğini sanıyordu. İstanbul’da askeri hastaneye gitti, ön tanı doğrulandı. Hemen ilaç tedavisine başlandı. Askerliğini yarım bırakmak istemiyordu, bitirdi. İlaçlar ilk birkaç yıl etkili oldu ama daha sonra bacaklarında kasılmalar başladı. Artık yürümekte zorlanıyordu. Tanı aldıktan yaklaşık 12 yıl sonra hastalığın tüm zorluklarını yaşamaya başlamıştı.
EVLENMEYECEĞİM DİYORDU
Bir arkadaşları vasıtasıyla 2007’de Almanya’da konsoloslukta görevli polis Emel Yiğitoğlu ile tanıştı. Bu tanışmadan sonra her fırsatta internetten yazıştılar. Tuğrul hastalığını hiç gizlemedi, evlenmeyeceğini de baştan söyledi. “Ben hastayım ama karakterim hasta değil” diye şaka yapması Emel’in çok hoşuna gitmişti. Birbirlerini tanıdıkça daha da bağlandılar. Emel, Tuğrul’un naifliği ve dürüstlüğünden, Tuğrul da Emel’in şefkatli halinden etkileniyordu. Farkında olmasalar da sanal arkadaşlıkları başka bir kanala doğru akmaya başlamıştı bile.
Tanıştıktan yaklaşık iki ay sonra, Tuğrul’a beyin pili takılması gündeme geldi. İstanbul’da bu ameliyatları yapan Dr. Ali Zırh ile tanıştı ve ameliyata karar verdi. Ailesinden kimseyi refakatçi istemedi. Emel, işinden izin alarak İstanbul’a geldi, hastanede beş gece Tuğrul’un yanında kaldı. Tuğrul ameliyattan sonra çok iyi oldu. Hastaneden çıktığı gün, nişanlısını kendi kullandığı arabayla Ankara’ya bıraktı.
Aileler, evlenme kararını Tuğrul’un doktoru için verdiği teşekkür ilanından öğrendi. Her ikisi de görüştüklerini saklamıyor ama evlilikten de söz etmiyordu. Tuğrul, aynı ilanda Emel’e ‘nişanlım’ diyor ve ona da teşekkür ediyordu.
Emel’in ailesi, evliliğe önce tereddütle yaklaştı. Ama Emel’in kafası net, kararında ısrarlıydı. Gün alındı, 08.08.2008’de nikah masasına oturdular. Yiğitoğlu, “Tuğrul’u tanıdıktan sonra hastalığını hiç umursamadım. Aslında hepimiz birer hasta ya da engelli adayı değil miyiz? Her an başımıza bir şey gelebilir. Önemli olan çok iyi anlaşmamız ve mutlu olmamız” diyor. Yiğitoğlu’nun şark hizmetini yapması gerekiyordu, görev yeri Tokat Reşadiye’de de bir ev kurdular. Üç yıl boyunca, Karabük ile Reşadiye arasında mekik dokudular. Görevin son yılında kızları Dila yola çıkmıştı bile. Doğumuna iki ay kala nihayet Karabük’te buluşup ve aynı çatı altında yaşamaya başladılar.
MUTLUYUZ UMUTLUYUZ
Tuğrul Sazoğlu (38 yaşında): Çok hassas ve duygusalım. Evliliği hiç düşünmüyordum aslında. Parkinson insanı hayata küstüren bir hastalık. Öldürmüyor, süründürüyor... İntiharı çok düşündüm. Ama ameliyattan sonra hayatım değişti. Eşim hep yanımdaydı. Keşke hayatıma daha erken girseydi. Artık karım ve çocuğum için yaşıyorum.
Emel Sazoğlu (38 yaşında): Bizim ev ortamımız öyle acıklı değil. Bir aileyiz, aynı yoldayız. Biliyorum ki hasta olan ben olsam Tuğrul da yanımda olurdu. Mutlu ve umutluyuz. Tıp ilerledikçe Parkinson’un da çaresi bulunacak.
UZUN LAFIN KISASI
YANLIŞ:
Menopozdan sonra idrar kaçırma çok normal. Hemen her kadının başına geliyor. Sosyal hayatı zorlaştırsa da kadere razı olmak lazım, yapacak bir şey yok.
DOĞRU:
Zor, sık doğum, doğum sırasındaki yırtılmalar, menopoz ve bazı ameliyatlardan sonra idrar kaçırma sorunu çıkabiliyor. Ancak bu kader değil, ameliyatlarla çözüm bulmak mümkün.
SAĞLIĞIM İÇİN
Hamdi Koç (Yazar)
MUTLAKA YAPARIM:
Tenis oynuyorum. Günde ortalama bir saat yürüyebildiğim her yerde yürürüm.
ASLA YAPMAM:
Tuz ve katı yağ kullanmıyorum, yağlı yemeklerden kaçıyorum. Özetle sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Kırmızı eti az yemeğe çalışıyorum.
MUTLAKA YAPACAĞIM:
Sigarayı bırakmak istiyorum ama bir türlü başaramıyorum. Düzenli uyumak istiyorum. Ancak çalışma düzenimde bu da çok zor.
ŞİFA KÜTÜPHANESİ
Mesut Yar’ın ‘tatlı son’u
Sekiz ayda 40 kilo vermek, bence başlı başına bir başarı öyküsü. Dört ayda da verilen kiloları sabitlemek bir savaş daha kazanmak demek. Bunu başaran gazeteci Mesut Yar, deneyimlerini ve mönülerini ‘Acı Reçeteyle Tatlı Son’da paylaşıyor. Dharma Yayınları, 15 lira.
TAMAMLAYICI TIP
Diyabetik ayağa ozon desteği
Diyabet yaraları, enfekte olmuş ve iyileşmeyen, yatakta uzun süre yatmaya bağlı bazı yaralar ve dolaşım bozukluğu sonucunda bacaklarda gelişen ciddi yaralar için ozon tedavisi uygulanıyor. Yara bölgesi naylon torbaya sarılıp, içine ozon veriliyor. Yöntemi uygulayan anesteziyoloji ve algoloji uzmanı Dr. Kürşat Gül, “Ozon tedavisi yara bölgesine gelen kan ve oksijeni artırıyor. Ayrıca yara oluşmasına sebep olan bakterileri öldürerek tedavi sağlıyor” diyor. Dr. Gül, cilt alerjileri ve egzamalarda da ozon tedavisinin kullanılabileceğini hatırlatıyor.
Paylaş