Eşinin karaciğeriyle hayata döndü, anne olmanın tadını çıkarıyor

Ahu’ya henüz beş aylık evliyken karaciğer yetmezliği tanısı kondu. Hastalık hızla ilerledi, komaya girdi. Eşi Cüneyt’in cömertçe paylaştığı karaciğeriyle hayata döndü. Özkan çifti üç ay önce kucaklarına aldıkları Münci Ata ile anne-baba olma heyecanı yaşıyor

Ahu ve Cüneyt’in iş gereği telefonla başlayan görüşmeleri bir süre sonra flörte, ardından evliliğe dönüştü. Ama evliliklerinin beşinci ayında Ahu halsizlik hissetmeye başladı. Karnındaki şişlik ve idrar rengindeki değişikliği yeni işindeki strese bağladı. Babası ısrar edince test yaptırmaya karar verdi. Normalde 30 birim olması gereken karaciğer enzimleri 30 katından fazla çıkmıştı. Bu karaciğerin iflası, siroz anlamına geliyordu. Defalarca tekrarlanmasına rağmen sonuç değişmedi. Hastanedeki nöbetçi, “Karaciğeriniz bitmiş, bu değerlerle organ nakli olmanız gerekli” dedi. Şaşırdı Ahu, “Grip bile olmam. Kendime dikkat ederim. Bünyem sağlamdır aslında. Sekiz ay aralıksız kullandığım zayıflama ilaçları karaciğerimi bitirmiş olmalı” diyor.

UMARIM KALANI SANA YETER

Derhal hastaneye yatırıldı. Nakil şarttı. Ama ameliyata bir türlü razı olmuyordu. Memorial Hastanesi’ndeki odasının kapısına “Bugün karaciğerim rahatsız edilmek istemiyor” ve “Karaciğerimi vermeyeceğim” notları asıyor, nakil cerrahları Prof. Dr. Münci Kalayoğlu ve Prof. Dr. Koray Acarlı’yı bazen görmek dahi istemiyordu. Ameliyat için ayak diretmeye devam ederken, anne- babası ve ikizine karaciğer vericisi olabilir mi diye, testler yapılıyordu. İkizi dahil hiçbir yakının kan grubu uymadı. Sadece 105 yaşındaki dedesinin kan grubu uygundu ama o yaşta bir verici için ameliyat ölüm demekti. /images/100/0x0/55ea0b7af018fbb8f866b2c8
Eşi de gönüllüydü karaciğerini paylaşmaya. Ama Ahu, “Olmaz, evde bir ameliyatlı hasta yeter” diyordu. Tablo kötüleşiyordu. Önce karaciğer destek makinesine bağlandı, sonra iki günde bir karnından dokuz litre sıvı çekilmeye başlandı. Karaciğerin fonksiyonları her geçen gün kötüleşiyordu. Tam üç buçuk ay ameliyata direnmişti, sonunda pes etti. Acil karaciğer bekleyenler listesindeydi artık. Toparlanması için yoğun bakım ünitesine indirildi. Ancak komaya girdi. Her şey o kadar kötüydü ki, uzmanlar beyin ölümü gerçekleşti mi diye bile muayene etti. Kadavradan karaciğer beklemeye tahammül kalmamıştı, eşi hazırlandı. Ameliyatı yapacak Prof. Dr. Kalayoğlu, Cüneyt Özkan’ı karşısına aldı, “Eşinin boyu ve kilosuna göre karaciğerinin yüzde 70’ini vermen gerek, sana sadece yüzde 30’u kalacak. Umarım kalanı sana yeter” dedi. Cüneyt kararından dönmedi, eşinin ömrüne ömür katmak için ameliyata girdi. Yan yana ameliyathanelerde operasyon başladı.

UMUTLA BOŞ YATAĞI BEKLEDİ

Ahu’NUn ameliyatı 14, Cüneyt’iyse yedi saat sürdü. Ameliyattan sonra yoğun bakım ünitesine alınan Cüneyt o güne kadar yaşamadığı şiddetli bir ağrıyla kendine geldiğinde gözleri ilk eşini aradı. Karşısında boş bir yatak vardı, oraya getirilmesini bekledi. Saatler geçtiği halde yatak hala boştu. “Ahu nerede?” diye soruyor ama kötü haber alırım kaygısıyla üstelemeye de korkuyordu. Ertesi gün servise alındığında hala onu görememişti. Eşi komadayken ameliyata alınmıştı, onu kaybettiklerini düşündü. Oysa o sırada Ahu steril odada tutuluyordu. Sekiz gün hastanede yattı ama eşini görmesine izin verilmedi. Siroz bedenini iflas ettirmişti 22 gün uyanamadı.

