Hamilelerin ideal tatil zamanları

Hamilelik bir hastalık durumu değil. Dolasıyla hamileye “otur oturduğun yerde” demek yersiz.

Hamileliğin gidişatına göre bazı konulara dikkat etmek kaydıyla pekala tatil yapabilirsiniz. Amerikan Hastanesi Kadın Sağlığı Ünitesi’nden Dr. Alper Mumcu hamilelere direkt güneş altında kalmayı önermiyor. Mutlaka gölgede ve tercihen tişörtle dinlenmelerini daha uygun buluyor.

Dr. Mumcu, hamileliğin erken dönemlerinde kanama ve düşük riski bulunanlara seyahati önermiyor. Böyle bir durumda kanamanın şiddetine göre ev istirahatinden kesin yatak istirahatine kadar değişen önlemler gerekli olabiliyor. “İleriki dönemlerde ise suyun gelmesi, kanama olması, erken doğum kasılmalarının varlığı gibi durumlarda da seyahat etmek kesinlikle sakıncalıdır” diyor. Tatil planı yapılırken öncelikle tarihler önceden belirlenmeli ve konu ile ilgili olarak gebeliği takip eden doktor ile görüşülerek onayı alınmalı. Genel olarak çok zorunlu olmadıkça son üç ay içinde tatile çıkmamak daha uygun. Tatilde en rahat edeceğiniz hamilelik ayları 4,5 ve 6’ncı aylar. İkinci üç aylık bu süreçte, artık iyice hamileliğe alışırsınız, mide bulantısı gibi sorunlar geride kalır. Son 3 ayın ağırlığı ve doğum riski başlamadan dinlenmek sonraki yorucu günlere iyi bir yatırım olabilir!

HASTANE YAKIN OLSUN

Hamilelerin tatil mekanlarının temiz, mutfağı güvenilir ve odalarında havalandırma tertibatı iyi olan tesisleri tercih etmesinde yarar var. Ayrıca tesiste kısa sürede ulaşılabilecek bir doktor ve yakın çevrede gerekli donanıma ve personele sahip bir hastane olması da avantajlı.

HAVUZ YERİNE DENİZİ TERCİH EDİN

Yüzme hamileler için de iyi bir spor. Ancak gebelik sırasında yüzme sporu yaparken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Bunların en başında temizliğinden emin olunmayan sulara girmemek geliyor. Dr. Mumcu, “Çok fazla kişinin kullandığı havuzlar yerine denizi tercih etmekte fayda var” diyor. Hamilelik öncesinde düzenli olarak yüzen kadınlar, daha önceki programlarına devam edebilirler. Ancak gebe kaldıktan sonra ilk kez denize girecekler biraz daha dikkatli olmak zorunda. Öncelikle suya girmeden önce vücudu ısıtmak, yavaş yüzmek ve dozu yavaş yavaş artırmak gerekiyor. Dr. Mumcu, “Gebeliğinin ilk üç ayında bulunanlar için günde 20 dakika yüzmek yeterli. Yine bu dönemde sabah erken saatlerde yüzmek, gebeliğe bağlı bulantı ve kusmaları azaltıyor. Günün geri kalan kısmının daha rahat geçirilmesine yardımcı oluyor. İkinci üç aylık dönemde ise su eklem ve bağları destekleyerek bel ve sırt ağrılarının azalmasına yardımcı oluyor. Bu dönemde daha önceki yüzme alışkanlıkları aynen devam edebilir. Son dönemlerde ise yüzmeye devam etmekte herhangi bir sakınca yok” diyor.

SU DERİNLİĞİNE DİKKAT

Karada yapılan kültür fizik hareketleri suda da yapılabilir. Bunun avantajı terlemeyi ve aşırı ısınmayı engellemesidir. Kültür fizik hareketleri yaparken suyun meme başı hizasında olması en uygun derinlik. Tabii bu kural yüzerken de geçerli. Özellikle sık sık kramp giren kadınlar boy hizasını geçmeyecek derinliklerde yüzmeli. Olası bir kramp durumunda yardım alabilmek için suya tek başına girmemeye de özen gösterilmeli.
İdeal olan sabah erken ve akşam üzeri geç saatlerde denize ya da havuza girmektir.

GÜNEŞTEN KORUNUN

Cilt hastalıkları uzmanları hamile olsun ya da olmasın güneşte ya da solaryumda bronzlaşmanın sağlık açısından herkes açısından zararlı sonuçları olabileceği konusunda hem fikir. Bronzlaşmak cildinizin ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerine karşı kendisini korumak için gerçekleştirdiği bir cevaptır. Eldeki bilimsel veriler ultraviyole ışınlarına uzun süre maruz kalmanın yaşlanmanın etkilerini artırmasının yanı sıra malign melanoma adı verilen bir tür cilt kanserinin gelişimini de hızlandırdığını gösteriyor.
Hamile kadınların birçoğunun cildi, hamilelik sırasında daha hassas ve güneş yanığına karşı daha korunmasız. Hamilelik sırasında derinin rengini veren melanini salgılayan hücreleri etkileyen melonosit stimüle edici hormon düzeyleri yükselir. Bu durum hamile kadını aşırı pigmentasyona karşı duyarlı hale getirir. Eğer yüzünüzde cholasma adı verilen gebelik maskesi oluşmuşsa yani düzensiz ve koyu renk değişiklikleri görülüyorsa bu durumda siz de güneş ışınlarına ve ultraviyoleye karşı aşırı duyarlısınız demektir. Bu durumda cildiniz güneş ışınlarına her zamankinden daha fazla ve daha şiddetli cevap verecektir. Bununla birlikte güneş altında uzun süre geçirmeniz hem vücut sıcaklığınızın aşırı artmasına hem de vücudunuzdaki suyun azalmasına (dehidratasyon) neden olabilir. Her iki durum da gebeliğiniz açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı hamileyken uzun süre güneş altında kalmanız önerilmiyor.
Yaz aylarında ve özellikle plajda su kaybı her zamankinden fazla olacağından sıvı alımına azami dikkat gösterin.
Yazarın Tüm Yazıları