Karnınızdaki yağlar alınırken, memeniz küçültülür veya silikon takılırken, yüzünüz gerilirken, hatta burnuna yeni şekil verilirken uyanık kalmak ister misiniz? Tıbbi cihazlar ve tekniklerdeki yenilikler, hastaların uyanık kalarak, interaktif ameliyatına olanak sağlıyor
Kendi adıma konuşacak olursam, ameliyathanede yapılacak herhangi bir işleme tanıklık etmek, o esnadaki konuşmaları duymak istemem doğrusu. Böyle bir seçeneği tereddütsüz elimin tersiyle iter, “uyumak istiyorum” derim. Ancak iki çocuk annesi, 44 yaşındaki Nalan Kale benden farklı düşünüyor. Karnındaki fıtık onarılıp, yağ çekilirken, memeleri büyütülüp, gıdısındaki yağlar alınırken yaklaşık dört saat uyanık kalmayı tercih etmiş. Operasyonu yapan ekiple sohbet ede ede, fikrini söyleye söyleye. “Aslında ilginç bir deneyim. Doktorun söylediklerini, ‘başını kaldır, sağa dön, sola dön’ gibi komutlarını aldım ama ağrı duymadım. Ameliyat esnasında “karnımdaki çatlaklar ne olacak” diye soru sordum, “göbek deliğim büyük olmasın” dedim. Silikon takıldıktan sonra ayna tuttular, baktım ve fikrimi söyledim. O kadar rahat bir ameliyat ve sonrası geçirdim ki ertesi günü taburcu olacakken, gitmeden gıdımı da düzelttireyim bari dedim. Karnım dikilirken dahi hissetmedim” diyor.
HASTA ANINDA MÜDAHALE EDEBİLİYOR
Ameliyatı yapan Superplast Estetik Kompleksi Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Coşkun Levent Taşçı; ameliyat teknikleri, gelişmiş lazer ve görüntüleme yöntemleriyle deneyimli anestezi uzmanlarının interaktif ameliyatlara olanak sağladığını söylüyor. Kliniğe gelen hastaların hemen hemen tümünün ameliyat esnasında uyanık kalmayı tercih ettiğini de. Uyunıklık, genel anestezi yerine, lokal anestesi ve sedo analjezi kullanımıyla sağlanıyor. Lazer teknolojisindeki gelişmelerle öyle büyük kesiler, dolasıyla dikişlere gerek duyulmuyor. Meme küçültülecekse hiç kesmeden, parçalamadan lazer lipolizle yağı emiliyor. Yine meme cildine uygulanan bir başka lazerle bollaşan deri dokusu toparlanıyor. “Hastalar istediği takdirde özel monitörler sayesinde operasyon sonucunu aynı anda görebiliyor, bedenlerindeki değişim hakkında kararlarını verebiliyor” diyor. Meme büyütülecekse de yine özel lazerlerle, sinir uçları ve damarlara zarar verilmeden silikon protezin konacağı alan hazırlanıyor. Daha küçük kesilerle silikon yerine yerleştirilebiliyor. Hasta bu operasyonu da monitörden izleyip, fikrini söylüyor. Daha farklı bir boyut veya şekilde protez isteyebiliyor. Dr. Taşçı, “Böylece hastaya genel anesteziyle ilgili de riskleri yüklemiyoruz. Ayrıca ameliyat sonrası da çok daha rahat oluyor. Hastaya ‘eğer sıkıntı hissederseniz işlem sırasında uyutalım’ diyoruz. Ancak çoğunluk genel anesteziyi tercih etmiyor” diyor.
Çok tetkik, hiç tetkik!
Röntgen, ultrasonografi, BT (bilgisayarlı tomografi), MR (manyetik rezonans) gibi radyoloji yöntemlerine ‘tıbbın gören gözü’ deniyor. Nedeni basit, bedenin hemen hemen tüm dokuları bunlar sayesinde görülüyor, görüntülenebiliyor. Hastalıkların tanı ve takibinde kritik role sahip görüntüleme yöntemleri olmazsa olmaz... Ancak özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, birçok kamu hastanesinde günde yüzlerce hastanın BT, MR’ı çekiliyor. Peki çok sayıda hastanın bu testlerini gerektiği yapmak, sonrasında da doğru okuyup değerlendirmek ne kadar mümkün?
RADYOLOG YÜZLERCE TETKİKİ DOĞRU OKUYABİLİR Mİ
Antalya’da yapılan 31’inci Ulusal Radyoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Okan Akhan, bunun mümkün olmadığını savunuyor ve “Çok tetkik, hiç tetkik demek. Hastalar zaman, devlet para kaybediyor” diyor. Son zamanlarda özellikle üniversite ve eğitim hastanelerinin radyoloji hizmetlerini ihaleyle taşeron firmalardan alması sorunun başlına nedenlerinden. Prof. Dr. Akhan, “İhaleyle dışardan hizmet alımı yoluyla faaliyet gösteren 150’den fazla birim var. Bazı birimlerde daha fazla sayıda tetkik yapabilmek için uluslararası kabul görmüş protokoller gözardı ediliyor. Günde 400 BT, 180 MR yapılan birimler var. Radyoloji uzmanı günde en fazla 40-50 MR’ı usulüne uygun değerlendirebilir. Önüne 150 tetkik koyarsanız hastalıklar gözden kaçabilir. Usullere uygun yapılmayan tetkiklerin hastaya hiçbir yararı yok” diyor. Görüntüleme yöntemlerinin fazla hatta bazen gereksiz kullanılmasına zemin hazırlayan faktörlerden biri de kamu kurumlarındaki performans sistemi (özel sektörde de prim!). Hekim istediği tetkik başına ayrıca ücret alıyor. Prof. Dr. Akhan, “Performans değerlendirme sisteminin, ölçüm yöntemlerinin büyük oranda sayıya dayandırılması doğru değil. Doğru olan sağlık hizmetinin kalitesine göre performansın değerlendirilmesi” diyor. Biliniyor ki sayıya dayalı anlayışın sonuçları vahim: Hasta güvenliğini tehdit ediyor. Sağlık hizmeti kalitesini düşürüyor. Hekim-hasta ilişkilerini zora sokuyor. Defansif (çekinik) tıp uygulamaları ve malpaktis (hekim hatası) kaygılarıyla gereksiz tetkik ve ilaç kullanımına yol açıyor.
