RAKİP, büyük deprem geçirmiş, Türkiye’nin gündemine oturup, zoraki barışın ardından 9 futbolcusunu Denizli’de bırakıp gelmiş.
Yani bir hayli kırık dökük ve de yıkık. Parasızlıktan kırılırken, oyuncu yokluğundan sahaya 17 futbolcu bulamamış. Santrfor Selahattin’i sağbek oynatmış.
Üstelik, ligin tozunu attığı taktiği de belli. Kaleci Souleymanou, uzun top atıyor, forvetlerden biri indirip, bir başkası kaleye şut atıyor. Bunu 28 hafta boyunca herkese yedirip, 39 puan toplamış zengin kentin, yoksul takımı.
İşte böylesine dağınık bir rakip karşısında derli toplu başladı, Yattara ile başlayıp, Ayman’la süren, Umut’un gol vuruşuyla sonlanan pozisyonda umutlandı Trabzonspor.
18 kişilik kadrosunda iki kalecisi dışında tam 12 tane savunma özellikli oyuncusu, üçü oynayan, biri yedek dört forveti olan Karadeniz ekibi açısından fazla seçenek de yoktu. Ziya Doğan döneminde Türkiye ve Avrupa’nın tüm savunmacılarını kadrosuna toplayıp, "Futbol pazarında defans sergisi" açan bir takımdan daha ne beklenirdi ki?
Üstelik, Yanal’ın gelişiyle kaleci Onur ile Mısırlı Moawad dışında transfer de yapılmamıştı.
Köy yerindeki sosyete terzisi gibiydi Ersun Yanal.
Ayman-Hasan-Ferhat üçlüsünden "10 numara yaratmak" gibi bir büyük hayal peşinde idi.
İlk yarıyı avantajlı kapayıp, ikinci yarı başında "Bu ne zaman adam olur" diye düşündüren Barış’ın golüyle iki farkı yakaladı bordo mavililer.
Gol sonrası, "rahvan" giden maçı, Yattara’nın rakibe saygısız tavrı hareketlendirdi. Hakem Hakan Özkan’ın çabasıyla, kavgasız bitti maç.
Ve sıralamada Denizlispor’un üstüne çıktı Trabzonspor!