İlahi siz de Müftü beyler

Haberin Devamı

SAMSUN Müftüsü Hayrettin Öztürk buyurdular: “18 yaşındakinin zinasına karşı çıkamıyorsanız,
17 aylık bebeğe tecavüze karşı çıkmak timsahın gözyaşlarıdır.”
“Şehvet”
dedi, “Aman diyeyim, duramazsınız” dedi.
Kıyamet kopunca sözlerine açıklık getirdi.
Ne mi dedi?
Aşağı yukarı aynı şeyler.

*

Bu müftümüz son 6 ayda açıklamalarıyla kendinden epey söz ettirdi.
Müftü olmasa yakında kasedi çıkacağını düşünür, öncesinde haber olmak için malzeme verdiğini düşünebilirdik.
İki ay evvel Yayla Şenliği’nde mikrofonu kapıp horon oynayan insanların yüzüne karşı...
“Yanınızdaki kardeşiniz bile olsa kadınlı-erkekli el ele tutuşup horon oynayamazsınız, haram. Eğlencemizi kadınlı-erkekli yapmayalım” deyivermişti.
Temmuzda basın mensuplarına verdiği yemekte yine incileri sıralamıştı.
‘Kaliforniya Sendromu’ dediği modern yalnızlıktan söze girip nasıl olduysa konuyu dizi izleyen kadınlara bağlamıştı. Hani kuru fasulyeden bile konuşsa mevzuyu evlilik telkinine bağlayan anneler vardır ya, o hesap. Bu müftümüz de konu ne olursa olsun onu getirip kadınlarda kilitlemeyi beceriyor.
Müftümüze göre dizi izleyen kadınlar kocalarından şüphe ediyor, boşanmalar bu yüzden artıyordu.
TUİK baksın bence.
Müftü aynı günlerde dövme yaptırmanın da haram olduğunu zikretti. “Ayrıca” dedi, “İnsanların gözüne hoş gelmiyor. Göreni de olumsuz etkileyemezsiniz.”
Farklı bir bakış açısı. Batılının ‘thinking outside the box (kalıpların dışında düşünmek)’ dediği cinsten.
Hocam, şu beton İstanbul’u görmek de bizi olumsuz etkiliyor. Onunla ilgili de bir-iki cümle alalım mı?

*

Haberin Devamı

Enteresan müftümüz çok.
-Mesela geçenlerde Fethiye Müftüsü Oğuzhan Kadıoğlu kent merkezine kız imam hatip lisesi yapılmasına karşı çıkanlara Facebook üzerinden içinde ‘sperm’ sözcüğü geçen bir mesajla yanıt verdi.
Bu sosyal medya herkesi bozdu.
-Zonguldak Müftüsü Nuh Korkmaz ramazan ayında oruç tutan kadınlarla-erkeklerin aynı yerde denize girmesinin caiz olmadığını, orucu zedelediğini söyledi.
Ah şu kadın bedeninin ettikleri!
-Bandı iki yıl önceye saralım. Yozgat Müftü Yardımcısı Nasuf Yaylagül cuma vaazında düğünlerde karısının, kızının oynamasına tepki göstermeyen ve sokakta kızlarla konuşan erkeklere ‘deyyus’ dedi.
-2010’da Bolu Müftüsü Yaşar Yaprak çam ağaçlarının kesilmesine çok üzüldüğünden, erozyondan bahsederek gönlümüzü fethetse de, gelen bir soru üzerine o konuşma kırmızı iç çamaşırına bağlandı. Yılbaşında kırmızı don giyerek Allah’a şirk koşulduğunu belirtti.
-Bir de Mudurnu Müftüsü Osman Şener vardı. Kadın eli öpmenin haram olduğunu söylemiş ve yine kadın denen mahlukun tehlikesine değinmişti: “Kadınlar erkeklerle konuşurken çok dikkatli davranmalı, erkeklerin şehvet duygularını uyandıracak tavır ve davranışlardan kaçınmalı.”
O günden beridir dolmuşta şoföre parayı elim kolum oynamadan uzatıyorum, ne yalan söyleyeyim.

*

Haberin Devamı

Bizim ne de güzel müftülerimiz var, vardı aslında.
Kız öğrencilere okumaları için burs verdiren Hıdır Bayrak mesela...
Cezaevindeki bir tutuklunun kendisine yolladığı mektup üzerine o tutuklunun kızına bir bisiklet hediye eden Mahmut Gürlen...
Kız çocuklarının okutulması için ailelere çağrı yapan, din görevlilerini göreve davet eden Mehmet Öztürk...
Yoksul ailelere mensup kız öğrencilere eğitim bursu verdiren Mustafa Baytar...
Cenaze namazında kadınların da erkeklerin yanına katılmalarına izin veren Nadir Kuru.
Bu ve benzeri müftülerimizi daha çok sahalarda görmek isteriz. Talihsiz örnekleri değil, iyileri konuşalım biraz da.

Yazarın Tüm Yazıları