Varisli damarı çek, çıkar
Varis hem kadın hem de erkeklerde sık görülen sorunlardan. Tedavisinde halen uygulanan klasik ameliyat ve lazer tedavisine bir seçenek daha eklendi. Yeni yöntemin adı ‘invisigripli ameliyat’. Yöntemi uygulayan Medicana Çamlıca Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Onur Gürer, ameliyatın FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu) onaylı invisigriple yapıldığını anlatıyor. Bu, içinde tel bulunan plastik bir malzeme. Lokal aneztezi uygulanan hastanın kasığında açılan iki santimetrelik kesiden sokuluyor. Dizin üzerine kadar toplardamar içinden ilerletiliyor. Dize ulaştıktan sonra dışarıda kalan kol vasıtasıyla aparat damarı içinden kesiyor. Damarın aşağıda kalan kısmını kilitliyor. Çıkarken, üstte kalan damarı beraberinde çekiyor. Böylece varis yapan damar yolu kesilmiş oluyor. Kan hastanın daha aşağıdaki, derindeki damarlarına yönlendiriyor. Dr. Gürer, “Ameliyattan sonra varisin tekrarlama riski yok. Kanama, morarma görülmüyor. Sadece kasıkta bir kesi bulunuyor. Hasta ameliyatı olduğu günün akşamı evine gidebiliyor” diyor.
TAMAMLAYICI TIP Astronotlar sayesinde bulundu
Astronotların uzay yolculuklarıdan dönüşte yaşadıkları sağlık sorunları magnetoterapinin (manyetik alan tedavisi) yolunu açtı. Sorunların nedenini araştıran bilim adamları rahatsızlıklardan uzaydaki manyetik alan eksikliğini sorumlu tuttu. Günümüzde de şehir hayatı, insanların toprakla temasının azalması ve elektromanyetik kirlilik gibi nedenler doğal manyetik alanla teması bozdu. Düzeltmek de magnetoterapi cihazlarına düştü! Akım geçen bobinlerden oluşan bu cihazlar, beynin dalgalarına uygun alanlar oluşturuyor. Yöntemi uygulayan Reem Merkezi’nden Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, terapinin, vücudun savunma sistemini güçlendirme, hücre yıkımını yavaşlatma ve hücre yenilenmesini hızlandırma etkileri bulunduğunu anlatıyor. Böylece vücudun kendi kendini iyileştirmesi için zemin hazırlıyor. “Bu yöntem, hücrelerin yaşam kaynağı besin ve oksijenin karşılanmasına, hücreler üzerinde zehir etkisi yapan karbondioksit ve metabolizma atıklarının temizlenmesine yardımcı oluyor. Bu da hücrelerin yenilenme kapasitesini artırıyor. Savunma sistemimiz güçleniyor. Vücuttaki enerjiyi dengeleyerek kendi kendini onarmasına yardımcı oluyor. Ve yaşlanma sürecini de yavaşlatıyor” diyor.
SAĞLIĞIM İÇİN Altan Erkekli (56 yaşında, oyuncu)
MUTLAKA YAPARIM: En geç bir buçuk yılda bir check-up yaptırırım. ASLA YAPMAM: Tehlikeli sporlardan kaçınırım. MUTLAKA YAPACAĞIM: Daha fazla bisiklete binmek istiyorum. Avrupa yakasına da bisiklet yolu yapılsın!
ŞİFA KÜTÜPHANESİ Merhaba Bebek
Uzman psikolog Sinem Olcay Kademoğlu kitabında, biyolojik anne-baba olmaktan fazlasını isteyenlere rehberlik ediyor. Kademoğlu Merhaba Bebek kitabında, “Bebeklik döneminde iyi bir ebeveyn nasıl olunur?” sorusunu tüm ayrıntılarıyla yanıtlarken, bebek gelişimi ve bebek bakımı bilgileriyle ebeveynlik konusunda özgüven duygusu kazandırmayı da amaçlıyor. Ayrıca bu süreçte kaygılarla başa çıkma, eşler arasında denge, annelik-kariyer dengesiyle ilgili ipuçları veriyor. Remzi Kitapevi, 12.50 lira.
UZUN LAFIN KISASI
YANLIŞ: Gebeler havaalanları, alışveriş merkezleri veya başka yerlerdeki dedektörlerden geçemezler. DOĞRU: Bu dedektörlerde radyasyon yok. Bunlar metal dedektörleri olduğu için gebeler geçebilir.