Paylaş
Sanatın kapalı kapılar ardında olduğu günlerde kamuya en açık yer galeriler ama buralarda düzenlenen 1-1.5 aylık sergilerde bir eseri göremediyseniz diyelim, bir daha görme şansınız zayıf. Eser satılmazsa sanatçıya geri gidiyor, satılırsa birisinin evine veya deposuna yollanıyor.
Müzayedelerde daha da fena... Eser dakikalar içinde satılıyor; bir daha görebilene aşk olsun. Bir de sanatçı atölyelerini ziyaret edip eserleri galeriye bile çıkmadan alan koleksiyonerler, yani hiç görmediğimiz eserler var.
Müze Evliyagil’in ilk sergisinin danışmanlığını üstlenen Deniz Artun tam da bu nedenle, Evliyagil’in topladığı eserlerin sergilendiği bir müze kurmasını çok saygıdeğer buluyor: “Müzede görülen her şey öyle depoda falan değil, Sarp’ın evinin ve işyerinin duvarlarındaydı. İstese bunları orada tutar, keyfince izlerdi. Ve kimse de ona ‘Neden bunları gün yüzüne çıkarmıyorsun?’ demezdi. Ama onun olanı paylaşmayı seçti.”
Özel bir koleksiyonu izlemeye açmanın eleştiriye de açmak olduğunu belirtiyor Artun. Örneğin, bir eseri alıp yatak odanıza astığınızda kimse “Niye o sanatçıdan bunu aldın? Niye başka bir şeyi değil de bunu seçtin? Niye bununla bunu yan yana getirdin?” demiyor. Ama bunları müzeye koyan biri, bu sorulara da kendini açmış oluyor. “Kendi keyfiniz, zevkiniz için yaptığınız bir alışveriş bir anda meşrulaştırmak zorunda kaldığınız bir seçkiye dönüşüyor. Bu da büyük cesaret” diyor Artun.
Evliyagil’in koleksiyonu 1950 yılından bugüne 82 sanatçının 200’den fazla resim, heykel, video art, fotoğraf ve baskı işlerinden oluşuyor.
Müzede şu anda koleksiyondan seçilen 75 parça ‘Anakara’ temalı sergi ile sanatseverlerle buluşuyor.
Sergi müzenin üç katına yayılıyor. Her katta üç ayrı kuşaktan sanatçıların eserleri yer alıyor. En alt katta Mübin Orhon, Nejad Devrim, Ferruh Başağa gibi eski kuşak sanatçıların işleri yer alıyor. Orta katta 50-70 yaşları arasındaki kuşağın, misal Canan Tolon, İnci Eviner ve Kemal Önsoy’un eserlerine rastlanıyor. En üst katta ise Mehtap Baydu, Necla Rüzgar, Erdal Duman gibi koleksiyonun en genç sanatçılarının eserleri yer buluyor.
Müzede ikinci ve üçüncü katlar arasında bariyer olmaması, katları karıştırmaya da el vermiş. Orta kata asılan Kemal Seyhan’ın üzerine üst kattan Erdal Duman’ın eserini sallandırınca iki kuşak birbirine karışmış.
Sergide her kuşağa, sanatçılarla aşağı yukarı aynı zamanı paylaşmış üç yazarın, Yakup Kadri’nin, Sevgi Soysal’ın ve Barış Bıçakçı’nın metinlerinden alıntılar eşlik ediyor. Sanatçılar, onlar eserlerini ürettikleri sırada yazı yazmış insanların sözleriyle eşleşmişler.
Müzede Evliyagil’in koleksiyonundan derlenen farklı seçkiler özel temalarla dörder aylık dönemlerle sergilenecek. Koleksiyon sergilerinin yanı sıra, farklı isimlerin süreli sergilerine de yer verilecek.
Ankara İncek’e yolunuz düşerse bu müzeyi ziyaret etmeden geçmeyin. Ya da siz iyisi mi, yolunuzu düşürün.
Paylaş