Paylaş
İyi bir seyahatin püf noktaları neler?
- Gidilen yere “taze” varabilmek için rahat bir ulaşım -mümkünse minimum aktarma- konumu; odaları, servisi ile size sıkıntı yaratmayacak iyi bir konaklama; zamanı iyi kullanmak -ki bu da önceden planlama ile ilgili-; yerel kültürü tanıma, yerel yiyecek ve içecekleri tatmaya açık olma ve en önemlisi birlikte seyahat edilen kişi ve kişilerin uyumu tabii ki.
Seyahatte parayla rezil olmamak için ne yapmalı?
- Öncelikle seyahate ne istediğini bilerek hazırlanmak lazım. Gitmeden bir bilene sormak, bilgi toplamak, okumak, araştırmak ve öncesinden iyi planlamak kazıklanmayı ve hayal kırıklığını önler.
ıyi bir seyahat için iyi bir bütçe şart mıdır?
- Dengeli bütçe önemli. Kimi için bütün günü yollarda, müzelerde dolaşarak geçirmek ama tertemiz, yatağı ve banyosu büyük, concierge hizmetleri başta olmak üzere servisi iyi bir otel, kimisi için de daha ekonomik bir otelde kalıp yemeğe ve eğlenceye para harcamak önemli.
Bavul hazırlarken tek bir şeye dikkat etmek zorunda olsanız bu ne olur?
- Bavulun 32 kiloyu geçmemesi. Uçağa almıyorlar. Gerisi halledilir.
Seyahat trendleri nasıl oluşuyor?
- Film, televizyon dizileri, edebiyat, politik toplantılar, spor etkinlikleri, sürgünler sonrası o şehre doğan ilgi gibi unsurlar trendleri oluşturuyor.
2010 yaz/sonbahar seyahat trendleri neler?
- Klasik, bilindik yerler yerine daha çok deneyim yaşanabilecek, daha değişik yerlere gitmek... Yeni Zelanda’da motosiklet turu yapmak, Peru-Bolivya sınırındaki Titicaca Gölü’nü ziyaret etmek gibi... Bu yaz Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak Cape Town, World Expo’nun başladığı şangay öne çıkan şehirler arasında olacak.
Türkler seyahatte de biraz trendlerin esiri değil mi sizce? Maldivler moda olur, hop bütün Türkler Maldivler’e gider, Güney Afrika moda olur, bütün Türkler soluğu orada alır...
- Göçebe bir toplumdan gelmelerine rağmen Türkler çok seyahat etmiyor. Ya da turları tercih ediyorlar. Bunun sebebi dil bilmemek, kendini güvende hissetmemek, zahmetsiz seyahat etmek, keşfetmeye açık olmamak, keşfetmek yerine bilindik, denenmiş şeyleri yaşamak... Türkler bireyselden çok komün olarak yaşamayı seviyor. Gittiği yerde tanıdık yüzler görünce doğru yerde olduğunu düşünüyor.
Gerçi bu bizden bir önceki kuşak için daha çok geçerli. “Önce ev, araba alalım, yazlık alalım, seyahate giden para boşadır” fikri de vardı. Sanırım genç kuşak daha meraklı, parasını deneyimlere
yatırmaya açık.
Avcıoğlu’ndan kısa kısa...
Gitmeyi isteyip de hâlâ gidemediğim yer, Fransa’daki Rhone Vadisi. Bu vadide bir bağda bağ bozumu sırasında bir ay boyunca yaşayarak, sabah erkenden kalkıp bağlardan üzüm toplamak ve şarap yapımı sırasında orada bulunmak istiyorum.
ışi gücü bırakıp Sidney’de yaşarım.
Mümkün olsa her ay Paris’teki L’Atelier Robuchon adlı restorana giderim.
Beni en çok etkileyen tarihi mekanlar Roma’daki Pantheon ve Luxor harabeleri.
Bir numaralı barım, New York’taki Pastis. Evimizin yanındaydı, mahalle barı gibi, hâlâ da gidiyorum.
Aman grubunun tüm otellerinin hastasıyım. Aynı servis kalitesini değişik atmosferlerde yakalıyorlar.
En iyi spa Tayland’daki Chiva Som.
En iyi havuz Miami’deki Delano Hotel’de. Bunca yıldan sonra hâlâ...
En iyi deniz Türkiye ve Yunanistan’ın Ege kıyılarında.
En harika doğa Güney Afrika’da.
En alternatif yer ızlanda.
En harika mimari Venedik’te.
En iyisi Türkiye’de dediğim şey tarih.
En iyi hizmet Tayland’da.
Benim alışveriş cennetim Paris; özellikle antikacıları ve bit pazarları...
Kafa tatili için ideal yer, tekne ile gidilen herhangi bir yer...
En iyi eğlence Manhattan’da.
Bir kere gittiğim ama rüyalarıma giren yer Kyoto.
Paylaş