İnsanın eylemci olası geliyor!

Resimde gördüğünüz şu koy yunus kanıyla dolu. Ve bu bizim yüzümüzden.

Sizin, benim gibiler gidip yunuslarla yüzebilsin, yunusları okşayabilsin, su parklarında maymun edilişlerini izleyebilsin diye...
Yunuslar yılın altı ayı Japonya’nın Taiji kasabasındaki bu koyda çığlık çığlığa işkence görerek öldürülüyor, ölenlerin etleri satılıyor; “şansı yaver gidenler” dünyanın dört bir yanındaki su parklarına gönderiliyor, bit kadar havuzlara atılıyor ve hayatta burnuyla top çeviren yunusları izlemekten daha iyi yapacak şeyi olmayanları eğlendirmek üzere eğitiliyor./images/100/0x0/55eb1a44f018fbb8f8ab368a
Gördüğünüz şu koyda yüzbinlerce yunus öldü. Burası sözde milli park. Uzaktan baktığınızda bir doğa harikası, insana huzur veren cinste. Ama dikenli tellerle çevrili koyun her tarafında “Dikkat!”, “Girilmez!” tabelaları var. Koca koca, kırmızı harflerle yazılmış... Ellerinde bıçaklarla dolaşan balıkçıların meskeni burası. Gündüz burada yunusları öldürüyor, gece ateş etrafında birbirlerine katliam anılarını anlatıyorlar. Hayır, bu onların geleneği falan değil çünkü Taiji’deki bu koyda olanlar Japon halkından gizli tutuluyor.

YUNUS ETİ EŞLİĞİNDE YUNUS GÖSTERİSİ İZLİYORLAR

Taiji, dünyanın en ikiyüzlü kasabası. Kentin her yanı yunus heykelleri, yunus resimleri, yunus hediyelikleriyle dolu. Burada olup biteni, yunus katliamlarını bilmeyenler sanır ki dünyanın en yunus dostu yeri.
Oysa Taiji’deki Balina Müzesi’ni ziyaret edenler hem yunusları izleyebiliyor hem de yunus eti yiyebiliyorlar.
İyi ki Ric O’Barry gibileri var. Barry dalgıçlar, eylemciler ve sinemacılardan oluşan ekibini topluyor; gecenin karanlığında koyun her tarafına yapay kayalar içinde gizli kameralar ve mikrofonlar yerleştiriliyor. O kameralar balıkçıların yunusları vahşice öldürmelerini, koyu kan gölüne çevirmelerini tüm detaylarıyla kaydediyor.
İşte geçtiğimiz hafta vizyona giren “The Cove”(Koy) belgeseli böyle ortaya çıkıyor.
İzlediğinizde insanlığınızdan utanıyor, poponuzun üzerinde oturup saçma sapan işlerle uğraştığınız için kendinize öfkeleniyorsunuz. “Bir tarafından ben nasıl tutarım acaba?” diye düşünüyorsunuz.
O’Barry’nin dediği gibi “Eğer orada olanlara son veremezsek, bunu düzeltemezsek, büyük sorunları boş verin, umut yok demektir.”

İnanması zor bazı gerçekler

* 1970’lerde balina ses kayıtları dünyanın ilk çevre hareketini ateşlemeye yardımcı oldu.
* Taiji dünya çapındaki su parkları ve yunuslarla yüzme programlarının en büyük yunus tedarikçisi.
* Yakalanan yunusların her biri 150 bin dolara satılıyor. Taiji Balina Müzesi bu satışta komisyonculuk yapıyor, kârı belediye ve balıkçılarla paylaşıyor.
* Yunus avı her yıl eylülde başlayıp marta kadar sürüyor.
* Her yıl Japonya’da 23 bin yunus öldürülüyor.
* IWC (Uluslararası Balina Avcılığı Denetleme Komisyonu) 1986’da ticari balina avcılığını yasakladı. Bir yıl sonra Japonya üç katı sayıda yunus öldürerek ve büyük balinalarla ilgili öldürücü araştırma programları başlatarak cevap verdi.
* 1986’dan beri Japon heyeti, IWC’nin ticari balina avcılığı yasağını kaldırmaya çalışıyor. Son yıllarda komitede güç kazanmak ve oy çoğunluğunu elde etmek için çalışmalar yapıyorlar. ıflas etmiş veya fakir ülkelere maddi yardımda bulunup karşılığında onların IWC’ye üye olmalarını ve kendilerine balina/yunus avcılığı konusunda oy desteği vermelerini istiyorlar. Kamerun, Togo, Kamboçya, Ekvator, Eritrea, Gine Bisav, Kiribati, Laos ve Marşal Adaları bunlar arasında. Bu ülkelerin temsilcileri IWC’de Japonya yanında oy veriyor ancak konferanslar sırasında ya dergilerdeki otomobil ilanlarına göz gezdiriyor ya da uyukluyorlar. Birkaç yene oylarını satıyorlar yani.
* 2003’ten bu yana Japonya, yunus ve balinaları avlama bölgelerinin sayısının azalmasını eleştiren bilimsel verileri aktarıyor.
* “Science” dergisindeki 2006 tarihli bir rapora göre balıkçılık bu hızla devam ederse 40 yıl içinde dünyanın balık stokları bitecek.
Yazarın Tüm Yazıları