Paylaş
Türkiye’de her yıl yaklaşık 1 milyon 200 bin çocuk doğuyor. Maalesef bunların hepsi heyecanla beklenen bebekler değil. Doğan her 100 bebekten 20’si ‘istenmeyen gebelik’ sonucu dünyaya geliyor. İstendiği zaman, istendiği sayıda çocuk sahibi olmanın tek yolu, etkili doğum kontrol yöntemleri kullanmak. Erkeklere yönelik doğum kontrol yöntemleri kısıtlı. Bu sebeple doğum kontrolü görevi kadının üzerine kalıyor. Peki kadınlar kontrolü ne kadar ellerinde tutuyor?
Türkiye’de, toplam 20 şehirde yaşları 15-49 arasında değişen bin 425 kadınla yapılan bir araştırma kadınların doğum kontrol yöntemleriyle ilgili bilgi ve bilinç düzeyini ölçtü. Aşağıdaki rakamlardan da göreceğiniz gibi bu konuda bir rehavet var. Araştırmaya göre, kadınlar ilk cinsel deneyimlerini ortalama 20 yaşında yaşamış. Yüzde 57’si ne hamilelik ne de hastalıktan korkmamış olmalı ki ilk deneyimlerinde herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmamış. Doğum kontrol yöntemi kullananların yüzde 15’i erkek prezervatifiyle korunmuş. Yüzde 9’u geri çekilme yöntemine güvenmiş. Yüzde 8’iyse doğum kontrol hapını tercih etmiş. Doğum kontrolü yöntemleri ortalama 23 yaşında kullanılmaya başlanmış. Ondan sonra erkek prezervatifi yüzde 26 ile en çok kullanılan yöntem olmuş. Bunu yüzde 24 ile spiral, yüzde 19 ile hap izlemiş. Kadınların yüzde 62’si herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmaya başlamadan önce cinsel açıdan aktif.
İLKOKUL MEZUNU SPRİRAL ÇALIŞAN KADIN HAP KULLANIYOR
Doğum kontrol yöntemleriyle ilgili farkındalıklara gelince... Hap yüzde 72’iyle en çok hatırlanan yöntem. Bunu yüzde 63 ile erkek prezervatifi, yüzde 55 ile spiral, yüzde 30 ile gebeliği önleyici enjeksiyon, yüzde 25 ile geri çekme, yüzde 11 ile ertesi günü hapı izliyor. Herhangi bir yöntem bilmiyorum diyenlerin oranı yüzde 9.
Kullanılan doğum kontrol yöntemlerine bakacak olursak... Spiral yüzde 25 ile ilk sırada. Bunu yüzde 24 ile erkek prezervatifi, yüzde 21 ile hap, yüzde 14 ile geri çekilme, yüzde 4 ile gebelik önleyici enjeksiyon, yüzde 3 ile hormonlu spiral, yüzde 1 ile ertesi gün hapı izliyor. Hiçbir korunma yöntemi kullanmıyorum diyenlerin oranı şaşırtıcı: Yüzde 40. Kadınların eğitim durumunu incelediğimizde ilkokul mezunlarının neredeyse yüzde 65’inin hayatlarında en az bir kez korunma yöntemi kullandıklarını görüyoruz. İlkokul mezunları arasında en sık kullanılan yöntem spiral. Çalışan kadınların hapları kullanma olasılığı, spirale kıyasla yüksek. Yüzde 25’i hap, yüzde 17’si spiral tercih ediyor. Daha önce doğum kontrol yöntemi kullanmamış olan kadınların yüzde 64’ü kentsel bölgelerde yaşıyor. Yüzde 84’ü evli ve toplam ortalamaya göre daha fazla sayıda çocukları var.
HEM ANNE HEM DE BEBEĞİ KORUYOR
Dünyada yılda ortalama 350 bin kadın doğum sırasında ya da yasadışı kürtaj nedeniyle yaşamını yitiriyor. Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu’nda yapılan ve The Lancet dergisindeki bir araştırmaya göre, gelişmekte olan ülkelerde tüm kadınların doğum kontrol yöntemlerinden birini kullanması durumunda, kadın ölümlerinin yüzde 30’unun önüne geçilmiş olacak. Yine gelişmekte olan ülkelerde doğum kontrol yöntemlerinin kullanılmasındaki artış, son 20 yılda, kadın ölümlerini yüzde 40 oranında azalttı. Bir önceki doğumdan altı ay sonra yeniden hamile kalan kadınların çocuklarında prematüre doğum ya da düşük bebek kilosu sorunu ikiye katlanıyor. İki yıldan sık doğum bebeklerin ölüm riskini artırıyor.
İstanbul Kadıköy Ataşehir Hastanesi kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Yasemin Yakut da ‘doğurganlığı düzenleme’nin ihmal edilen etkilerini hatırlatıyor. Doğum planlaması, emzirmeyi teşvik etme, istenmeyen ve yüksek risikli gebelikleri, cinsel yolla bulaşan hastalıkları önleme, erkekleri doğum kontrolüne katma, erken yaştaki gebelikleri engelleme gibi hedefleri de içeriyor. Yakut, “Doğum kontrolünde pek çok yöntem mevcut. Doğru seçim, doktor kontrolünde bireyin yaşam tarzına uygun yöntemi bulmasıyla yapılır. Doğum kontrol yöntemleriyle anne ve bebek sağlığı gelişir. Çünkü annenin 18 yaşın altında, 35 yaşın üstünde doğum yapması hem anne hem de bebek açısından riskli. Ayrıca iki doğum arasının iki yıldan az olması, annenin dörtten fazla doğum yapması da riskli” diyor.
Paylaş