Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Göğüs Hastalıkları Kliniği’nin İstanbul’da 72 ilkokulda, 2 bin 147 çocukla yaptığı anket, her 100 çocuktan 7’sinin horladığını ortaya çıkardı.
Araştırmaya göre, horlayan çocuklarda gece huzursuz uyku, nefes almada güçlük, nefes durması, idrar kaçırma, gündüz hiperaktivite ve baş ağrısı daha sık görülüyor. Evde sigara içilmesi, saman nezlesi ve astım, horlama sıklığını artırıyor.
Çocuklarda horlamanın en büyük nedeni, geniz eti ve bademciklerin büyük olması. Her yaştaki çocuk horlayabiliyor. Ancak geniz eti ve bademcikler, özellikle 2-6 yaş arasında, havayolu geçişini kapatacak kadar büyüyor. Horlama, obezite nedeniyle ergenlikte de başlayabiliyor. Bazı hastalıklar, örneğin çenenin küçük ve geride olması, dilin büyüklüğü veya kasların yeterince sert olmaması da havayolunu daraltabiliyor.
Çocuklarda da yetişkinlerde olduğu gibi uyku apnesi sorunu görülebiliyor. Her yüz çocuktan birinin apnesi var, yani uykuda nefesi kesiliyor. Uykuda havayolu tıkandığı için vücuda giren oksijen azalıyor, karbondioksit artıyor. Oksijen eksikliği, çocukların okul başarısını düşürüyor. Hiperaktivite, saldırganlığın artması, gün boyu fiziksel durgunluk gibi davranış sorunlarını da artırıyor.
Peki horlayan çocuk ne zaman uzmana götürülmeli? Kliniğin uzmanlarından Doç. Dr. Refika Hamutçu Ersu, "Eğer çocuk üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmediği halde, haftada 4 geceden fazla horluyorsa uzmandan yardım alınmalı" diyor.
Kulak, burun, boğaz muayeneleriyle burun tıkanıklığının nedenleri anlaşılabiliyor. Çocukların çoğunda sorunun nedeni büyük geniz eti ya da büyük bademcik. Eğer çocukta apne denilen uykuda soluksuz kalma süreleri de varsa, durum ciddiye alınmalı. İlaçla üstesinden gelinemiyorsa, nedene yönelik ameliyatla tedavi gerekebilir.
En çok metal para yutuyorlar
Amerikan Pediatri Derneği, çocukların yaşlarına uygun, küçük parçalar içermeyen oyuncaklarla oynamasını ve 5 yaşından küçüklere fındık, çekirdek gibi yiyeceklerin verilmemesini öneriyor. Nedeni, her yıl çok sayıda çocuğun bunları nefes borusuna kaçırması. Böyle bir kaza olması halinde, en kısa zamanda yabancı cismin çıkarılabileceği bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, bebek ve çocukların en sık metal para yuttuğunu söylüyor. Çocukların çok kere kolay ulaştığı çeşitli büyüklükteki paralar, yuvarlak oldukları için ağızdan yemek borusuna kolaylıkla geçiyor. Genellikle göğüs ortasında bir yerde, yemek borusuna takılıyor. Küçük oyuncak parçaları, legolar, metal çivi, vida, anahtar, kalem ve boya parçaları sık yutulan diğer katı cisimler. Bunlar yemek borusunda takılıp kalıyor veya mideye ilerliyor. Ancak mide çıkış deliğinden geçemiyor. Plastik ve madeni cisimler, eğer kesici ve delici değillerse ani olarak zararlı etki göstermiyor. Fakat küçük saat pili gibi yutulması kolay, masum görünümlü cisimler ne yazık ki mide içinde asidin sindirici etkisiyle açılarak zehirli madde sızdırıyor. Zehirlenmenin yanı sıra mideyi delebiliyor.
Yutulan cisimler, ender de olsa, nefesle birlikte soluk sorusuna geçebiliyor. Zamanında müdahale edilmemesi durumunda ölümle sonuçlanabiliyor.
