Melda Onur’suz bir Meclis

Beyaz duvarlara baka baka körleşenleri, beyninde su baloncuğuyla yaşayıp ameliyat olamayanları, güçlükle ayakta duran kanser hastası mahpusları anlatan oydu.

Üniversite öğrencisi Cihan Kırmızıgül’e 11 yıl 3 ay hapis cezası verilmesini protesto edenlere katılıp Beyoğlu’nda yürüyen oydu.

HES’lere karşı düzenlenen eylemde jandarma erine hakaret ettiği iddiasıyla hakkında 9 yıl hapis istemiyle dava açılan 18 yaşındaki Leyla Yalçınkaya’nın duruşmasında hazır bulunan oydu. “HES eylemlerine karşı insanlar korkutuluyor. Umarım kimseye suyunu, toprağını savunduğu için ceza verilmez” diyen oydu.

Tabiatı korumadan ziyade kullanmayı öngören kanun çevre komisyonunda son şeklini aldığında sesini yükselten oydu. STK’ların görüşlerinin dikkate alınmadığını, tüm yetkinin bakanlığa bırakıldığını, yargı kararlarının işlemediğini anlatan oydu.

Meclis’te hayvanlar adına söz alan oydu. Hayvanların da temsilcisi olduğunu söyleyerek küfür olarak kullanılmalarına itiraz eden, “Çakallar ihtiyacını yer. Çakal olmayan insanlar ihtiyacından fazlasını yer. Onların kim olduğunu biliyoruz” diyen oydu. Sokak hayvanlarının deney şirketlerine satılması gibi gaddarlıkları getirecek yasanın önüne siper olan oydu.

Çocukları lezbiyen, gey, biseksüel, trans bireyler olan bir grup anne-babanın mücadelesini konu alan ‘Benim Çocuğum’ filmine destek olan oydu. “Bu durumla yüzleşmemiz ve bu insanların yaşam alanlarını artırmamız lazım” diyen oydu.

Gezi Parkı’nda ağaç kesimlerine karşı gece nöbeti tutanlardan biri oydu. Gazı yiyen oydu. Polise taş atan provokatörlerin sonra polisle yan yana durduğunu anlatan oydu.

Rusya’da tutuklanan Greenpeace aktivisti Gizem’in fotoğrafını göğsünde taşıyarak kamuoyu yaratan oydu.

Yanında getirdiği aynayı kürsüden milletvekillerine tutarak “Burada paralel değil yansıma görüyoruz. Paralel yapıyı görüyor musunuz? Hepiniz oradaydınız” diyen oydu.

Meclis TV yayını kesince ustream üzerinden yolsuzluk fezlekelerinin tartışıldığı oturumu canlı yayınlayan oydu. Sansüre direnen, Meclis’i halka açan oydu.

Berkin Elvan’ın cenazesinin olduğu gün vurulan İsa Kahraman’ı hastanede ziyaret eden oydu.

Çarşı’ya destek olmak için Meclis’e Çarşı tişörtüyle gelen oydu. Meclis kürsüsünde Çarşı tişörtünü çıkarıp alttaki Ali İsmail tişörtüyle vekillere slogan attıran oydu.

Bebekleri Özgür ve Lorin ile beraber cezaevine girecek anne Mülkiye Demir Kılıç için basın toplantısı düzenleyen oydu.

Beltaş işçileri CHP Beşiktaş ilçe binasını işgal ettiğinde “Merkezden beni sizi ikna etmeye gönderdiler ama ben ikna oldum” diyerek işçilerin yanında saf tutan oydu.

CHP’li belediye Yalova’da 180 ağacı katlettiğinde partisinin vekillerine “Biz Gezi’yi, Validebağ’ı, Yırca’nın zeytinlerini korumaya çalışırken bu kıyımı nasıl savunacağız?” diye çıkışan oydu.
Validebağ’da geceli gündüzlü direnen oydu.

*

Melda Onur önseçime girdi ve çok alt sıralardan aday oldu.

Seçmenden ümit kesilmez ama Meclis’e girmesi epey zor görünüyor.

Siyasi partilerin büyük çoğunluğunun liderlerin iki dudağı arasından çıkacaklara kilitlendiği bir ortamda CHP’nin önseçim gibi demokratik bir yönteme başvurması takdire şayan.

Ama son yıllarda nerede mağduriyet varsa orada olan Melda Onur’un Meclis’te büyük ihtimalle olmayacak olması hem mazlumlar hem de CHP adına üzücü.