KOCAM ARTIK HİÇ GİTMEZ

Odaya alınan genç kadın ne yürüyebiliyor, ne konuşabilir ne de yazabiliyordu. Günde tam 37 ilaç, yoğurduna kırılarak veriliyordu. Ailesi bir kez daha yıkıldı. Odada bir hafta kaldıktan sonra taburcu oldu. Tedavisine evde devam edildi. Ancak konuşamamak, yürüyememek, bir türlü normale dönememek sinirlerini harap etmişti. Evlilikleri ciddi bir sınav daha veriyordu. “Cüneyt o günlerde gitmedi ya, hiç gitmez. Çok çok kötü zamanlardı. Beni bırakmadı” diyor. Yavaş yavaş tedavi ve destekle normale döndü. Tek eksikleri bir çocuktu. Doğal yolla iki buçuk yıl çocuk sahibi olamadılar. Ahu 37 yaşına gelmişti, zaman kaybetmek istemiyordu. Tüp bebek tedavisi için Prof. Dr. Semra Kahraman’a başvurdular. Sadece iki yumurta ve embriyo elde edildi. Daha ilk denemede, o yaşta bir kadın için düşük ihtimal gerçekleşti, embriyolardan biri rahmine tutunmayı başardı. Karaciğerin reddini önlemek için alınan ilaçlar yeniden düzenlendi. Gebeliğin 37’inci haftası biterken Münci Ata’yı dünyaya geldi. Ona ameliyatı yapan doktorlardan Prof. Dr. Münci Kalayoğlu’nun adı verildi. Ve canlıdan canlıya organ nakli yapıldıktan sonra mikroenjeksiyon tekniğiyle dünyaya gelen ilk bebek oldu.

PLAJDA UZAYLIYIZ BİZ DİYORUZ

Ahu Özkan (39): Eşim “Asla minnet beklemiyorum” dedi. Ana-babalar bile organ verirken kırk kere düşünürken böyle bir fedakarlık yapmasını beklemiyordum ondan. Çok ısrar etti. Ameliyattan sonra da çok çaba harcadı. Müthiş şeyler başardık. İkimizin de karnında benzer ameliyat izleri var. Denize gittiğimizde ‘Ne oldu size böyle?’ diye soruyorlar. ‘Uzaylıyız biz’ diyoruz.”

KENDİNİ BORÇLU HİSSETMESİNİ İSTEMEM

Cüneyt Özkan (39): Hayat iyi-kötü sürprizlerle dolu. Herkesin başına gelebilir. Ahu çok kötüye gidiyordu. Yaşaması için en kısa zamanda organ bulunması gerekiyordu. Benim uygun verici olmam da Allah’ın bir hikmeti. Bu hem insanlık hem de eşlik görevi. Kendini bana borçlu hissetmesini istemem.

TAMAMLAYICI TIP
Diş hekimi korkusuna karşı NLP


Diş hekimi korkusu yaşayanların sayısı hiç de az değil. Diş hekimi Arzu Yalnız, hastalarının bu korkusuyla baş edebilmeleri için NLP’den yardım alıyor. Hastaların duygu, düşünce ve davranışlarını yeniden düzenliyor. Koltuğa rahat oturmalarını sağlıyor. Yalnız, “Sadece korkuyu yenmesi değil, pediyodik kontrolleri aksatmaması yönünde de bilinç değişikliği yapmak mümkün” diyor.

SAĞLIĞIM İÇİN
Haldun Dormen (Sanatçı)

Mutlaka yaparım: Hiçbir şeyi abartmam. Yemem de içmem de kararında. Az sigara içiyorum. Bir gece alkol almışsam, öbür gece ara veriyorum. Her gün tartılır ve kilomu kontrol altında tutmaya çalışırım.
Asla yapmam: Boğazıma düşkün olduğum halde çok fazla yemek yemiyorum.
Mutlaka yapacağım: Dört-beş ayda bir check-up yaptırıyorum. Gelecek hafta da gideceğim.

ŞİFA KÜTÜPHANESİ
Plastikten kurtuluş rehberi


Naylon hayatımızın her alanına girdi. Hem çevreyi hem de bedeni harap ediyor. Prof. Dr. Hamdi Temel, Hayykitap’dan çıkan Naylon Aşkı Öldürür, Plastik Yaşamdan Kurtuluş Rehberi’nde, naylon aşkının tüm canlıları öldürdüğüne dikkati çekiyor. 7 lira.

UZUN LAFIN KISASI

YANLIŞ: Her yaşlı mutlaka bunar. Bunaklık, tedavisi bulunmayan bir yaşlılık hastalığı.
DOĞRU: Yaşlanma bunamanın risk faktörlerinden. Ama yaşlılık=bunama değil. Bu tür bir sorun gözlüyorsanız doktora görünmekte yarar var.
Yazarın Tüm Yazıları