NAZAR BONCUĞU VE TAKILARA DİKKAT
Yenidoğan bebekleri bekleyen bir başka tehlike, aile yakınlarının uğur için taktıkları altın parçaları, maşallahlar ve çengelli iğneler. Bebek emme refleksi nedeniyle giysi veya yastığına tutturulmuş iğneyi ağzıyla açabiliyor. Çoğu zaman altınla iğneyi birlikte yutuyor. Açık iğne ucu, yemek borusu veya mideye saplanıyor.
Bir şey yuttuğunu nasıl anlarsınız
İşte yutulan maddeye, vücutta ne kadar kaldığına ve nereye takıldığına göre değişen belirtiler:
á Öksürük ve ağızdan sürekli tükürük akması
á Cisim solunum yoluna baskı yapıyorsa nefes almada güçlük ve morarma
á Yemek borusu veya midede devamlı kalan cisim varsa bir süre sonra karın ağrısı
á Bebeğin beslenmeyi reddetmesi, ağızdaki lokma yutmak istememesi
á Yutulan cismin çevresinde meydana gelen hasar ve iltihaplanma nedeniyle ortaya çıkan ateş.
Yoğurt yedirmek işe yaramıyor
Evlerdeki birçok sıvı madde, bebeklerin ve çocukların yaşamını tehdit ediyor. Bulaşık makinesi deterjan ve yağ çözücüleri, çamaşır suları, halı şampuanları, mutfak ve banyo temizlik maddeleri, kireç çözücüler gibi. Hastanelerin çocuk acillerinde hemen her gün su, meşrubat veya kola zannettiği sıvıyı içen birkaç çocuk tedavi ediliyor.
Bebek ve çocuğun evde kolaylıkla ulaşabileceği yerlerde ve çekici ambalajlarda duran maddelerin yanlışlıkla içilmesi halinde mide yanabiliyor. Yanık, iltihap ve dokulardaki hasar, zararlı sıvının içilmesinden günler veya haftalar sonra yemek borusunda yavaş yavaş daralmaya yol açıyor. Kusmalar başlıyor ve beslenme bozuluyor.
Açıkta satılan kimyasal temizlik sıvılarının yakıcı etkisi, ambalajlı ve markalı ürünlerden daha fazla. Boya ve boyacılıkta kullanılan kimyasal maddelerin yanlışlıkla içilmesi de sık görülüyor. Boya ve tiner gibi tahriş edici, dokuyu yakıcı sıvılar, kimyasal yapıları nedeniyle zehirleyici maddeler.
İlkyardım sırasında yapılan en büyük yanlış kusturmak. Kusturmak kimyasalın tekrar aynı bölgelerden geçerek tahribatını artırmasına neden oluyor. Yoğurt yedirmek de yanlış. Ağız yanıklarında çocuk tükürüğünü bile yutamaz. Hemen doktora götürmek şart.
Kesinlikle kusturmaya çalışmayın
En kolay tanı yöntemi bebeğin radyolojik incelenmesi. Metal cisimler röntgende kolaylıkla görülüyor. Plastik, kumaş veya yumuşak cisimler röntgende görünmedikleri için endoskopi yapılıyor. Sert ve keskin maddeler kusturularak kesinlikle çıkartılmamalı. Çengelli iğne bu bakımdan en riskli cisimlerden biri. Endoskop adı verilen cihazla yenidoğan bebeklerde dahi yabancı cisme ulaşarak vücuda zarar vermeden dışarı çıkarmak mümkün. Madeni para gibi yuvarlak, kaygan ve midede erimeyen maddeler 24 saatten daha uzun süre mide içinde kalırsa mutlaka çıkartılmalı. Eğer zararsız kabul edilen madde mideyi terk etmişse, çocuk ve bebeğin dışkısı sürekli gözlenerek yabancı cismin vücuttan çıktığından emin olunmalı.